Merkez’in anketine göre dolar, faiz, enflasyon yükselecek
Merkez Bankası’nın önümüzdeki haftaki toplantısında politika faizinde 5 puanlık artış yapacağına dönük beklentinin son günlerde yeniden arttığı görülüyor. Merkez Bankası’nın dün yayımlanan yeni beklenti anketinde enflasyon tahmininin artması ve “reel faiz uygulanacak” sözünün yanı sıra mevduat faizlerinde son dönemde başlayan düşüş de politika faizi artışı beklentisini artıran önemli unsurlar oldu. Buna devam eden iç piyasadaki döviz baskısını eklemek de gerekebilir.
Geçen hafta HSBC’nin “2.5 puanlık artış tahmini”nin yayımlanmasından sonra faiz tartışmalarının yeniden alevlendiğini gördük. Dün ise Deutsche Bank bir tahmin yayımlayarak daha önceki faiz artış beklentilerini revize etti. Deutsche Bank önümüzdeki hafta 5 puanlık faiz artışının ardından Kasım ve Aralık’ta da 2.5 puanlık artışlar yapılarak yıl sonunda yüzde 40 politika faizine çıkılacağını tahmin ettiğini duyurdu.
Aynı banka daha önce yıl sonunda aşamalı olarak yüzde 35 faiz oranına çıkılacağını, 2024 yılında ise yüzde 40’a çıkacağını tahmin etmişti. Deutsche Bank tahmininden önce de piyasalardaki beklenti önümüzdeki hafta politika faizinin 5 puanlık artışla 35’e çıkacağı yönündeydi. Foreks’in yaptığı ilk piyasa yoklamasında bu tahminin ağırlık kazandığı görüldü. Farklı kuruluşların önümüzdeki hafta başında yapılacak yoklamalarında da yine 35 puana çıkılacağı tahmininin ağırlık kazanması bekleniyor.
Merkez Bankası’nın dün açıkladığı beklenti anketinde 12 ay sonraki enflasyon beklentisinin yüzde bir ay önceye kıyasla 44.94’den yüzde 45.28’e çıktığı görüldü. 24 ay sonraki enflasyon beklentisi ise yüzde 23.87’den yüzde 25.82’ye yükseldi. Piyasa oyuncuların önümüzdeki dönemle ilgili kur ve büyüme tahminlerinin de yukarı çıktığı gözlendi.
Yüksek baz etkisinin devreden çıkmasıyla birlikte bir yıl sonraki enflasyon beklentisinin aslında düşmesi gerekirken tam tersi oldu. Merkez Bankası ankete olan güvenin azalması nedeniyle bu ay katılımın arttığı yeni bir anket yaptı. 49 yeni katılımcının devreye girmesiyle anket uygulanan piyasa oyuncusu sayısı 70’e yükseldi.
Daha geniş yelpazeye sahip yeni ankete göre enflasyon beklentisinin yükselmesi bazı iktisatçılara göre sürpriz oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “yaklaştık” diyerek reel faiz düzeyine çıkılacağını belirtmesi faiz artışı beklentisinin önemini büyüten bir unsur.
Merkez Bankası eski baş ekonomisti Hakan Kara bir sosyal medya mesajında “politika faizinin yüzde 38’e çıkması halinde bileşik faizin yüzde 46 olacağını, bu takdirde yüzde 45.3’lük beklentinin üzerinde, reel faiz düzeyine çıkılacağını” hatırlattı.
İşte bu hesap önümüzdeki hafta politika faizinde 5 puanlık artış tahminlerini güçlendiren önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Mevduat faizlerinde son dönemde görülen düşüş de politika faizinde yüksek oranlı artış ihtiyacının bir başka unsurunu oluşturuyor.
Bakan Şimşek “politika faizinin ima ettiği orandan daha yüksek bir sıkılaşma yaşandığını” söylemişti. Bundan kasıt, politika faizinden çok daha yukarılara çıkan mevduat faizleri nedeniyle ek sıkılaşma unsurunun devreye girmesiydi. Halbuki faizlerin yükselmesi nedeniyle kredi talebi azaldığı için bankalar mevduat faizlerini son dönemde aşağı indirmeye başladı.
Kârlarını maksimize etmeye çalışan bankalar maliyetlerini mevduat yerine politika faizinden gecelik borçlanarak yönetmeye başladılar. Bu nedenle yüzde 40’lara çıkan ortalama mevduat faizinin yüzde 37.5’e kadar gerilediği görüldü.
Bankacılar mevduat artışı yerine TL mevduat faiz oranlarını düşürdüklerini kaydettiler. Dolayısıyla, bu faizlerin inmesiyle ekonomi yönetiminin “yan yollarla ek sıkılaştırma” faktörünün de işlevini azalttığını gördük.
Merkez Bankası’nın 5 puanlık artırım yapması halinde gecelik borçlanma faizleri de aynı düzeyde artacağı için bankaların TL mevduat faiz oranlarını yeniden artırması gerekecek. Aksi takdirde, yani daha düşük faiz artışı yapılması halinde, banka mevduat faizlerinin düşmeye devam etmesi ya da bu düzeyde kalması bekleniyor.
Bunun yanında dövize olan talebin devam etmesi de, politika faizinde yüksek oranlı artışın bir başka gerekçesini oluşturuyor. Eylül ve Ekim ayları cari fazla verilmesine rağmen döviz rezervleri yatay seyrini korudu. Kasım’dan itibaren seçime kadar cari açık verileceğini, toplam 25 milyar dolarlık bir açık ve kaynak ihtiyacının hesaplandığını görüyoruz. Ek dış kaynak bulunamaması halinde bu süreçte rezervlerin erimeye devam etmesi kaçınılmaz. O nedenle kurlar üzerindeki baskıyı azaltmak için de politika faizinde, 5 puan gibi yüksek oranlı artışa ihtiyaç var.
5 puanlık artış sonrası ne olacağına ilişkin tartışmayı sonraki yazılara bırakalım. Gelinen noktada önümüzdeki hafta ilk adım olarak 5 puanlık politika faizi artışı ihtiyacının son gelişmelerle daha da büyüdüğünü, rahatlıkla söyleyebiliyoruz.