FIBA’nın İsrail takımlarıyla ilgili erteleme kararı devam edecek
Hizbullah lideri Nasrallah 7 Ekim'den sonra ikinci kez düzenlediği 'halka sesleniş' konuşmasında Beyrut'taki Aruri suikastına ve İran'daki Kasım Süleymani anmasına yapılan kanlı saldırıya değinerek İsrail'i uyardı.
Lübnan merkezli Şii örgüt Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah 7 Ekim’de Gazze’deki savaşın başlamasının ardından ikinci kez kamera karşısına geçti. Nasrallah öncelikle Hizbullah yetkilisi Hacı Muhammed Yaği’nin ölümü ve Devrim Muhafızları Komutanı Razi Musevi’nin İsrail’in Şam’a düzenlediği saldırıda hayatını kaybetmesi dolayısıyla taziyelerini sundu.
3 Ocak 2020’de ABD’nin hava saldırısıyla Irak’ın başkenti Bağdat’ta öldürülen İranlı general Kasım Süleymani’yi anan Hizbullah lideri konuşmasına “Şehit Kasım Süleymani ve onunla birlikte şehit olan yoldaşlarına, büyük şehit komutan Ebu Mehdi El Mühendis ve yoldaşlarına ve muhterem ailelerine tebrik ve taziyelerimizi yineliyoruz. Kayıpları için taziyemizi tekrar ifade ediyor ve şehitlik mertebesine eriştikleri için kendilerini kutluyoruz” diyerek başladı.
We extend our condolences to the families of those who were martyred near the pure shrine of the martyr Soleimani in KERMAN, Iran and they were martyred on the same path that Commander Soleimani passed. pic.twitter.com/C73TsqkjRE
— حسن نصر الله (@SH_NasrallahEng) January 3, 2024
“Lübnanlıları ve Hıristiyanları, özellikle İsa Mesih’in doğum gününü ve yeni Gregoryen yılının başlangıcını kutluyoruz. Allah’tan herkesin hayatın zorluklarının üstesinden gelmesine yardım etmesini diliyoruz” diye devam eden Nasrallah konuyu İranlı general Kasım Süleymani’nin mezarı yakınında meydana gelen ve 100’den fazla kişinin ölümüne, 200’ü aşkın irnsanın yaralanmasına yol açan patlamalara getirdi. Nasrallah şöyle dedi:
“İran’ın Kerman kentindeki Şehit Süleymani’nin türbesi yakınında şehit olan ve komutan Süleymani’nin geçtiği yolda şehlik mertebesine erişenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Bugün Kerman’daki şehitler bana Seyyid Hamaney’in (İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney) şu sözlerini hatırlatıyor: ‘Şehit Kasım Süleymani, düşmanlarını yaşayan Kasım Süleymani’den daha fazla korkutuyor.’ Gazze’deki başarılar yirmi yıllık özenli çalışmanın sonucudur. Kasım Süleymani ve Kudüs Gücü de bu başarıların mimarlarındandır. Kasım direniş hareketlerini kendi kendilerine yetebilecek hâle getirmek için çok çalıştı. Kasım Süleymani bugün bu savaşta güçlü bir şekilde yer alıyor. Onun yaklaşımı direniş hareketlerini desteklemek ve bu hareketleri ekipman, deneyim ve üretimle donatmaktı. Ruhu şad olsun.”
Hizbullah Genel Sekreteri “Şehit Süleymani’nin imajı, kudreti ve kararlılığı direnişin tüm alanlarındadır. Bu direnişin tüm kazanımları esas olarak şehit Süleymani’nin fedakarlıklarına dayanır” diye ekledi. Nasrallah şöyle devam etti:
“Iraklı milisler ve direnişçiler şehit Süleymani’yi en büyük destekçileri olarak gördü. ABD işgal güçleri 2011 yılında şehit Süleymani’nin örgütlediği Irak direnişi sayesinde Irak’tan kovuldu. Süleymani İsrail düşmanına karşı koyma eylemlerini koordine etmek için direniş grupları arasındaki iletişimi sürdüren bir kahramandı.”
İsrail’in Beyrut’ta “Hizbullah’ın kalesi” olarak bilinen Dahiye’ye düzenlediği saldırıda Hamas Politbüro Başkan Yardımcısı Salih El Aruri ve beraberindeki 6 örgüt üyesi yaşamını yitirmişti. Nasrallah bu saldırıyı “açık bir İsrail saldırganlığı” diye niteleyerek İsrail’e şöyle seslendi: “Bu suçunuz cezasız kalmayacak. Öyle günler ve geceler olacak ki sizinle aramızda sadece savaş alanı olacak.”
Hizbullah’ın İran güdümünde hareket ettiği iddialarını yalanlayan Hasan Nasrallah şöyle devam etti:
“Düşmanların, dostların ve hedeflerin belirlenmesi konusundaki stratejik anlaşmaya rağmen bölgedeki direniş grupları bulundukları ülkenin koşullarına göre hareket ediyor. Bazı siyasi yazarlar ve analistler, bazı rejimlerin kontrol ettikleri gruplara yaptığı gibi İran’ın da tüm Direniş Ekseni’ne (İran, Suriye ve Lübnan’daki Hizbullah örgütü arasındaki siyasi ittifak) emir verdiğini düşünüyor. Direniş Ekseni’ne kararlarını bağımsız olarak alan efendiler katılır, kurallara körü körüne itaat eden hizmetkârlar değil.”
Nasrallah’ın gündeminde Gazze’deki savaş da vardı. İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarına değinen Hizbullah lideri “Direniş Ekseni 8 Ekim’de Gazze’ye yönelik Siyonist savaşın başlamasından bu yana en ciddi meydan okumayla karşı karşıyadır. İsrailli düşmanla devam eden çatışmanın sonuçlarının büyüklüğünü gözlemlediğimizde tatmin olacağız ve devam etmek için daha kararlı duracağız” dedi ve savaşın muhtemel sonuçlarına işaret etti.
“Amerikan imajının yerle bir edilmesi ve ABD’nin uluslararası yasaların başlıca ihlalcisi olarak gösterilmesi,” “uluslararası örgütün Gazze’deki sivilleri korumadaki başarısızlığı” ve “unutulmaya yüz tutmuş Filistin davasının yeniden canlandırılması” gibi birçok sonuç sıralayan Nasrallah şöyle dedi:
“Tüm Lübnanlılar kendilerini İsrail saldırganlığından sadece gücün koruyabileceğini kabul etmelidir. Hizbullah, Filistin halkını ve Gazze’deki direnişi desteklemek için savaşa katıldı. Hizbullah 8 Ekim’de savaşa katılmamış olsaydı İsrail düşmanı Lübnan’a şaşırtıcı bir savaş açacaktı. Lübnan’daki direniş gücü İsrail’in Lübnan’a savaş açmasını engelledi.”
“Hizbullah savaşçıları İsrail’in Lübnan’a saldırması halinde topyekûn bir savaş başlatmaya hazırdır” diyen Nasrallah sözlerini şöyle noktaladı: “Hizbullah şu ana kadar İsrailli düşmanla ılımlı bir savaş yürütüyor ancak İsrail Lübnan’a topyekun savaş açarsa sınır ve kurallar ortadan kalkar.”