Macron ve von der Leyen Çin’de: ‘İyi polis, kötü polis’ tiyatrosu
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brexit'in bir hata olduğunu söyleyerek, genç neslin bu hatayı düzelteceğini umduğunu söyledi. Ne var ki İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'tan sert yanıt geldi: İngiltere dönmeyi planlamıyor.
2020’nin en büyük olaylarından biri Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasıydı kuşkusuz. Ayrılışın üzerinden neredeyse dört yıl geçmesine rağmen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bir geri dönüş bekliyor gibi.
Salı Brüksel’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan von der Leyen Britanya’nın birlikten ayrılması konusunda Avrupalı liderlerin “hata yaptığını” söyleyerek genç neslin bu hatayı “düzeltebileceğini” belirtti. İngiltere’nin AB’ye yeniden katılıp katılamayacağı konusunda ise von der Leyen “İtiraf edeyim, çocuklarıma sürekli şunu söylüyorum: ‘Bunu düzeltmelisiniz. Biz hata yaptık, siz düzeltmekle mükellefsiniz’ diyorum. Benim kişisel görüşüme göre bu şu anda da belli” dedi. von der Leyen’in açıklaması Politico tarafından düzenlenen ödül töreninde geldi.
Ancak İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, von der Leyen ile aynı fikirde değil. Sunak’ın Brexit’in tehlikede olduğuna inanmadığını söyleyen sözcü Westminster’da gazetecilere “Şu anda göç sistemini nasıl daha da katılaştırabileceğimizi Brexit özgürlüğümüz sayesinde düşünebiliyoruz. Hastaların ilaca daha hızlı erişebilmesini de, hayvanların yaşam koşullarını iyileştirebilmeyi de Brexit özgürlüklerimiz sayesinde sağlıyoruz. Bizim odağımız tam olarak bu” dedi. Sözcü sözlerine “Tutkuyla inandığı için kendi kariyerinden önce Brexit’i savunan bir başbakanımız var. Bunun başarılı olmasına odaklanmış durumdayız” diye devam etti.
AB’nin göçmen politikasına göre her ülke eşit sayıda göçmeni kabul etmek zorunda; buna uymayı reddeden üye ülkelerin her bir göçmen için para cezası ödemesi gerekiyor. Halbuki Sunak yönetimi çok daha sert bir göçmen politikası uygulamak istiyor. Bir yandan göçmenlerin karaya çıkmasını önlemek için gemi tahsis edilirken diğer yandan da ülkedeki göçmenleri ülkelerine göndermeyi amaçlayan bir politika izleniyor.
Ne var ki kamuoyu yoklamaları Birleşik Krallık’ta seçmenlerin çoğunun yeniden referanduma gidilmesi durumunda AB’ye yeniden katılmayı destekleyeceğini gösteriyor. Deltapoll tarafından bu ay yayınlanan ankete göre katılımcıların yüzde 48’i AB’ye yeniden katılmak isterken yüzde 36’sı AB dışında kalmak istiyor.
İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnson ve Brexit Bakanı David Frost döneminde neredeyse kopma noktasına gelen AB ve Birleşik Krallık ilişkileri tekrar düzelmeye başlarken taraflar arasındaki duruş farkı bunu nasıl etkiler, zaman gösterecek.
Sunak ve von der Leyen Kuzey İrlanda anlaşmasının iyileştirilmesi ve Birleşik Krallık’ın Horizon programına geri dönmesi için yapılan anlaşmadan bu yana iyi ilişkiler içinde. Ancak eski İçişleri Bakanı Priti Patel dün Kuzey İrlanda protokolünü değiştiren Windsor Çerçevesi’nin işe yaramadığını söyledi. Unionist Voice sitesi için bir makale kaleme alan Patel Birleşik Krallık hükümetinin “Kuzey İrlanda üzerindeki AB kontrolünün dokunaçları” konusunda harekete geçmesi gerektiğini yazdı.
Protokol Birleşik Krallık’a bağlı özerk Kuzey İrlanda’nın Brexit’e rağmen AB’nin tek pazar kurallarına dahil olmaya devam etmesini güvence altına alıyor. Yani AB’nin tüm ticari tasarrufları Kuzey İrlanda’yı da doğal olarak etkiliyor. Ayrıca protokole göre Britanya’Adası’ndan İrlanda Cumhuriyeti’ne giden malların kontrolü de Kuzey İrlanda limanlarında yapılıyor. Bu da Kuzey İrlanda’nın siyasi olarak parçası olduğu Birleşik Krallık’a AB sınırı sağlıyor. Dolayısıyla protokol hem İngiltere’deki hem de Kuzey İrlanda’daki Birleşik Krallık yanlılarını rahatsız ediyor.
Öte yandan 2016 Brexit referandumunun ardından 10 Numara’dan ayrılan David Cameron ülkenin yeni dışişleri bakanı olarak Brüksel’e ilk resmi dönüşünü bu hafta yaptı. Eski İçişleri Bakanı Suella Braverman Filistin eylemlerinde polise yaklaşımı sorun yaratınca Sunak tarafından görevden alınmış, yerine Dışişleri Bakanı James Cleverly’yi atanmış, boşalan dışişleri bakanlığı koltuğuna da Cameron’u gelmişti.
NATO Bakanlar Toplantısı’na katılmak üzere AB başkentine gelen Cameron Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve birliğin Brexit müzakerecisi Maroš Šefčovič ile bir saat görüştü. Cameron o dönemde AB’de kalma yönünde kampanya yürütmüş olsa da İngiliz basınına göre AB merkezine dönmenin verdiği bir tedirginlik yaşıyordu. Brüksel’e geldiği ilk gün basına konuşmayı reddeden Cameron ikinci gününde de hiçbir soruyu yanıtlamamıştı. Cameron’un Sefčovič ile görüşmesi, otomotiv sektörünün Brexit’te AB araçlarının İngiltere’ye ihracında ve İngiltere’den AB’ye ithalatta gümrük vergilerini askıya alacak şekilde değişiklik yapılması çağrısının tekrarlandığı sırada gerçekleşti.