İsrail Mısır’a heyet gönderdi: Refah Sınır Kapısı meselesi masada
BMGK Gazze'ye daha çok yardım girmesi ve İsrail'in iki devletli çözümü reddetmeyi bırakması amacıyla New York'ta toplandı. İsrail elçisi ateşkes çağrılarına kulak tıkarken toplantıya katılan Fidan bölgede yükselen tansiyona değindi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) New York’ta İsrail’in Gazze’ye daha çok yardım girmesine izin vermesi ve gelecekte kurulacak Filistin devletini kendi güvenliği için kabul etmesi çağrısı yapmak için toplandı. Toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da katıldı.
Toplantı öncesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya gelerek İsrail’i ateşkesi kabul etmeye çağırdı. İki mevkidaş ABD’ye de seslenerek savaşın başka yerlere yayılmasına neden olabilecek hareketlerden uzak durmasını söyledi. BMGK toplantısından bir gün önce ABD ve İngiltere ikinci kez Yemen’in başkenti Sana’yı hedef aldı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres oturumda yaptığı konuşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun iki devletli çözüm önerisine karşı çıkmasına tepki gösterdi. İsrail’in iki devletli çözümü tekrar tekrar reddetmesinin “kabul edilemez olduğunu” ve Gazze’deki savaşı uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını söyleyen Guterres Filistin devletinin kabul edilmemesinin aşırılık yanlılarını cesaretlendireceğini de vurguladı. İki devletli çözümün “bitmek bilmeyen korku, nefret ve şiddet döngüsünden çıkmanın tek yolu” olduğunu belirten Guterres bu çözümün “hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin meşru taleplerini karşılamanın tek yolu olduğunu” sözlerine ekledi.
“Gazze nüfusu tarihte benzeri görülmemiş ölçekte ve hızda yıkıma maruz bırakılıyor. Hiçbir şey Gazze halkının toplu olarak cezalandırılmasını haklı gösteremez” diyen Guterres “kasıtlı adam öldürme, yaralama, sivilleri kaçırma ve cinsel taciz suçlarından dolayı” Hamas’ı da kınadı. Guterres Gazze’de yarım milyondan fazla insanın açlıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Sağlık sistemi çöktükçe hastalıkların hızla yayıldığına değinen Guterres Filistinlilerin Gazze’de yalnızca bombardımanlardan değil kolera, dizanteri ve hepatit nedeniyle ölme riski taşıdığı konusunda da uyarı yaptı.
Altı bin Filistinlinin tutuklanmasına da değinen Guterres tutuklulara insanlık dışı muamele yapıldığı haberlerinden derin rahatsızlık duyduğunu söyledi. Yardımların ihtiyaç duyulan yerlere ulaşmasını sağlama, rehinelerin serbest bırakılmasını kolaylaştırma ve Ortadoğu genelinde tansiyonu düşürmek için acil ateşkes çağrısı yapan Guterres Lübnan, Yemen, Suriye ve Irak’ta yükselen tansiyona işaret ederek daha büyük bir bölgesel gerginlik riskinin artık gerçeğe dönüştüğü konusunda uyardı.
İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan “dünyanın kanseri aspirinle tedavi etmeye çalıştığını” söyleyerek başladığı konuşması nedeniyle bazı Arap büyükelçilerin tepkisiyle karşılaştı. Ateşkesi savunanların “Hamas’ın iktidarda kalacağı, kendini toplayıp yeniden silahlanacağı ve kısa süre sonra İsrail’e ‘yeni bir soykırım’ girişiminde bulunacağı bir geleceği savunduğunu” iddia eden Erdan “İstediğiniz sonuç bu mu? Bu İsrail’in seçtiği bir savaş değil. Her biriniz nasıl kendi ülkenizin geleceğini korumaya çalışıyorsanız biz de kendi geleceğimizi öyle koruyoruz” dedi.
Konuşmasında İran’ı da hedef alan Gilad “Çatışma sihirli bir değnekle çıkmıyor. Bu planlanmış ve talimatı verilmiş bir çatışmaydı. Bölgedeki her ülke İran’ın terör uzantılarından etkileniyor. Şii hegemonyasını artırmak için hiçbir şeyden çekinmiyorlar” diye devam etti.
“Uluslararası toplumun Gazze ve Batı Şeria’da akan kanı durdurmakta hala aciz kaldığını” gördüklerini belirten Fidan “Gazze bir açık hava hapishanesiydi. Şimdi ise İsrail başbakanının siyasi bekasını uzatmak amacıyla askeri operasyonlar düzenleyerek sivilleri katlettiği bir savaş alanına döndü” dedi. Fidan konuşmasına şöyle devam etti:
“Halihazırda yaşanan savaşın İsrail’in güvenliğini sağlamak amacı güttüğüne, İsrail’in meşru müdafaa hakkı olduğuna dair iddialar inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Üstelik bu iddiaları ortaya atanlar Filistin’in güvenliğinden ya da meşru müdafaa hakkından hiçbir şekilde bahsetmiyor. Gazze ve Batı Şeria’daki tablo güvenliğe ve meşru müdafaa hakkına en çok kimin ihtiyacı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.”
Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığına dair Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşıladıklarını belirten Fidan bunun Filistin halkını daha fazla zarar görmekten koruyacak zamanlı bir girişim olduğunu belirtti. Fidan “İsrail ciddi savaş suçları işlemektedir. Uluslararası hukuka ve kurallara dayalı düzene olan inancın yeniden tesis edilmesini istiyorsak sorumlular hesap vermelidir. İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarının soykırım seviyesine ulaşmış olabileceği yönündeki haberlerden ciddi endişe duyuyoruz” dedi.
Çatışmanın bölgesel tırmanışının önüne geçme konusu üzerinde de hassasiyetle durduklarını belirten Fidan Türkiye’nin savaşın büyüme ihtimaline karşı defalarca uyarı yaptığına değinerek “Dün ‘risk’ dediğimiz bugün artık gerçek oldu. Kızıldeniz, Yemen, Lübnan, Irak, Suriye, İran ve Pakistan’daki son hadiseler çok endişe vericidir. Bu tırmanışın kimsenin kolay kolay kaçamayacağı jeostratejik bir girdaba dönüşme potansiyeli bulunmaktadır” dedi.
İsrail ve destekçilerini başarma imkanı varken diplomatik çözüm aramaya davet eden Fidan “Gazze ve ötesinde devam eden savaş̧ ne barış ne de teslimiyet getirebilir. Bu savaşı durdurmak için tarihi bir sorumluluğumuz bulunmaktadır” sözlerini dile getirdi.
Savaş̧tan sonrasına ilişkin senaryoların Gazze’yi kimin yöneteceği üzerine kurulmaması gerektiğine işaret eden Fidan şunları söyledi:
“Gazze’nin geleceği sadece ve sadece Filistinlilerin elindedir. Savaş sonrasına ilişkin yanıt bulmamız gereken tek soru, 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm üzerinde adil ve kalıcı bir barışı nasıl güvence altına alabileceğimizdir. Bu konudaki çabalarımızın odak noktası başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin kurulması olmalıdır. Bu amaçla İsrailliler ile Filistinliler arasında barışı sağlayacak ve denetleyecek bir garantörlük mekanizmasının kurulması çağrımızı yinelemek istiyorum.”