‘Çifte Cinayet’e sıcak takip: Alıp eve götürmek istediğimiz bir gösteri!
25 Ekim-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen 27. İstanbul Tiyatro Festivali 19 tiyatro, performans ve dans gösterisinden oluşan 51 gösterim ve dört ücretsiz yan etkinlikle toplam 30 bin izleyiciyi ağırladı.
25 Ekim- 26 Kasım’da gerçekleşen 27. İstanbul Tiyatro Festivali 19 tiyatro, performans ve dans gösterisinden oluşan 51 gösterim ve dört ücretsiz yan etkinlikte toplam 30 bin izleyiciyi ağırladı.
Usta tiyatrocu Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğü ikinci ve son kez üstlendiği festivalde Türkiye’den 11; Almanya, İngiltere, Danimarka, Fransa, Gürcistan, İrlanda ve Yunanistan’dan toplam sekiz yapım izleyiciyle buluştu. Perdelerini Pina Bausch’un başyapıtı ‘Cafe Müller’le açan etkinliğin kapanış oyunu ise geçen sene olduğu gibi bu sene de festivale özel tasarlanan ‘İstanbul Mon Amour’ oldu. Festival izleyicilerine belgesel tiyatrodan klasik sahnelemelere, çağdaş danstan mask tiyatrosuna, kukla sinemasından mekâna özgü eserlere ve dans tiyatrosuna uzanan geniş bir yelpazede eserler sundu.
Aralarında Ferdi Çetin imzalı ‘Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı’, oyun yazarı İlyas Özçakır’ın tasarlayıp yönettiği ‘Büyük Zarifi Apartmanı’, oyuncu ve senarist Ercan Kesal’ın kişisel hikayelerini kaleme aldığı ‘Ayazmanın Yılanı’, Firuze Engin’in yazıp Güray Dinçol’un yönettiği ‘Çirkin’in de olduğu 11 yerli oyun ilk gösterimlerini 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nde gerçekleştirdi. İlk kez festivalde izleyicilerle buluşan oyunların gösterimi yıl boyunca devam edecek.
Festival İstanbul’un iki yakasında Kadıköy Belediyesi Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Büyük Zarifi Apartmanı, Caddebostan Kültür Merkezi, DasDas, Fişekhane, Galatasaray Lisesi, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Hope Alkazar, İş Kuleleri Salonu, Metrohan, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi, Saint Benoit Fransız Lisesi, Süreyya Operası ve Zorlu PSM olmak üzere 15 farklı mekânda izleyiciyle buluştu. 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin öne çıkan özelliği festivalin Beyoğlu’nda birçok mekâna yayılması, küratör Kasapoğlu’nun deyimiyle ‘Beyoğlu’nu ele geçirmesi’ oldu.
Festival gösterilerin yanı sıra izleyicilere ücretsiz çeşitli yan etkinlikler de sundu. Familie Flöz’ün Mask Oyunculuğu ve Uppercut Dans Tiyatrosu ile Hareket Etmek başlıklı atölyeler Hope Alkazar’da gerçekleştirildi. İKSV Alt Kat ise festival kapsamında çocuklara özel ‘Masal Atölyesi: Masal Matitas’ etkinliğini düzenledi. Hikâye anlatıcısı Candan Çalışkan’ın yürüttüğü atölyelere 3-8 yaş arası 60’ın üzerinde çocuk katıldı.
İstanbul Tiyatro Festivali’nin şehre ve izleyicilere veda ettiği ‘İstanbul Mon Amour’ ise Ahmet Sami Özbudak imzalı şehre özgü bir projeydi. Yedi saatlik projede Osmanlı’dan günümüze sayısız yaşanmışlığın tanığı üç Fransız lisesi salon, sınıf ve koridorlarıyla birer sahneye dönüştü. İzleyiciler gösteri boyunca farklı mekanlarda en kısası 10 en uzunu 40 dakikalık oyunlar izledi. Bu oyunlar arasında Ferhan Şensoy’un yazıp Okan Bayülgen’in oynadığı ‘Kalemimin Sapını Gülle Donattım’, Barış Gönenen’in yönettiği ve Deniz Türkali’nin sahnede olduğu ‘Ah!’ gibi yapımlar da vardı.