Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencileri okul müdürünü protesto etti
Hiranur Vakfı kurucusu Gümüşel'in kızını 6 yaşındayken evlendirmesine ilişkin davada yeni bir ayrıntı ortaya çıktı. Duruşma önceki gün görülmüş ve 17 Temmuz'a ertelenmişti.
Hiranur Vakfı kurucularından İsmailağa tarikatına bağlı Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken müridi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile ‘evlendirmesine’ ilişkin davanın ikinci duruşması önceki gün İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görüldü. Dava kapsamında cinsel istismara maruz bırakılan H.K.G.’nin annesi de yargılanıyordu ve dava 17 Temmuz’a ertelendi.
Yıllar sonra şikayet edince ortaya çıkan olaya ilişkin ifade veren H.K.G. Kadir İstekli tarafından sistematik bir şekilde cinsel istismara uğradığını yıllar sonra idrak ettiğini söylemişti. H.K.G.’nin anlattıklarına göre Kadir İstekli, tüm yaşadıklarını küçük bir çocuk olduğu için kendisine oyun gibi göstermişti. H.K.G., dava dosyasına Kadir İstekli’nin yaşananları adeta kabul ettiği ses kayıtlarını ve düğün fotoğraflarını delil olarak sundu.
Bu davaya ilişkin yeni bir ayrıntı ortaya çıktı. HaberTürk’te yer alan habere göre bu süreç içerisinde Yusuf Ziya Gümüşel avukatı aracılığıyla, kızı H.K.G.’nin ilk ifadesini alan kadın savcı ve H.K.G. dava aşamasında ifade verirken duruşma salonunda bulunan kadın psikolog hakkında suç duyurusunda bulundu.
Yusuf Ziya Gümüşel’in avukatı tarafından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede H.K.G’nin duruşmada verdiği ifadeler gerekçe gösterildi. Dilekçeye göre H.K.G. mahkemede verdiği ifadesinde, 2020 yılında verdiği ilk suç duyurusunu yalanladı. İddiaya göre H.K.G. mahkemede; suç duyurusunu alan kadın savcıya detay vermediğini, sorularına evet ve hayır şeklinde kısa cevaplar verdiğini ileri sürdü. Suç duyurusunda; savcı, dosya medyatik bir hal alsın diye kasten mağdurun ifadelerini değiştirerek Gümüşel’e iftira attı.
Söz konusu kadın savcı, 2021 yılında İstanbul Kadıköy- Tavşantepe Metrosu’nda anne ile kızına elinde bıçakla tehdit ve hakaretler yağdıran Emrah Yılmaz hakkında “şüphelinin eyleminin yalnızca tartıştığı müştekilere yönelik değil o anda trende ve platformda bulunan yolcuların, hatta tüm kadınların özgürce yaşama, sokakta bulunma ve hayatlarına devam etme haklarına saldırıdır. Sokaklar, metrolar, korku dolu değil; güven dolu olmalıdır. Şiddet ise önce dilde başlar sonrasında eyleme döner. Olayda en çok dikkat çeken şeylerden biri de şüphelinin küfürleridir. Küfür, şiddettir. Şiddeti yasaları uygulayarak engelleyebiliriz. Kadınların yaşam hakkına sahip çıkmak ve kız çocuklarına güvenli bir gelecek bırakmak tüm toplumun asli görevidir. Bireylerin toplum yaşamının akışına duydukları güvenin örselenmesi ceza, adalet sistemi ve sosyal açıdan onarılması güç zararlara yol açacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
Psikolog hakkında yapılan şikayet ise aynı dilekçede şu şekilde ifade edildi: “H.K.G., duruşmada beyanda bulunurken aniden psikoloğa dönüp, ‘yeter mi?’ diye sormaktadır. Her ikisi de sonradan bu konuşmayı ikrar etmiştir” Bu nedenle de psikoloğun H.K.G.’nin mahkemede anlatacaklarını ezberlettiği, bir yönlendirme olduğu ileri sürüldü.
Kadın savcının dosyası Hakimler ve Savcılar Kurulu’na, Psikoloğun dosyası ise Memur Suçları Bürosu’na gönderildi.