Yıldız Tilbe, Seda Sayan, Hadise'nin ardından Gülşen de '0 Takipçi' modasına uydu. Eşi Ozan Çolakoğlu dahil herkesi sildi. Buna 'Diva Sendromu' deniyor. Z kuşağını yakalama telaşı, 'keşfet'e düşme taktikleri ve hayatını kaybetmiş efsanelerin hala takipçi kazanması... Buyrun sosyal medya alemine.
Sosyal medya danışmanları starların peşinde. Ajda Pekkan ekibiyle ‘takipçi silme modası’nı inceliyor. Her an o da yapabilir. Gülşen’i gören Bülent Ersoy “Bir kış temizliği şart oldu” demiş. Tarkan ve Serdar Ortaç’a da geçenlerde böyle teklifler gitmiş, “Samimi gelmiyor” deyip reddetmişler. Bir ünlümüz ise “Instagram şifreniz bende olmalı” diye ısrar eden sosyal danışmanını kovmuş. “Kredi kartı şifremi de vereyim mi, başka ne istersin” diye de bağırmış.
Ünlülerin kapısını çalıp sosyal medya tavsiyeleri veren danışmanlar eğer etkileşimi yükseltmeyi başarırlarsa iyi de maaş alıyor. Danışmanlık, aylık 35 bin TL’den başlayıp starına göre 60 bin TL’ye kadar çıkıyor. Ünlülerin onlardan istekleri de az değil. Neler mi? “Bana Z kuşağı lazım”, “Beni ‘Keşfet’lere düşür”, “Caps olmak istiyorum”, “Bana TT gündemleri yarat.”
Seda Sayan takipçileri sıfıra indirirken “Eşim Çağlar ve oğlum Oğulcan kalacak” diye şart koştu. Gülşen “Eşimi silsem de böyle şeylere takılmaz” demiş. Ama en doğalı Yıldız Tilbe. Zaten genç kuşağı yakalayan da o. Gençler ona “Yıldız Kafası” diye takılıp, sözlerini paylaşıyor.
Hayatını ‘danışmansız’ yaşayan Yıldız Tilbe ‘O Takip’e şöyle yaklaşıyor: “Kimseyi takip etmek istemediğim için etmiyorum. Fenomen olmak, dikkat çekmek, kuşak yakalamak gibi derdim yok.” Sosyal medya uzmanlarının “Ne yapacağı en merak konusu ünlü” olarak kabul ettiği Tilbe, nasıl göründüğüyle de ilgilenmiyor. Filtre, fotoşop kullanmıyor. “Twitter’a şu saatte gireyim, şu olayın arkasına takılayım, millete ayar vereyim” gibi durumlardan uzak duruyor.
Sosyal medyaya geç katılan Kadir İnanır’a birçok marka reklam için tekliflerde bulunmuş, “Sitenizi biz yönetelim” diyen danışmanlar peşinden koşmuş. Cevap ‘Kadirizm’ gibi: “Hayır istemiyorum!” Türkan Şoray sevdiği dostlarıyla etkileşim içindeyken Filiz Akın, Instagram’da aktif. Yeşilçam yıldızları 1980’lerdeki gibi naifler. Sosyal medyanın sert dilinden uzaklar.
Hayatını kaybetmiş olan efsane yıldızların, hayatta olan bazı ünlülere rağmen daha çok takipçisi olması da uzmanlar tarafından şöyle özetleniyor: “Onlar gerçekti, samimiydi ve çok özlendi.” Kemal Sunal, Müslüm Gürses, Cüneyt Arkın, Özkan Uğur, Tarık Akan ve Ayşen Gruda’ya hala mesaj yazanlar var. Sayfası en aktif olan Cüneyt Arkın. Çünkü ailesi yönetiyor.
Gelelim ünlülerin etkileşim konularına: 📌 Özel hayat itirafı 📌 Fotoşopu tartışılmak için abartmak 📌 Sosyal meselelerde “ters köşe yapmak” 📌 Sayfa altlarında polemik yaratmak. 📌 Annelik, yaş, fiziksel görüntü, estetik, medeni durum gibi konularda takipçilere ayar vermek.
Şarkıcı Tuğba Ekinci ‘keşfet’lere düşmek için yaptığı taktiği 2. Sayfa’da açıkça itiraf etti: “Z kuşağı için bikinili danslar yapıyorum. ‘Keşfet’lere düşüyorum. Dünyada Cardi B de bunu yapıyor. Biz yapınca mı kötü?” Bu arada Hülya Avşar’ın bikinili dansı da ‘keşfet’lere düştü.
Magazinden, sosyal medyadan bugüne kadar uzak durmakla övünen isimler de alışveriş sitelerine link verir hale geldi. Tabii ki “tamamen duygusal”… Çünkü ünlülerin ürün paylaşımları 80 bin liradan başlıyor, 400 bin liraya kadar çıkıyor. Hele ünlü hamileyse, yeni anne olduysa fiyat ikiye katlanıyor. Bu işin taktiği; bebeğin yüzünü hemen göstermemek.
Taktiklerden, formüllerden bağımsız en çok yorum alan haber konularıyla bitirelim: Güzellik yarışmalarında kraliçe seçilenler, ünlülerin estetiksiz halleri, kırılan bir pot yapılan bir gaf, bir dizideki en saçma ya da en dokunaklı sahneler, şöhretlerin kazandığı astronomik rakamlar, ünlü bir şarkıcının detone olduğu anlar, ihanetler, çeşitli dallarda ‘kim en iyi’ anketleri…