Mercedes 250 bin aracını geri çağıracak
Yeni ekonomi yönetiminin düşük faiz politikasına son vermesi otomobili yatırım aracı olmaktan çıkardı. Arz artarken talebin düşmesi nedeniyle ikinci el ve sıfır araçlarda fiyatlar hızla düşüyor. Bundan sonrası dövizin seyrine bağlı...
Enflasyondaki patlamanın yol açtığı sonuçlardan biri otomobili bir yatırım enstrümanı haline getirmesiydi. Otomobil elbette normalde bir yatırım enstrümanı değil. Ama fiyatları en az enflasyon kadar arttığı için Türkiye’de bir yatırım enstrümanı haline geldi. Çünkü uygulanan ekonomi politikası nedeniyle borsa hariç enflasyondan koruyan finansal bir enstrüman kalmamıştı. Merkez Bankası kendi faizini düşürmüş, uygulamaya konan “makro ihtiyati” önlemler nedeniyle mevduat faizi enflasyonun çok altına inmiş, rezerv satışı nedeniyle dövizdeki artış da yine enflasyonun gerisinde kalmıştı. Otomobil işte bu ortamda yatırım enstrümanı haline geldi, yatırılan parayı enflasyondan koruyor, hatta reel bir getiri de sağlıyordu.
Otomobilin yatırım enstrümanı haline gelmesini sağlayan bir faktör daha vardı, arz problemi. Pandemi esnasında dünyada çip arzında sıkıntılar baş göstermiş, bu da otomotiv fabrikalarında üretimin aksamasına yol açmıştı. Dünyadaki sorun Türkiye’yi de etkilemiş ve bayilerde araç bulunamaz olmuştu.
Bu faktörün de etkisiyle otomobil yatırım enstrümanı olmak ne kelime, en çok kazandıran enstrüman haline geldi. Veri şirketi Cardata’ya göre bu yılın ilk 7 ayında ikinci elde fiyatlar ortalama yüzde 80 arttı. Bu dönemde yüzde 70 getiri sağlayan başka hiçbir enstrüman yoktu. Yani otomobil şampiyon yatırım enstrümanı haline gelmişti.
Bu durum geçen temmuzdan itibaren değişmeye başladı. Birincisi, çip sorunu çözülmüş, araç bulunurluğu sorunu ortadan kalkmıştı.
İkinci etken ekonomi yönetiminin otomobil piyasasında ortaya çıkan al-satçıları durdurmak için getirdiği “İkinci elde fiyatlar sıfır fiyatının üzerinde olamaz” kuralı veya yasağıydı.
Ama asıl etkiyi faizlerdeki yükseliş yaptı, kredi faizlerindeki ve ondan da önemlisi, mevduat faizindeki yükseliş…
Ekonominin dümenine geçen Mehmet Şimşek ve yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan düşük faiz politikasına son verdiler. Merkez Bankası politika faizini artırırken bankaların mevduat faizini artırmalarının önündeki engeller de kaldırılmaya başladı. Bunun sonucunda taşıt kredisi faizi yükselirken mevduat faizi ortalamada (3 aya kadar vade için) yüzde 42’ye, yüksek tutarlarda yüzde 45-48’e geldi. Bir milyon lirayla bir ayda 40 bin lira faiz elde etme imkanı doğdu. Otomobilde böyle bir fiyat artışı kalmamıştı. Bunun sonucunda otomobildeki al-satçıların bir kısmı faize (bir kısmı da borsaya) gitti.
Bu arada taşıt kredisi almak da zorlaştırılmıştı. Bankaların taşıt kredisinde büyüme oranı düşürüldü, fiyatlardaki artışa bağlı olarak da kredi kullanım oranları azaldı.
İşte bu gelişmeler otomobili yatırım enstrümanı olmaktan çıkardı. Al-satçılar piyasayı terk etmiş, arz artarken talebin düşmesine bağlı olarak fiyatlar gerilemeye başlamıştı. Adalet Otomotiv’in kurucusu Mahmut Şahin’in verdiği bilgiye göre, ikinci elde fiyatlar bugüne kadar yaklaşık yüzde 10 düştü. Cardata’nın verilerine göre ise yüzde 4 gerileme yaşandı. Şahin önümüzdeki dönemde yüzde 10-15 daha gerileme bekliyor. Cardata’nın kurucusu Hüsamettin Yalçın ise ekim ayında ikinci el fiyatlarında yüzde 2 ila 4 arasında daha düşüş yaşanacağını öngörüyor.
Bu arada sıfır araç tarafında da ilginç gelişmeler var. Pandemiden bu yana kampanya yapmayan otomotiv firmaları fiili indirim anlamına gelen kampanyalara yeniden başladı. Yani sıfırda da fiyatlar gerilemeye başladı.
Bundan sonrası dövizin seyrine bağlı. Dolarda sert yükseliş olursa önce sıfır fiyatlarına, ona bağlı olarak da ikinci el fiyatlarına yansır. Fakat mevcut görüntü, yıl sonuna kadar dövizde ciddi bi yükseliş olmayacağı yönünde.
Otomobilin şampiyon yatırım enstrümanına dönüştüğü “altın çağ” şimdilik kapandı. (Bu cümlede vurgu şimdilik kelimesi üzerinde.)