Bu diziye İsmet Paşa’nın Lozan’dan çektiği bir telgrafın cevapsız kalmasıyla başlamıştık. Başbakan Rauf Orbay, ‘Barış antlaşması imzaya hazır, bir itirazınız yoksa ve izniniz varsa imzalayabilir miyim’ diye soran İsmet Paşa’ya cevap bile vermemişti.
O Rauf Orbay, İsmet Paşa’nın Lozan’dan döneceği gün Ankara’da olmamak için Başbakanlıktan ayrıldı (veya Mustafa Kemal tarafından istifaya mecbur bırakıldı).
Rauf Orbay’ın gidişinin ardından Başbakanlığa Ali Fethi Bey (Okyar) getirildi.
Fethi Okyar, Mustafa Kemal’in Ankara’daki en eski arkadaşlarından biriydi. Arkadaşlıkları Manastır’da Askeri Lise’de başlamış, o günden beri de devam ediyordu. Örneğin Mustafa Kemal Sofya’da ateşe militer olarak görev yaparken Büyükelçi de Ali Fethi Bey’di.
1918 sonunda Mustafa Kemal henüz yeni işgal edilmiş İstanbul’a döndüğünde eski arkadaşıyla yeniden buluştu. Burada Fethi Okyar’ın yayınlamak istediği Minber adlı gazeteye yatırımcı oldu ve bu gazetede yazılar yazdı. Fakat gazete başarılı olamadı, Mustafa Kemal neredeyse bütün tasarruflarını bu yatırımda kaybetti. Gazete, kurtuluş fikrini yaymak için çıkarılmıştı.
Fethi Okyar yine Mustafa Kemal’in isteğiyle Rıza Paşa Hükümetine bakan olarak da girdi. Okyar daha sonra tutuklandı ve İngilizler tarafından Malta’ya sürgüne gönderildi. Sürgünden kurtulduğunda doğrudan Ankara’ya geldi ve hemen hükümette bakan olarak göreve başladı.
Birinci Meclis döneminde bakanlıklar yapan Fethi Okyar, ikinci Meclis dönemine Başbakan olarak başladı. Başbakanlık görevine 13 Ağustos 1923 günü, yani İsmet Paşa’nın Lozan’dan Ankara’ya döndüğü ve Meclis’in açıldığı gün başladı. 27 Ekim 1923’te, Cumhuriyet’in ilanından iki gün önce de bu görevinden Atatürk’ün isteğiyle istifa etti.
Cumhuriyet ilanı sonrası ilk kabineyi İsmet Paşa kurdu, başbakan oldu ama aradan bir yıl geçtikten sonra İsmet Paşa sağlık sebebiyle Başbakanlığı bıraktığında Fethi Bey yeniden başbakan oldu.
Fethi Bey, Mustafa Kemal’in yakın çevresinde ve sadık arkadaşları arasındaydı ama muhalif gruplar ve kişiler tarafından her zaman İsmet Paşa’ya göre daha ‘ılıman’ ve ‘yumuşak’ bulunurdu. Mustafa Kemal, ne zaman muhaliflerini çekmek istese, Fethi Okyar’ın bunda hep önemli bir işlevi olurdu.
Atatürk, Fethi Beye o kadar güveniyordu ki, 1930 yılında ondan bir muhalefet partisi kurmasını da istedi. ‘Serbest Cumhuriyet Fırkası’ böyle doğdu. Aynı Fethi Okyar, Mustafa Kemal’in talimatıyla kurduğı partisini birkaç ay sonra Mustafa Kemal’i zor durumda bırakmamak için kapattı.
Fethi Bey, 100 yıl önce bugünlerde Başbakandı ve önümüzdeki günlerde anlatacağımız öyküde çok önemli bir rol alıyor. O yüzden, Cumhuriyet tarihinin bu üzerinde pek az konuşulmuş önemli kişisini genel hatlarıyla olsun tanımakta fayda var.