Kültür Masası’nda bu hafta: Depremzedenin kitap isteği, Karaca’nın gerçek gözyaşları…
Bu yaz ne okuyacağınıza karar verdiniz mi? İnsanı en dinlendiren şey, vites değiştirmek, rutini kırmak, yeni şeyler öğrenmek ve düşünmek. Yani mekanı değil kafayı değiştirmek. Bu sene okunup unutulacak plaj kitapları değil, derinleşebileceğiniz yaz konuları seçmeyi deneyebilirsiniz.
Merak etmeyin, yazın plajda okunacak kitaplar tadında bir yazı olmayacak bu. Ama yaz da geldi çattı işte. Okullar paydos. Yazlık giysiler çoktan hurçlardan çıktı. Bayram kapıda. Yaz demek, iş temposunun düşmesi demek, sıcak ve nemden kolunu kıpırdatamamak, öğleden sonra uyuklamak demek ve her ne kadar ekonomik koşullar zorlasa da, birkaç gün de olsa, birkaç hafta da; anne babanın yazlığına gitmek de olsa, kamp kurmak da, tatil demek.
Neden tatil yaparız? Dinlenmek için… İnsanı en dinlendiren şey, vites değiştirmek, rutini kırmak, yeni şeyler öğrenmek ve düşünmek esasında. Yani mekanı değil kafayı değiştirmek. O nedenle size bu sene okunup unutulacak plaj kitapları değil, derinleşebileceğiniz yaz konuları seçmeyi ve kafanızın içini tazelemeyi öneriyorum. Mesela nasıl konular diyecek olursanız, işte size derin sulara dalmak için birkaç tramplen:
Ben eğitim hayatımda tarihi iyi okumamış olmaktan mustaripim. Tarihin ezberlenecek bir kronoloji değil, çok katmanlı bir arka plan olduğunu geç anladım. Şimdi bu eksiğimi telafi etmek için uğraşıp duruyorum. Merak ettiğim pek çok konu var. İrlandalı edebiyatçıları çok sevdiğimden İrlanda tarihini daha iyi öğrenmek istiyorum. Protestan- Katolik çekişmesi, İngiltere ile olan çatışmalar, U2’nun şarkısına da konu olan Kanlı Pazar araştırmak istediğim başlıklar.
Birinci Dünya Savaşı patlak vermeden hemen önceki dönem de çok ilginç. Florian İllies’in ‘1913: Fırtınadan Önce’ isimli kitabı bu dönem için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Gençlerin anne babalarının büyüdüğü ortamı daha iyi anlamaları adına 1980 darbe dönemini incelemeleri elzem. Tanıl Bora’nın derlediği ‘40 Yıl 12 Eylül’ kitabı değerli incelemelerle dolu, sindire sindire okunması gereken bir çalışma.
Bazı yazarlar insana en yakın arkadaşı gibi gelir. Benim için Ann Patchett ve Elizabeth Strout böyle yazarlar. Sizin var mı böyle bir yazarınız? Türkçede en sevdiğim öykü olan ‘Vapur’un yazarı Leyla Erbil’in, ‘Cüce’ isimli devrimci kitabını yakın zamanda okudum ve hayran kaldım. Şimdi ‘Vapur’ ve ‘Cüce’nin etkisiyle, Leyla Erbil’in tüm eserlerini sırayla okumak, yazarın geçtiği aşamaları, değişen meselelerini anlamak istiyorum. Kronolojik okumalar, şairlerle yakınlaşmak için de harika bir yöntem. Cevat Çapan’ın toplu şiirlerini alın mesela ve Türk edebiyatının yaşayan en görkemli çınarlarından birini tanıma keyfine erişin.
Hayvan hakları, iklim krizi, gelir dağılımındaki eşitsizlik. Kafayı takacak mesele çok. Bence her birimizin aktif bir vatandaş haline gelmesi elzem. Nedir aktif vatandaşlık? Sorunları saptamakta, sorunlarla mücadele etmekte sorumluluk almak, katılım göstermek, gönüllü hizmet etmektir. Kimsenin dışlanmadığı, temsil edilebildiği bir ortamın inşasına katkıda bulunarak, yaşam kalitesini artırmaya destek vermektir.
Diyelim toplumsal cinsiyet eşitliği sizin için en öncelikli alan. Clarissa Pinkola Estes’in kadının toplumsal bilinçteki yerini ortaya koyan eseri ‘Kurtlarla Koşan Kadınlar’, yolunuza ışık tutabilir. Bu okuma, başka okumaların yolunu kaçınılmaz olarak açacak, “Değişim için ben ne yapabilirim” sorusunu yanıtlamanızı kolaylaştıracaktır.
Hayatımıza yeni anlamlar getirmenin, yeni dostlar, yeni ortamlar kazanmanın en tatlı yolu bir hobi edinmek. Diyelim film seyretmeyi çok seviyorsunuz. Belki de senaryo yazmayı öğrenebilirsiniz? İlla senarist olmanız gerekmiyor, senarist olmayı öğrenirken, filmlerin keyfini sürmekten, filmleri derinlemesine analiz etmeye geçeceksiniz. Daha fazla yönetmen ve temayı takip eder hale geleceksiniz. Blake Snyder’ın ‘O Kediyi Kurtar’ kitabı, hem çok pratik, hem çok akıcı bir kaynak. Üstelik tanıdık filmlerle ilgili pek çok kafa açıcı referans barındırıyor.
Gelin yapın bu deneyi, bu yaz kendinize bir konu seçin. Bir bakmışsınız sonbahara ufkunuz genişlemiş, yeni hevesler edinmiş halde giriyorsunuz. Diyelim konu seçtiniz, ama sonra okumadınız, sürükleyici plaj kitaplarının kolaycı keyfine kapıldınız. Beis yok. Ne de olsa kitap okumak kadar zevkli bir şey daha varsa, o da kitap seçmektir. Bir konuya derinleşme kararı ile en azından internette, kitapçılarda, kütüphanede, sahaflarda veya benim yaptığım gibi aile fertlerinin kütüphanelerinde güzel saatler geçirmek garanti.
Florian İllies, ‘1913: Fırtınadan Önce’
Tanıl Bora (derleyen), ‘40 Yıl 12 Eylül’
Ann Patchett
Elizabeth Strout
Leyla Erbil, ‘Cüce’
Cevat Çapan, ‘Bana Düşlerini Anlat, Toplu Şiirler’
Clarissa Pinkola Estes, ‘Kurtlarla Koşan Kadınlar’
Blake Snyder, ‘O Kediyi Kurtar’
17 Kasım 2024 - Booker’ın son kazananı Orbital tam da COP 29’a denk geldi!
10 Kasım 2024 - Her şeyin sorumlusu: Çocuksuz kedi kadınlar!
27 Ekim 2024 - Intermezzo: Sally Rooney yine mest ediyor
20 Ekim 2024 - Kimse kendini kandırmasın, Victoria’s Secret’ta değişen bir şey yok
13 Ekim 2024 - Baskı, şiddet, yaş ayrımcılığı: Filmekimi karanlık köşeleri aydınlattı