Ak Parti 7 ile başkan atadı
İstanbul’un Çekmeköy ilçesinde belediye ekipleri, çevik kuvvet eşliğinde Nişantepe Mahallesi’nde kaçak olduğu gerekçesiyle Roman vatandaşların oturduğu bazı evleri yıktı. Evleri yıkılan vatandaşlar, güvenlik güçleri tarafından darp edildiklerini belirtirken oylarını Ak Parti'ye verdiklerini söyledi.
İstanbul Çekmeköy’de kaçak olduğu gerekçesiyle birçok ev, belediye ekiplerince yıkıldı. ANKA Haber Ajansı’nın haberinde yıkım sırasında vatandaşlara zor kullanıldığı, 86 yaşındaki yatağa bağlı yaşayan Gülfidan Sepet’in de sürüklenerek evinden dışarı çıkarıldığı iddia edildi.
86 yaşındaki yatağa bağlı halde yaşayan kayınvalidesi, eşi ve 10 çocuğuyla sokakta kalan Gülay Öztürk, “Bize seçimden önce izin verildi. Biz iznimizi aldık. Tapulu evimizi yaptırdık. Ondan sonra seçimler bitti ve geldiler bir anda yıktılar. Hala şaşkınlık içindeyiz” dedi. Kayınvalide Gülfidan Sepet ise “Bize hakaret ettiler. Çocuklarımızı dövdüler, beni sürükleyip attılar, Hasta hasta, bu vaziyette gittim ben Tayyip’e oyumu verdim. Bunu mu yapacaktı? Ben 86 yaşındayım. Bunu mu görecektim Tayyip’ten ben” diye konuştu.
Yatalak durumdaki kayınvalidesi, eşi ve 10 çocuğuyla sokağa atılan Gülay Öztürk, seçimi kazanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepkilerini dile getirerek şunları söyledi:
“Biz evde yatıyorduk. Sabah saat 5-6 civarlarında geldiler, kapıyı çaldılar belediyeden. Eşime ‘Çık’ dediler. Direkt eşimi alıp ters kelepçe yaptılar. Çoluk çocuğu içeriden sürükleyerek dışarı çıkardılar. Nasıl AK Parti belediyesi bu? Nasıl roman halkına sahip çıkıyorlar? Nasıl vatandaşa sahip çıkıyorlar? Hiç bilmiyoruz. Suriyelilere ev yapmayı düşünüyorlar. Kendi vatandaşlarını da bu duruma sokuyorlar. Seçimden önce yıksalardı tamam anlayacaktık. Bize seçimden önce izin verildi. Biz iznimizi aldık. Tapulu evimizi yaptırdık. Ondan sonra seçimler bitti ve geldiler bir anda yıktılar. Hala şaşkınlık içindeyiz. Bizi perişan halde bırakıp gittiler, yıktılar. Hiçbir sebep söylemediler. Biz gittik izin de aldık. Seçimler olmadan önce izin de aldık verdiler”
Gülay Öztürk, Çekmeköy Belediyesi’nin yaptıklarını nedeniyle iki ailenin mağdur olduğunu belirterek “Çoluk çocuğa şiddet uyguladılar, eşimi darp ettiler ve yatalak kaynanamı dışarı attılar. Bu duruma sokuyorlar bizi. 10 tene çocuğum var. Kayınvalidem, eşim 13 kişi yaşıyorduk evimizde. Kira verecek durumumuz yok. Bir kira olmuş 5 milyar (bin), 6 milyar (bin). 10 tane çocukla kimse ev vermiyor. Daha önce kirada oturuyordum. Çocukların sesinden ev sahibi ‘Çık’ dedi. Kirayı arttırıyor. Ben yatalak kayınvalideme bakıyorum, bir tek eşim çalışıyor. Zor zoruna ödeniyor her şey, zor zoruna yetişiyor. Özel günlerde çiçek satıyoruz biz” dedi.
Kendi evleriyle birlikte üç kişinin evinin yıkıldığını anlatan Öztürk, “Çok mağduruz biz. Yardım istiyoruz. Para yardımı istemiyoruz. Sadece bizim çatımız, evimiz yapılsın, tek isteğimiz bu. Çoluk çocuğumuz okuldan geri kaldı. Çoluk çocuğumuzun eşyaları enkaz altında kaldı. Hiçbir şeyimizi alamadık. Sabah çocuk altına yaptı affedersiniz. Elimle yıkadım, kaç saat donsuz gezdirdim” diye konuştu.
“Bu çocuğu sürükleyerek dışarı çıkardılar. O büyük kızımı. Biz de insanız. Bize insan gibi davranılmasını istiyoruz. Biz bir hayvan değiliz” diyen Öztürk, herkes gibi oy kullandıklarını aktardı. Belediye ekiplerinin kendilerini ‘hayvan yerine koyduğunu’ söyleyen Öztürk “Sanki bu evde PKK’lılar yaşar gibi davranışlar. Çoluk çocuk feryat feryadına. Komşular yardımcı olamaya çalışıyor, Çevik Kuvvet komşularımıza saldırıyor. Nasıl adalet bu? Bizim adaletimizin sağlanmasını istiyoruz. Bizim evlerimiz olsun. Biz para istemiyoruz. Erzak yardımı da hiçbir şekilde istemiyoruz. Sadece bizim çatımız geri yapılsın. Bizim çoluk çoğumuz çok mağdur. Benim kayınvalidem çok mağdur. Bizden daha kötü durumda, daha beter oldu. Elinden gelen yetkililer bize yardımını ulaştırsın. Tek isteğimiz bizim bu” dedi
“Türk bayrağının olduğu yere de kepçe vurdu ya. Türk bayrağını kaldırın bir köşeye as, ondan sonra yine yıkımına başla” diyen Öztürk, belediye ekiplerinin Türk bayrağına da saygıları olmadığını belirterek “Nasıl bunlar Türk insanı? Tayyip Erdoğan için diyoruz ki ‘Türk bayrağımızı koruyor’ bizim. Tayyip Erdoğan da bizim vatanımızı korumuyor. Çekmeköy Belediyesi de AK Partili. Bayrağı koruması lazım, ama bu bayrak enkaz altında kaldı. Eşim çıkardı enkaz altından o bayrağı bugün. Yazık günah. Bak bayrağımızı nereye astık? (Bayrağı ağlayarak gösteriyor) Her zaman dimdik kalacak o bayrağım. Biz PKK değiliz, biz Türk vatandaşıyız. Bak erkek evlatlarımız var, yetiştiriyoruz. Yarın bir gün asker olacak, savaşa yollayacağız. 15 Temmuz’da savaşa koştu bizim erkeklerimiz. Şehitlerimiz var. Tayyip Erdoğan’ın bir tek lafıyla. Milletimiz caddelere dökülecek dedi. Biz evde beklerken, bizim erkeklerimiz 15 Temmuz Köprüsü’ndeydi. Bizi yok saydılar. Bizi bir anda yok saydılar. Nerede?” diye isyan etti.
Okula giden çocuklarının sınava giremediğini anlatan Öztürk, “Bin tane Suriyeliye ev yapılacak, daha güzel köşkler yapılacak. Bizim memleketimizde Suriyelilere öncelik veriyorsan, kendi vatandaşına daha öncelik vermen lazım. Sana, tamam, ‘Suriyelilere yapma’ demiyoruz ama bize de öncelik vermesi lazım. Bizim de okula giden çocuğumuz var. 8 tane okula giden çocuğumuz var bizim. İki tanesi ufak, okula gitmiyor. Araştırsın, araştırsın, yalan diyorsalar hiçbir yardımı bize yapmasın. Öğretmenlerinden mesajlar geliyor, sınava giremediler” derken evlerinin yıkıldığını öğretmenlerine söylemediklerini belirtti.
Yatalak vaziyetteyken, 86 yaşında sokağa atılan Gülfidan Sepet, “Bizi Tayyip Erdoğan duysun” derken evlerini yıkan belediye ekiplerinin kendisini darp ettiğini belirtti. Sepet, “Evimizi yapsınlar, dışarıdayız kızım, dışarıda. Bize hakaret ettiler. Çocuklarımızı dövdüler, dışarı attılar. Beni sürükleyerek attılar. Yürüyemiyorum. Ben bayıldım, fenalaştım. Bizi Tayyip Erdoğan duysun, evimizi yaptırsın. Açız ama başka bir şey istemiyoruz. Açız. Böyle hastayım. Hasta hasta bu vaziyette gittim ben Tayyip’e oyumu verdim. Bunu mu yapacaktı? Ben 86 yaşındayım. Bunu mu görecektim Tayyip’ten ben? Biz her sene ona verdik. Bakın Kemal Kılıçdaroğlu’na vermedik. Onu tuttuk, ona verdik, onu sevdik aman o bize babalık yapsın. Onu tuttuk. 10 tane çocuk var bizde, 50 kişi oy verdik ona” dedi.
“Yıkım kararı olmadan, bildirim yapmadan gelip yıktılar”
Evi yıkılan bir diğer mağdur Hakan Hayman ise üç hane olarak sokağa atıldıklarını söyledi. Eşi Yonca Hayman ve oğluyla yıkılan evlerinin başında nöbet tutan Hakan Hayman, “Seçim bittikten sonra evimize bir anda geldiler. Yıktılar. Haber bile vermediler. Herhangi bir yıkım kararı çıkartmadan, bize evinizi yıkacağız falan demediler” diye konuştu.
“Yıkmayacağız dediler seçim bittikten sonra bir anda gelip yıktılar”
“Seçimden önce gittik belediye başkanlığına. Bize konteyner izni verdiler. ‘Konteyner koyun’ dediler. Biz de seçim olduğundan dolayı ‘konteyner yerine, düzgün, kafamızı sokacak bir evimiz olsun. Kendi tapulu arsamız burası’ dedik. Biz gerekli yerlere gittik, ettik müracaatımızı. Sonra diktik evimizi. Belediye ‘Gelin izni halledin’ dedi. Resmi işlerde çalışan bir vatandaşımız var, geldi. Onunla konuştuk. İlçe başkanlığına, belediyeye gitti. Görüştü. ‘Halledeceğiz, görüştük. Yıkmayacağız’ dediler bize. Biz evi, çatımızı yaptık. İçeride oturuyorduk. Bize dediler ‘Seçimleri bekleyin, halledeceğiz’ dediler” diyen Hayman, seçimlerden sonra ekiplerin bir anda gelip evlerini yıktıklarını söyledi. “Haber bile vermediler. Herhangi bir yıkım kararı çıkartmadan, bize ‘Evinizi yıkacağız’ falan demediler” diyen Harman, mağduriyetlerinin çözülmesini istedi.