Fransız Caesar topları Erivan yolunda: Azerbaycan sert tepki gösterdi, Erdoğan Paşinyan’la görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dezenflasyon programıyla birlikte TL'nin reel olarak değer kaybı süreci sona erdi' sözleri umut yarattı. Son 5 yılda dolar karşısında yüzde 518 değer kaybeden TL'nin güçlenmesi için yatırımcı güveniyle fon akışı gerekiyor.
Cezayir ziyareti dönüşünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TL’nin reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir” sözleri büyük yankı buldu.
TL’nin adil değeri paylaşımlarıyla tanınan, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks’un X hesabından yaptığı ve ekonomistler tarafından çok eleştirilen “Türkiye 2018’e benzer bir cari hesap ayarlamasının ilk aşamalarında. Bu ayarlama TL açısından olumlu oldu” yorumu hatırlatılan Erdoğan “TL artık kendisini toparlıyor diyebilir miyiz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
Turkey is in the middle of a very sharp current account adjustment that will be positive for Turkish Lira. That adjustment isn’t coming out of thin air. Turkey’s current account deficits have always been driven by excessive credit expansions (blue). Our credit impulse is flat… pic.twitter.com/DRFJNeCtiN
— Robin Brooks (@RobinBrooksIIF) November 18, 2023
“Bizim uyguladığımız dezenflasyon programı çok büyük ihtimalle lirada reel olarak bir değerlemeye sebep olabilir. Yani TL’nin reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Özetle TL’nin reel olarak değer kazanma ihtimali yüksektir. Onun için önümüzdeki dönemde biz uyguladığımız sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Fon akışı lirada reel değerlemeye sebep olacak. Bu da dezenflasyonu hızlandıracak, büyümenin aşağı yönlü risklerini sınırlayacak. Neticede hem makul düzeyde büyüyeceğiz, hem enflasyon düşecek bu koşullarda. Yani faziletli bir döngüye gireceğiz inşallah.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları 21 yıllık AKP iktidarında faiz ve enflasyonla birlikte en çok konuşulan konulardan birisi olan TL’nin değer kaybını yeniden gündeme getirirken haziran ayında politika faizi artışında olduğu gibi yeni bir dönemin başlayacağına yönelik umutları da artırdı. Zira TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’den (serbest piyasada dolar 1,60 TL) bu yana yüzde 1,701’e ulaştı. Erdoğan’ın başkan seçildiği 24 Haziran 2018’den (dolar 5,17 TL) bu yana değer kaybı ise yüzde 518.
Erdoğan’ın Mayıs 2018’de “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur. Naslar ne diyorsa onu uygulayacağız, faizleri indireceğiz” demesiyle başlayan, 2020 yılı sonunda Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanı olmasıyla kısa bir süre için kesintiye uğrayan ama onun yerine Mart 2021’da Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasıyla çok hızlanan düşük faiz politikası dönemi 21 Haziran itibarıyla sona ermiş, Hafize Gaye Erkan başkanlığında Merkez Bankası Şubat 2021’den beri ilk kez yeniden faiz artırarak politika faizini yüzde 15’e yükseltmişti.
Seçimden sonra işbaşına gelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetiminin attığı adımlar başta ekonomistler olmak üzere birçok yabancı finans kuruluşu tarafından da övgüyle karşılanıyor. Ancak Mehmet Şimşek’in başta Körfez ülkeleri olmak üzere birçok ülkede katıldığı yatırımcı toplantılarından henüz somut bir yatırım müjdesi gelmedi. Birleşik Arap Emirlikleri’yle yapılan 50,7 milyar dolarlık anlaşmaların gerçekleşmesinin de uzun zaman alacağı konuşuluyor.