Pirinç kıtlığı kapıda: Hindistan’dan ihracata kısıtlama geliyor
2014 yılında 14,2 milyon ton tahıl ithalatıyla tüm zamanların ithalat rekorunu kıran Türkiye, Cumhuriyet'in 100. yılında 15 milyon tonla yeni bir rekora imza atacak gibi görünüyor.
Anadolu toprakları başta buğday olmak üzere mercimek, nohut, zeytin, elma, kiraz ve daha yüzlerce bitkiye ev sahipliği yapıyor. Ülkemizde yaklaşık dört bini endemik olmak üzere 12 bin bitki türü bulunuyor. Türkiye tek başına koca Avrupa kıtasından daha çok bitki türüne sahip.
Bunca zenginliğe ve tarımın ilk yapıldığı bereketli topraklara sahip olma avantajına rağmen birçok ürünü de ithal eden bir ülkeyiz. Bugün ekmek sevdasıyla dünyada en çok ekmek tüketen ülkenin vatandaşları olarak buğday, arpa, mısır, çeltik gibi birçok tahıl üretiminde nereden nereye geldiğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Son 30 yılda Türkiye’nin tahıl ekim alanları sürekli azaldı. 1993 yılında 142 milyon dekar alan tahıl ekim alanı bugün 112 milyon dekara kadar düştü. 30 yılda 30 milyon dekar alan üretimden çıktı. Ekim alanlarındaki azalmaya rağmen tohum ve tarım teknolojilerindeki gelişme rekolte kaybına yol açmadı. Hatta bazı ürünlerde artış oldu. Mısır ve pirinç buna örnektir.
Tabii üretim alanlarındaki azalmaya rağmen mısır, çeltik, tritikaledeki artış ve üretimdeki verimlilik artışı rekolte olarak yansıdı. Bunun sonucunda 30 yıllık süreçte tahıl üretimimiz 32 milyon tondan yüzde 31’lik artışla bu yıl 42 milyon tona çıkacak (Resmi veriler henüz açıklanmadı ama beklenti bu yönde).
Ancak bazı ürünlerde toplam rekolte değişmedi. Örneğin son 30 yıldır ortalama buğday üretimi 19,9 milyon ton, arpa üretimi 7,7 milyon ton, çavdar üretimi 280 bin ton, yulaf üretimi 281 bin ton oldu. Yazımda belirttiğim gibi mısır 2,5 milyon tonlardan 8,8 milyon tona, çeltik üretimi 225 bin tondan 1 milyon tonlara kadar çıktı.
Özetle Türkiye’nin tahıl ekim alanları azalırken mısır ve pirinçteki rekolte artışı nedeniyle toplam tahıl üretimimiz artmış görünüyor. Bununla birlikte bugün buğday, arpa, mısır, çeltik ve pirinç ithal eden ülke durumundayız. Peki neden?
Çünkü toplam tahıl üretiminde rakamsal olarak bir artış görünse de bu ülkemizin ihtiyacının çok gerisinde. 85 milyon vatandaşı, sığınmacıyı, turisti ve dış ticaret için gerekli hammadde ihtiyacını dikkate aldığımızda bugün ülkemizin en az 60 milyon ton tahıl üretimine ihtiyacı var. Bunun çok yakın gelecekte de 80 milyon tona çıkarılması gerekiyor. Tahıl ürünlerindeki arz açığını ithalat yoluyla kapatıyoruz.
2023 yılına gelindiğinde ise buğday ve pirinç ithalatında Cumhuriyet rekoru kıran Türkiye toplam tahıl ithalatında da rekor kıracak. 2014 yılında 14,2 milyon ton tahıl ithalatıyla tüm zamanların ithalat rekorunun sahibi Türkiye Cumhuriyet’in 100. yılında da yeni bir rekora imza atacak gibi.
Ülkemizin 2022 ve 2023 yıllarına ait aylık tahıl ihracatını incelediğimizde bu yılın ilk yedi ayında yüksek düzeyde tahıl ithalatı yapmışız. Sonraki üç ayda miktar azalsa da ithalata devam edeceğiz. Son üç ayın ortalama ithalat miktarı 650 bin ton civarında. İşin içine biraz da iyi niyet katarak aylık 500 bin ton tahıl ithalatı yaptığımızı varsayıp son iki ayda en az bir milyon ton daha tahıl ithalatı yapılabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu yılın ilk 10 ayında yaklaşık 14 milyon tonluk ithalat yapıldı. Kalan sürede bir milyon ton daha ithalat yapılacağını hesaba kattığımızda 15 milyonluk tahıl ithalatıyla 2014 yılında kırılan rekoru geçerek Cumhuriyet’in 100. yılında yeni bir ithalat rekoruna imza atmış olacağız.