Filistin’e destek yükseliyor: İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya resmen tanıyacak
İsrail, Filistin tutumunda vitesi topyekün işgale kırarken ülke içindeki muhalefet de giderek artıyor. 'Filistin yönetimini kabul etmem' diyen Netanyahu'ya savaş kabinesi üyesinden erken seçim çağrısı geldi.
7 Ekim’de Hamas’ın Aksa Tufanı ardından patlak veren Gazze savaşı, tüm kargaşasıyla devam ediyor. Dünya’da büyük bir savaşın patlak vermesi endişelerine neden olan savaş aynı zamanda İsrail içinde de büyük bir isyan dalgasını tetikliyor. Filistinli örgütlerin ellerinde tutulan rehinelerin hayatının hükümet tarafından geri plana atıldığı yönündeki eleştiriler, her geçen gün İsrail sokaklarını arşınlayan kalabalıkların sayısını artırıyor. Ülkedeki tek isyan ise sokaklarla sınırlı değil, Knesset de (İsrail Parlamentosu) bu büyük krizlerden nasibini alıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün akşam gazetecilere yaptığı basın açıklamasında ülkesinin sokaklarını ateşkes ve esir takası talepleriyle dolduran halkı kızdıracak bir dizi açıklamalarda bulundu. Savaşın yakın zamanda bitmeyeceği mesajını her zaman yaptığı gibi veren Netanyahu, bu kez, İran ile doğrudan savaştıklarını ve “İsrail’in güvenliğini garanti etmeyen bir Filistin devletine karşı çıktığını” Washington’a ilettiğini açıkladı.
Netanyahu, Birleşmiş Milletler’in Ortadoğu’da barış için öngördüğü, ABD’nin yanı sıra Avrupa Birliği’nden müttefiklerinin de desteklediği iki devletli çözümü reddederek Batı Şeria’da da İsrail işgalinin süreceğini ilan etti. İsrail Başbakanı, “Öngörülebilir gelecekteki herhangi bir düzenlemede, bir anlaşma olsun ya da olmasın, İsrail’in Ürdün Nehri’nin batısındaki bütün topraklarda güvenlik kontrolüne sahip olması gerektiğine açıklık getirmek istiyorum” dedi. Bu arada İsrail Başbakanının bu sözleri uluslararası arası arenada “Nehirden denize İsrail” şeklinde yankı buldu. Bu da tepkilerin yükselmesine neden oldu. Orijinali “Nehirden denize özgür Filistin” olan slogan, Şeria Nehri ve Akdeniz arasındaki bölgenin tamamının Filistin’in kontrolünde olması gerektiğini düşünenlerin sloganı. Bu da yetmezmiş gibi İsrail Başbakanının oğlu Yair Netanyahu’nun X hesabındaki bio kısmı da dikkat çekti. Oğul Netanyahu’nun hesabında “Nehirden denize tek gördüğünüz İsrail bayrağı olacak” yazıyor.
Bu da tabii İsrail’de hem halk hem de siyaset nezdinde süren çatırdamaların seslerinin daha net duyulmasına sebep oldu. İsrail’de Savaş Kabinesi üyesi olan eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot, Netanyahu’nun 7 Ekim’de sorumluluğu olduğunu ifade ederek Hamas’ı yok etme hedefinin gerçekçi olmadığını belirtti. Eisenkot, erken seçime gidilmesi gerektiğini söyledi. İsrail’in Kanal 12 televizyonuna demeç veren Eisenkot, “Güvenin tazelenmesi için birkaç ay içinde İsrailli seçmenlerin sandık başına dönmesi ve seçim yapılması gerekiyor çünkü şu anda güven yok” dedi. Kendisine Netanyahu’nun savaş halindeyken seçime gidilmesine yönelik endişeleri hatırlatılan Eisenkot, “İsrail halkının hükümetine olan güven eksikliği de bundan daha az ciddi değil” cevabını verdi.
Netanyahu hükümetinin 7 Ekim ve sonrasındaki süreçte başarısız olduğu görüşünü paylaşan eski Genelkurmay Başkanı, “bu hükümetle bundan sonra nasıl yolumuza devam edebiliriz?” diye sordu.
Hamas’ı ortadan kaldırmaya yönelik amaçları “masal” olarak nitelendiren eski Genelkurmay Başkanı, “Bugün Gazze’de savaş hedeflerine ulaşılamadı” diyerek hükümetin İsrail halkına gerçeği söylemediğini iddia etti.
Eisenkot, muhalefet lideri Benny Gantz ile birlikte, İsrail hükümetinin 11 Ekim günü Lübnan’da Hizbullah’a karşı “önleyici” saldırı düzenlemesini engellediğini de savundu: “Savaş kabinesindeki varlığımızın, İsrail’in ağır bir stratejik hata yapmasını engellediğini düşünüyorum… Eğer Lübnan’a saldırı düzenlenseydi, Hamas lideri Yahya Sinwar’ın bölgesel savaş çıkarma yönündeki stratejik vizyonunu hemen hayata geçirmiş olacaktık.”
Ulusal Birlik Partisi milletvekili olan Eisenkot, 7 Ekim’den sonra kurulan Savaş Kabinesi’nin üyelerinden. Eisenkot’un 25 yaşındaki oğlu Gal Meir Eisenkot ile 19 yaşındaki yeğeni Maor Cohen Eisenkot, aralık ayında peş peşe Gazze’de ölmüştü.
İsrail’de geçtiğimiz sene seçimleri kazanarak başbakanlık koltuğuna yeniden oturan Netanyahu, ülke tarihinin en sağcı hükümetine liderlik ediyor. Aşırı sağcı bakanların topyekün savaş ve işgal baskısının sürdüğü parlamentoda, savaş kabinesi ve hükümet sürekli karşı karşıya geliyor.
Erken seçim çağrısı geldiği sırada İsrail’de ateşkes ve esir takası talebiyle on binlerce kişi, gösteri yapmaktaydı. İsrail hükümetini Gazze’de katliam yapmakla suçlayan Yahudi aktivistler, Tel Aviv ve diğer şehirlerde gösteri düzenleyerek ateşkes çağrısında bulundu. Tel Aviv’de Savunma Bakanlığı yakınlarında düzenlenen protestolara yaklaşık 300 kişi katıldı, savaş karşıtı sloganlar attı. Daha sonra yürüyüşe geçen göstericiler, İbranice, Arapça ve İngilizce olarak “Savaşı durdurun”, “Çare savaş ya da öldürmek olamaz” ve “Eğer barış istiyorsak şiddet sarmalını aşmalıyız” şeklinde yazılar bulunan dövizler taşıdı. İsrail polisinin çevrede önlem aldığı görülürken, göstericilere yönelik bir müdahalede bulunulmadı. İsrail’de toplumun küçük bir kesimini oluşturan savaş karşıtı Yahudiler, polisi gösteri yapmalarına izin vermemek ve kendilerine şiddet uygulamakla suçluyor.