Aile şirketleri ‘kurumsallaşmada’ sınıfı zorla geçti
Harvard Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma zaman algımızın yaralarımızın iyileşme sürecini etkilediğini ortaya koyuyor. Daha çok zaman geçtiğini düşünürsek yaralarımız da daha hızlı iyileşiyor.
Sağlık söz konusu olduğunda zihin ve beden arasında güçlü bağlantı olduğuna işaret eden yeni bir araştırmaya göre kişinin zaman algısı fiziksel iyileşmeyi hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir. Harvard Üniversitesi’nden araştırmacılara göre bulgular psikolojik faktörlerin fiziksel sağlık sonuçları üzerindeki etkisine ilişkin geleneksel tıbbi bilgilere meydan okuyor.
Plasebo etkisi gibi fiziksel sağlık üzerindeki psikolojik etkilere ilişkin yıllardır yapılan araştırmaların çok çeşitli hastalıkların tedavisinde önemli gelişmeler sağladığı biliniyor. Farkındalık ve bilişsel davranış terapisi gibi yaklaşımlar da kronik ağrı vakaları için tedavi seçenekleri olarak değerlendirilmekte.
How people perceive time affects rate at which wounds heal, Harvard study findshttps://t.co/SBFG0y5s8Z
— MSN UK (@msnuk) January 15, 2024
Bu yeni çalışma da zamanın fiziksel iyileşme üzerindeki etkisinin zihinsel zaman deneyiminden nasıl etkilendiğini gözler önüne seriyor. Araştırmada Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları gönüllü denekleri hafifçe morartmak için standart bir prosedür uyguladı ve bu deneklerin zaman algılarını laboratuvar testine tabi tuttu.
Deney sırasında katılımcılara vücutlarında yaralanma hissi yaratacak ve halk dilinde “hacamat” olarak bilinen bardak çekme terapisi uygulandı. Bu terapide bardak ya da kupalarla ciltte lokal emme, vakum etkisi yaratılır, bu cildin altındaki kan damarlarının genişlemesine neden olur ve terapi sonrası morarmalar baş gösterir.
Araştırmacılar hacamatın çalışmada tedavi değil deney sırasında ciltte yara izi kalması amacıyla kullanıldığı notunu düşüyor.
Her katılımcıya daha sonra üç deneysel koşulu sağladığı belirtildi; “yavaş akan zaman” (gerçek zamanın yarısı), gerçek zamanla aynı olan “normal zaman” ve gerçek zamanın iki katı “hızlı akan zaman.”
Oysa katılımcılar aynı miktarda gerçek zaman (28 dakika) harcamıştı. Ancak koşulların ikisinde algılanan süre manipüle edilmiş bir zamanlayıcı kullanılarak değiştirildi ve algılanan süre bir denek grubu için yarıya (14 dakika), diğerleri için gerçek zaman miktarının iki katına (56 dakika) eşitlendi.
Araştırmacılar daha çok zaman geçtiğine inanan, yani zaman algısı manipüle edilip yavaşlatılmış katılımcılarda yaranın daha hızlı iyileştiği ve katılımcının daha az zaman geçtiğini düşündüğünde, yani zaman algısı manipüle edilip hızlandırıldığında ise iyileşme sürecinin daha yavaş geliştiği gözlemledi. Oysa herkes için aynı süre, yani 28 dakika geçmişti.
Araştırmayı yürüten bilim insanlarının “Sonuçlarımız zamanın fiziksel iyileşme üzerindeki etkisinin zamanın psikolojik deneyiminden ayrılamaz olduğunu göstermekte” dediği sonuç metninde şu ifadeler yer aldı:
“Algılanan zaman ile gerçek zamanın eşit olduğu kontrol koşuluyla karşılaştırıldığında deneysel olarak oluşturulan yaraların katılımcılar daha çok zaman geçtiğine inandıklarında daha hızlı, daha az zaman geçtiğine inandıklarında ise gerçek zaman aynı olsa bile daha yavaş iyileştiğini gördük.”
Araştırmacılar “Algılarımız, beklentilerimiz ve inanışlarımız biyolojik ve fizyolojik süreçlerimizi mutlak surette şekillendirir” diye ekledi.
Şimdiye kadar geleneksel görüş psikolojinin sağlığımızı yalnızca dolaylı olarak, öncelikle davranışlarımızı etkilediği yönündeydi. Araştırmacılara göre son bulgular insan sağlığında doğrudan zihin-beden bağlantısına dair önemli bir örnek oluşturuyor.