Ruh eşini arama şekli Hititlerden beri değişmedi mi?

Yeni Çağ ruhanilik çağı, ve bu çağın söylemine göre her insanın ya da duygunun kendine özgü bir “frekansı” var. Bir şeyi görünülür kılmak için de kendi frekansınızı istediğiniz şeyle eşleşecek titreştirebilmek için bir tür ruhani ayar yapmanız gerekiyor.

Özellikle pandemiden bu yana, titreşimlerini kontrol etmeyen, sevgilisinin astrolojik doğum haritasını Google’da araştırmayan nerdeyse kalmadı (hala yapmadıysanız çok ayıp, hemen gidip titreşin ben burda bekliyorum).

İçinde evrildiğimiz teknoloji çağında aşkı tabi ki yanında cinsel huzuru bulmak ve anlamak söz konusu olduğunda mistik, ruhani ve bilim dışı olana olan ilgimizi tetikleyen şey nedir? Ruhani, ya bu metafizik formüller sayesinde hayallerimizi ve arzularımızı gerçeğe dönüştürme fikri nasıl bu kadar yaygınlaşıyor?

20 yıl önceki ‘Serendipity’ filmini hatırlar mısınız, bir çiftin New York’ta bir geceliğine rastgele buluşup vedalaştığı, ancak sonraki üç yılı birbirlerini bulmaya çalışarak geçirdikleri hikaye. Başkalarıyla evlenmeden hemen önce kader ikisini bir araya getirir. Bir şeyler titreşmiş yani…

İlginç olan şu; The Secret kitabı ve filminden sonra başlayan New Age fikrinin zirvesi olan ‘titreşimi yükselterek’ ruh eşinizi ‘görünülür kılabilme’ inancı Z kuşağı sosyal medya kullanıcıları arasında son derece yaygın hale geliyor. The Guardian’da Juliana Piskorz’un bu konudaki yazısını okuduğumda bizim ülkemizde sosyal medyada dolaşan ruhani çekim ve cinsellik önerileri aklıma geldi. Örneğin Youtube’da “ikiz alev, ruh ikizi, ruh eşi” sayfalarında “ruh eşini kendine çekmen için önerilerden, biriyle ruh eşi enerjisine sahip olduğunu gösteren 30 işarete” kadar onlarca video yayınlanıyor.

Ancak beni en çok şaşırtan konu eski sevgilileri geri döndürmek veya cinsel huzura ulaşmak için önerilen günlük “zihinsel egzersizlerden, görselleştirmelerden, görünür kılma senaryoları yazmaktan (niyetlerinizi ve hedeflerinizi sanki onları zaten gerçekleştirmişsiniz gibi yazmak) ve olumlamalardan” ziyade bilim sınırlarını iyice zorlayan saçmasapan uygulamalar.

Çok satan popüler kitapların yazarı Esra Ezmeci’nin (verdiğim örneği okuyunca niye kitaplarının çok sattığını anlayacaksınız) İnstagram sayfasında; bekar bir kadına yasemin yağını 21 gün göğüs bölgesine sürerken mutlu bir evlilik içinde hissederek 10 dakika hafif vuruşlarla çapa! yapmasını, sonra göbek deliği yanına ve kasıklara kısmetini açması, vazgeçilmezlik için afrodizyak Hürrem yağı sürmesini önerdiğini gördüğümde (ki yağların linkleri de önerinin altında mevcuttu) aklıma yıllar önce babam Prof. Dr. Halim Hattat’ın Paris’te bir cinsel tıp kongresinde yaptığı “Türkiye’de Androlojinin Tarihi” konulu sunum geldi. (Orada olmamın neden babamın asistanlığını yapmamdı)

Sunumda M.Ö. 1800 yılında Hititler’den kalan gayet güzel korunmuş tabletlerde yer alan erkeğe cinsel gücünü ve kadınını geri kazandırmak için kullanılan bazı ezoterik formüller yer alıyordu. Meraklısı için notlarımdan bu formülleri buldum. İlk formülde erkek keklik kanatları yolunduktan sonra tuzlanarak kurutuluyor, dağ bitkisi dadanu ile birlikte havanda dövülüyor, bira içinde içiliyor, böylece cinsel güç geri dönüyor, çiftler cinsel huzura kavuşuyor. Yani titreşim gerçekleşiyor.

Diğer bazı formüller şöyleydi: Erkek kekliğin penisi doğranıyor, ereksiyondaki boğanın penisi ilave ediliyor ve keçinin tükürüğü ile birlikte suya karıştırılarak içiliyor veya koyunun kuyruk kılı ve yine penisinden alınan kıllar kasığa bağlanıyor, böylece cinsel güç geri dönüyor. Anlaşılan biz yeni bir öğreti keşfettik sanırken, Hititler’den bu yana hep bir takım yağ ve formüllerin yardımı ile ruh eşi ve cinsel huzur arayışımız pek de şekil değiştirmemiş.

Sadece bizde değil. YouGov anketine göre Amerikalıların yüzde 60’ı ruh eşlerine inanıyor. “İkiz alev” moda kelimesi 2021’den beri Google’da trend oldu. TikTok’un viral “ruh eşi ay evresi testi” Mart ayından beri milyonlarca görüntülenme aldı. İngiltere’de yakın zamanda yapılan bir araştırma, ankete katılanların yüzde 60’ının hayallerinin gerçekleşmesini istemenin gücüne inandığını ortaya koydu.

Müşterileri arasında Cameron Diaz ve Brad Pitt’in de bulunduğu söylenen Astrolog Susan Miller’a göre artan kontrol arzusu, Y ve Z kuşaklarını ruh eşlerinin gelişi, görünüşü ve tam koordinatları hakkında tahminler aramaya yöneltiyor, astrolojinin uyumluluğu kontrol etmek için kullanılabileceğini ancak aşkı tahmin edemeyeceğini açıklıyor.

Daha da ilginci, romantik ideallerin peşinde koşarken toplumumuzda çok sayıda ilişkisel başarısızlığın olması da berberinde büyüyen bir trend. Özellikle ünlü isimlerde ruh eşini arayan, evlenen, boşanan yani duygusal olarak sevilme ve sevme ihtiyacı ile gündemde olan birçok örnek var.

2004 yılında hayatını kaybeden Türk rock müziği efsanesi Cem Karaca beş evlilik yapmıştı, Mehmet Ali Erbil dört evlilikte kaldı, ünlü oyuncu Ceyda Düvenci üçüncü ruh eşinden de kısa süre önce boşandı, en sevilenlerimizden Gönül Yazar yedi ruh eşi eskitti ve bir başka çok sevilen isim Seda Sayan da aynı sayıyı tutturmuş görünüyor. TÜİK verilerine göre de boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 175 bin 779 iken 2022 yılında 180 bin 954 oldu. Hem de boşanmaların yüzde 32,7’si evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşti. Yani ruh eşini bulduk diye düşünüp vazgeçenlerin oranı oldukça yüksek denilebilir.

Gelelim ilk sorumuza: Bu teknoloji çağında aşkı ve cinsel huzura ulaşmak söz konusu olduğunda mistik, ruhani ve bilim dışı olana olan ilgimizi tetikleyen şey nedir? Buna cevap vermek için öncelikle teknoloji ve özellikle de flört uygulamalarının gerçek bir bağ kurma konusundaki başarısızlığından bahsetmemiz gerekiyor. Sosyal medyada hızla tüketilen ilişkilerin getirdiği bıkkınlık bizi bilim dışı arayışlara götürüyor. Teknoloji bize ilişkileri kolaylaştırmak vaadinde bulunuyor, büyük bir havuz içerisinden algoritmaların desteği ile ruh eşimiz bir tık ötede diye düşünülüyor. Ancak gerçeklere döndüğümüzde çoğu durumda kısa vadeli, bol kalp kırıklığı ve karmaşa taşıyan duygusal bir dönme dolap sunuyor.

İkinci önemli sebep ise kontrol. Bir şeyi kontrol edemediğimizde, ki aşk nihayetinde oldukça kontrol edilemez bir şeydir, bilinmeyeni açıklamak ve biraz kontrol kazanmak için mitlere ve hikaye anlatımına başvurma eğiliminde oluyoruz. Özellikle romantik ilişkisi olmayan bir bireyin ancak diğer yarısını bulunca kendini tamamlayacağı inancı da en önemli tetikleyici.

Araştırmacı Raymond Knee ve meslektaşları, yayınladıkları bir araştırmada romantik ilişkiler arama ve sürdürme konusundaki genel yaklaşımları tanımlamak için “kader inancı” ve “büyüme inancı” terimlerini ortaya koyuyor. Kader inancına sahip insanların “Benim bir ruh eşim var. Benim için anlam taşıyan tek bir kişi var ve onu bulduğumda çok kolay bir ilişki beni bekliyor” düşüncesinde olduklarını, diğer taraftan “büyüme inancına” sahip insanların “İlişkiler yavaş ilerler ve birbirimize uyum sağlamak için büyürüz. İlişkiler çaba ister” fikrinde olduklarını belirtiyor. İlginç olan ruh eşlerine inanan insanların ayrılma, pes etme ve zor ilişkiler yaşama olasılıklarının daha yüksek olması.

Bildiğiniz gibi aşk emek ister. Birini sevdiğinizde birlikte değişirsiniz. “Mükemmel” , kusurları olmayan veya geliştirilecek alanları olmayan sevgili yoktur! Bunun tersini düşünmek de bilim dışıdır. Gerçek bir “ruh eşi”, daha iyi olmanız için sizi zorlayan ve sizin de onlar için aynısını yaptığınız kişidir. Harika ilişkilerin en önemli yapı taşları, sahip olduğunuz etkileşimlerdir. Birbirinize nezaket ve saygıyla davranıyor musunuz? Çatışma alanlarını bağırmadan, birbirinize isim takmadan, fiziksel temaslarda bulunmadan veya içinize kapanmadan tartışabilir misiniz? O kişiye güvendiğinizi gösteriyor musunuz?

Hepimiz yönümüzü kader inançlarından büyüme inançlarına değiştirme gücüne sahibiz. Hayatın zorluklarıyla yüzleşmek için bir ekip olmak, böyle bir ilişki kurmak önemli olandır. Aradaki fark, onu yağlarla, tılsımlarla bulmaktan çok sizin oluşturmanızdır. Yoksa ikizinizi bulacağım derken öküzünüzü bulmanız an meselesidir.

Hititlerde ruh ikizine kuzu penisi, keklik kılı yoluyla ulaşacağım derken ruh öküzüne ulaşanlar oluyor muydu bilinmez ama bir tahmin yap derseniz ereksiyon halindeki boğadan medet uman öküzü bulmaktan da çok şikayetçi olmamıştır, diye düşünüyorum. Gerçi buralara Serdar Turgut’un alanına giriyor, haddimi aşıp onu kızdırmayayım:)