Bakan Koca: Aşı karşıtlığı en son bize yakıştırılabilir
Gündelik hayatta canımızı sıkan ya da kafamızı karıştıran konuları bir bilene danışarak çıkış yolu arıyoruz. Etik köşemizde, sizden gelen soruları işin uzmanlarına ileteceğiz ve cevabı da size sunacağız. Gerisine karışmayacağız. Elçiye zeval olmaz. Soruları [email protected] adresine bekliyoruz.
Soru okurumuz Volkan P.’den geliyor:
Yanıtlayan:
COVID-19 aşıları gibi konular, her ne kadar bilimle ilgili olsalar da, tamamen rasyonel düzeyde konuşması oldukça zor konulardır. Bu konu etrafında bir çeşit toplumsal kutuplaşmanın yaşanmış olması sebebiyle taraflar kendilerini “farklı takımlardan” hissederler ve nasıl ki bir Fenerbahçeli ve bir Galatasaraylı hiçbir zaman tartışarak birbirini ikna edemezse, dikkat edilmezse aşıyla ilgili tartışmalar da aynı kısır döngüye girebilmektedir.
Peki, neye dikkat edeceğiz? Öncelikle, tartışmayı iki tarafın da kimin daha “akıllı” olduğunu ispatlamaya çalıştığı bir kör dövüşünden çıkarmamız gerekiyor. Aksi takdirde, siz her hasta olduğunuzda karşı tarafa, karşı taraf her hasta olduğunda da size puan yazılan, ama hiçbir zaman nihai olarak kimin haklı çıktığını bilemediğiniz ve sonsuza kadar süren bir tartışmanın içinde bulursunuz kendinizi. Bunun yerine, birbirinizle rekabet etmediğiniz, tam tersine beraberce işin doğrusunu keşfedeceğiniz bir işbirliği başlatabilir ve gerçeği beraber arayabilirsiniz.
Bunun için, aklınızdaki doğru cevabı karşı tarafa dikte etmek yerine, o cevaba ulaşmanıza yardımcı olacak bir soruyla başlayabilirsiniz:
-COVID-19 aşılarının ağır hastalık ihtimalini azalttığını bulmuşlardı. Sence bu azalmayı nasıl hesaplamışlardır? Neyle neyi karşılaştırmışlardır?
Muhtemelen çok uzun zaman geçmeden, aşı olanlar ve aşı olmayanların karşılaştırıldığı konusunda uzlaşacaksınızdır. Sonrasında, bu karşılaştırmanın birey birey değil, grup seviyesinde yapıldığı sonucuna ulaşmanız gerekecektir:
-Peki, aşı olan grupta ağır hastalık oranının daha düşük olması ne anlama geliyor? Hangisi doğru?
A) Aşı olan grupta kimse hasta olmuyor, aşı olmayan grupta ise herkes hasta oluyor.
B) İki grupta da hasta olanlar oluyor ama aşı olan grupta ağır hastalık geçirenlerin yüzdesi görece daha düşük seviyede.
Bu sorunun doğru cevabı B. Ama eğer uzlaşmakta zorlanırsanız, başka konulardan örnek verebilirsiniz:
-Bizim mahallede hayatı boyunca günde iki paket sigara içmiş ama 95 yaşına kadar kanser olmadan gelmiş bir adam var diyelim. Bu, sigaranın kanser riskini arttırıcı etkisi olmadığını mı gösterir?
Tabii ki hayır. Çünkü bu kişi muhtemelen bir istisna. Eğer tüm sigara içen insanları ve tüm sigara içmeyen insanları karşılaştırırsak, sigara içen grupta kanser yüzdesini daha yüksek bulacaktık. Örneğin, kolay anlaşılması için bir istatistik uydurursak:
-Sigara içmeyen gruptakilerin yüzde 15’i kanser olurken,
-Sigara içen gruptakilerin yüzde 35’i kanser olacaktı.
Ama yüzdelerden de gördüğünüz üzere, kanser olmayan hatırı sayılır sayıda insan olacaktı iki grupta da. Sigara içmeyen gruptan kanser olmuş birini veya sigara içen gruptan kanser olmamış birini çıkartıp örnek olarak göstermeniz, gruplar arasındaki yüzde farklarını çürüten bir kanıt olmayacaktır.
Sigara içmek kanser olma riskini arttırmaktadır ama kanser olup olmamayı belirleyen tek faktör değildir. Bu yüzden tabii ki de her iki grupta da istisnalar olacaktır. Anlaşılmayı daha da kolaylaştırmak için, isterseniz bir başka örnek daha verelim:
– Hiç emniyet kemeri takmayan ama bu zamana kadar hiçbir trafik kazasında da yaralanmamış biri var diyelim. Bu kişi üzerinden, emniyet kemerinin hiçbir işe yaramadığını söyleyebilir miyiz?
Yine tabii ki hayır. Çünkü bu kişi çok şanslı olmuş olabilir veya yaralanmalı kaza riskini azaltan başka faktörler olabilir: Örneğin, emniyet kemeri takmıyor ama aynı zamanda hız da yapmıyor olabilir. Veya kaza yapmış ama hava yastığı sayesinde zarar görmemiş olabilir. Bu kişinin bireysel deneyimleri üzerinden bir genelleme yapmak ise saçma olacaktır: Çünkü benzer kazaları yapmış ehliyet kemeri takan ve takmayan insanları karşılaştırdığımızda, takmayan insanların içinde yaralananların oranlarının çok daha yüksek olacağınız göreceğizdir.
İşte bu tarz örnekler üzerinden ve karşı tarafı rencide etmeden, aşılarla ilgili nasıl düşünmek gerektiğini karşı tarafa “aşılayabiliriz”. Aşı olmak, hasta olmama garantisi almak demek değildir. Hasta olmamıza sebep olacak ve elimizde olmayan birçok faktör olabilir. Ama elimizde olan faktörlerden biri aşı olmaktır. Aşı olarak, bu hastalıktan korunmayı garantilemiş olmuyoruz. Ama riski azaltıcı bir adım atmış oluyoruz. Emniyet kemerimizi takmış oluyoruz. Gerisi, başka faktörlere bağlı.
Buna benzer bir diyalog yoluyla aşılarla ilgili süreci parça parça, analitik şekilde incelemek; bilimsel akıl yürütmenin neye benzediğini örnekler üzerinden anlatmak iş arkadaşınızı ikna etmenizi kolaylaştıracak; aşı olan bir kişinin hasta olmasının veya aşı olmamış bir kişinin hasta olmamasının aşıların genel koruyuculuğuna dair hiçbir bilgi vermediği konusunda uzlaşmanızı sağlayacaktır.