Kenya Milli Takım Teknik Direktörü Engin Fırat: Konferans Ligi takımları Fenerbahçe’nin yanına yaklaşamaz
Kenya'nın kuzeyinde 1.45 milyon yıl öncesine ait kaval kemiğinde kesik izleri tespit eden bilim insanları, insanların erken dönem akrabalarının birbirlerini kestiğine, etlerini parçaladığına ve muhtemelen yediğine dair en eski kanıtı buldu.
İnsanlar milyonlarca yıl önce Afrika’da ortaya çıkan çok daha büyük bir ‘hominin’ ailesinin hayatta kalan tek üyeleri. Bazı homininlerin son birkaç yüz bin yılda yakın akrabalarını katledip yediklerine dair bazı kanıtlar bulunmuştu ancak 800.000 ila 2.5 milyon yıl önceki Erken Pleistosen dönemine gelindiğinde bu davranışa dair her şey bulanıklaşıyor.
Scientific Reports’ta pazartesi günü yayımlanan bir çalışmaya göre Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde paleoantropolog olarak çalışan Briana Pobiner liderliğindeki araştırmacılar, 1.45 milyon yıl öncesine, yani erken Pleistosen dönemine ait postkraniyal hominin fosilinde tespit edilen ilk ve bugüne kadar da tek kesik izlerini ortaya koydu.
KNM-ER 741 olarak adlandırılan antik kaval kemiği fosilindeki kesik izlerinin kapsamlı incelemesinde araştırmacılar, bacak etinin bir hominin tarafından tüketilmiş olmasının muhtemelen ‘ritüel bir anlamdan ziyade, sadece yiyecek elde etme amacıyla gerçekleşen pragmatik, pratik ve işlevsel bir faaliyet’ olduğu sonucuna vardılar.
Antik fosil üzerinde tespit edilen dokuz izin, eti kemikten ayırma işlemi sırasında taş bir aletle yapıldığı tahmin ediliyor. Daha önce antik bir kafatasında kasaplık izlerine rastlanılmış olsa da yeni keşfedilen kesik izleri, insanlığın yakın soydaşlarının akrabalarının vücudunu parçalamak için alet kullandıklarına dair açık ara en eski kanıtı oluşturuyor.
Motherboard’a mail gönderen Pobiner, “Homininlerin diğer homininleri kesmesinin anlamını, yaklaşık 1.5 milyon yıl önceki antik atalarımızın en azından zaman zaman diğer ölü bireyleri besin kaynakları olarak görmüş olabileceği şeklinde yorumlayabiliriz” dedi.
Pobiner daha önce Güney Afrika’da bulunan elmacık kemiğindeki kasaplık izlerinin daha eski olmasına rağmen yeni keşfettikleri kesiklerin ‘en eski defleshing izleri’ olduğunu belirtiyor. Defleshing, organların çıkarılıp geriye sadece kemiklerin bırakıldığı işleme deniliyor.
Kaval kemiğindeki izler öylesine sıra dışı ki Pobiner Temmuz 2017’de Kenya Ulusal Müzesi’nde kemikle karşılaştığında hemen dikkatini çekivermiş. O sıralar etoburların zarar verdiği fosilleri araştıran Pobiner, KNM-ER 741’deki izlerin aynı yöne bakan birkaç düzgün çizgiyle aşındırıldığını fark etmiş. Bu izlerin de ancak taş aletlerle yapılmış olabileceği düşünülüyor.
Kemikteki etin beslenme amacıyla alındığı düşünülse de hem avlanan hem de avlayan türlerin bilinmemesinden dolayı araştırmacılar buna tam olarak yamyamlık diyemiyor. Kemiklerin üzerinde yarasaya benzer bir izin daha bulunması araştırmacıların kafasında iki ihtimali canlandırıyor. Bunlardan ilki yırtıcı bir kedinin hominin cesediyle ziyafet çekerken başka homininler tarafından korkutulmuş olabileceği. Bunun tam tersi şekilde homininler homininleri kesmiş ve daha sonra da bir kedi etten geriye kalanları yemiş olabilir.
Bu izlerin gerçek hikayesi muhtemelen hiçbir zaman bilinemeyecek olsa da antik kasaplığın bu en eski kanıtı, atalarımızın geçmişte nasıl bir dünyada yaşadığına ışık tutuyor. Tabii yeni keşiflerin sadece sahada kazı yaparak değil, daha önce bilinen örneklerin üzerinden yeniden geçilerek de yapılabileceğini hatırlatıyor.