Borsa yeni bir rekor daha kırdı, altında kayıp artıyor
Altın ve dolar bir açıdan birbirine benziyor: İkisi de “güvenli liman” olarak görülüyor. Dünyada kriz algısının arttığı dönemlerde yatırımcıların bir kısmı güvenli limanlara yöneliyorlar.
Yazının başlığındaki sorunun yanıtı hangi altının kastedildiğine bağlı, ons altın mı, gram altın mı?
Bir ons altın, 31.1034768 gram altına karşılık geliyor. Gram altının yükselip yükselmeyeceği ons altınla yakından ilişkili ama ondan ibaret değil. Ons altının değeri dolar cinsinden belirlendiği için doların TL karşısındaki değeri de gram altının değerini belirliyor. Ons altın yerinde saysa veya hatta bir miktar gerilerse dahi eğer doların Türk Lirası karşısındaki yükselişi ons altındaki hareketten fazlaysa gram altının yükseldiğini görüyoruz. İşte geçtiğimiz günlerde bunu yaşadık, ons altın dünyada gerilerken gram altın rekor seviyelere yükseldi.
Önümüzdeki günlerde de döviz yükseldikçe ons altın yerinde saysa bile gram altının yükselmeye devam edeceğini söyleyebiliriz.
Ons altının hikayesi ise farklı. Ons bu yıl bir ara 2050 dolara kadar yükselmişti. Ama geçtiğimiz günlerde geriledi ve bayram haftasında bir ara 1900 doların da altına indi. Yeni haftanın başında 1920 doların eşiğinde.
Sadece geçtiğimiz ay değil, ons altın geçen yıldan beri oynak bir görüntü sergiliyor. Ons, 2022 Mart ayında Rusya-Ukrayna Savaşı’yla 2070 dolardaki tarihi zirvesine kadar yaklaşmıştı. İlerleyen aylarda ise gerileyerek 1630 dolara kadar inmişti.
Geçen sene yaşanan düşüşün de, geçtiğimiz günlerde yaşanan düşüşün arkasında da aynı faktör, yani Fed (ABD Merkez Bankası) var.
Fed geçen yılın mart ayında enflasyonla mücadele edebilmek için faiz artırımlarına başlamıştı. Arka arkaya çok sayıda artırım yaptı. Ons altının 2070 dolardan 1630 dolara düşmesinin sebebi buydu.
Fed’in faiz artırımları dolara yararken ons altını olumsuz etkiliyor. Zira Fed politika faizini yükselttiğinde küresel sermayenin bir kısmı dolar cinsinden varlıklara yöneliyor. Nitekim geçen yıl ons altın 1630 dolara gerilerken Amerikan parasının altı güçlü para karşısındaki değerini izleyen Dolar Endeksi 114.75’e yükselerek son 21 yıldaki en yüksek seviyesini görmüştü.
Aslında dolar ve altın bir açıdan birbirine benziyor: İkisi de “güvenli liman” olarak görülüyorlar. Dünyada kriz algısının arttığı dönemlerde tasarruf sahiplerinin ve yatırım şirketlerinin bir kısmı hisse senedi gibi riskli varlıklardan çıkıp güvenli limanlara yöneliyor.
Ama doların bir avantajı var: Faiz veriyor, külçe altın ise faiz vermiyor. O nedenle Fed’in politika faizini artırdığı dönemlerde dolar altın karşısında avantaj kazanıyor. Geçen yıl olan işte buydu.
Ons altın geçen yıl 1630 dolara kadar geriledikten sonra sonbahardan itibaren toparlanmaya başladı. Sebep yine FED’di.
Fed geçen yılın kasım ayından itibaren “Faiz artırım oranlarını önce azaltacağım, sonra da bitireceğim” mesajları vermeye başladı. Çünkü enflasyonla mücadelesinde başarılı olmuş, enflasyon gerilemeye başlamıştı. Piyasa 2023’te FED’in faiz artırımlarını bitirmesini, ikinci yarıdan itibaren de faiz indirimlerine başlamasını beklemeye başladı. İşte bu beklenti ile ons altın yeniden yükselişe geçerek 2050 doları gördü.
Peki geçen hafta neden 1900 doların altına indi? Çünkü Fed hazirandaki son toplantısında piyasayı ters köşeye yatırarak “Bu yıl faiz indirimi filan yok, aksine iki faiz artırımı daha yapacağım” dedi. Bu mesajın ve bu arada Amerika’da enflasyonist baskının devam ettiğini gösteren birkaç verinin etkisiyle ons altın geçen hafta 1900 doların altına geriledi.
Aslında Fed’in faiz artırımlarının ons altın üzerindeki olumsuz etkisi doğa kanunu değil. Aksi durumlar da var. Örneğin 1970’li yıllarda Fed faiz artırımları yaparken ons altının değeri rekor denebilecek oranlarda artmıştı. Aşağıdaki tablonun son sütunu 1970’lerde ons altında gerçekleşen yıllık artışları gösteriyor.
1970’lerde Fed’in faiz artırımlarına rağmen altın neden yükselmişti? Çünkü 70’lerde Amerika’da enflasyon çok yüksekti. İnsanlık tarihine baktığımızda altının temel işlevlerinden birinin, tasarruf sahiplerinin parası enflasyondan korumak olduğunu görüyoruz. O nedenle ons altının önümüzdeki dönemdeki seyrinde Amerika’da enflasyonun katılık gösterip göstermeyeceği belirleyici olacak.
Ama ons altının değerini belirleyen başka faktörler de var. Biraz önce altının güvenli liman olarak değerlendirildiğini görmüştük. Dünyada risk algısının arttığı dönemlerde ons altın da yükselişe geçiyor. Yakın dönemden buna iki örnek Rusya-Ukrayna savaşı ve Covid salgını.
Rusya-Ukrayna savaşı patladığında bir anda ons altın yükselişe geçmiş ve tarihin en yüksek seviyesi olan 2070 doların eşiğine kadar gelmişti. Covid salgınının patladığı günlerde de altında sert yükseliş görmüştük. Buradan hareketle şunu söyleyebiliriz: Önümüzdeki dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı sertleşir ve/veya Rusya’da Wagner Grubu ile Moskova arasındaki gerilim yeniden hortlar ve sıcak çatışmaya dönüşürse ons altında yükseliş yaşanır. (Nitekim Wagner’in Moskova’ya yürümesi ons altına hemen yükseliş olarak yansımıştı.) Çin-Tayvan gibi diğer gerilimli noktalar da altın açısından önemli.
Ons altının değerini belirleyen başka bir faktör, doların değeri. Doların diğer paralar karşısındaki değerinin düşmesi, Amerika dışındaki alıcıların kendi paralarıyla daha çok altın alabilmesini sağladığı için talebi artırıyor. Bu da ons altını olumlu etkileyen bir faktör.
Dolar endeksi geçen yıl 114.75’e kadar yükseldikten sonra geçtiğimiz haftalarda 101 seviyesine kadar geriledi. Şu anda 103 seviyesinin eşiğinde. Kimi analistlerin öngörüsü gerçekleşir ve Dolar Endeksi 100’ün altına inerse bu ons altın fiyatını destekleyen bir gelişme olur.
Son olarak tabii bir de arz ve talep var. Yani bütün mal ve hizmetlerin fiyatını belirleyen temel faktör.
Dünyada altın talebinde artış yaşanıyorsa, altın arzı aynı oranda artamayacağı için (Sonuçta altın madenlerin sayısı sınırlı) ons altının fiyatını artırır.
Altın talebini dünyadaki mücevherat talebi kadar merkez bankaları da belirliyor. Geçtiğimiz yıllarda altın talebinde merkez bankaları kaynaklı bir artış yaşandı. Aralarında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da bulunduğu birçok banka rezervleri içinde altının payını artırdı.
Bunun arkasında politik ve ekonomik faktörler var. Örneğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın geçtiğimiz yıllardaki büyük altın alımında, Washington’la arasındaki sorunlar nedeniyle Ankara’nın dolardan altına dönme arzusunun payı büyüktü.
Doların rezerv para olarak kalıp kalmayacağına dair dünyada büyük şüpheler var. Çin ve Rusya merkez bankaları olmak üzere birçok merkez bankasının rezervleri içinde dolar cinsinden varlıkların payını azaltmasının bir sebebi de bu. Bu trendin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini söylemek kehanet olmaz.
Ons altının fiyatını belirleyen en önemli faktör olan FED’in faiz artırımlarına dönecek olursak… Evet, FED piyasanın beklentisinin aksine iki faiz artırımı daha mesajı verdi ama parasal sıkılaşmayı bitirmesine de çok kalmadı. Artırımlar yakında bitecek ve büyük olasılıkla gelecek yıl küçük de olsa indirimler başlayacak.
Bütün faktörler orta ve uzun vadede ons altının yükselmeye devam edeceğini gösteriyor.