Bahçeli Gazze yolunda vites artırdı: Revan olmazsam namerdim
Cumhurbaşkanı Erdoğan ödül töreninde konuştu, "Kültür, sanat ve akademi dünyasını tek tipleştiren, çoraklaştıran, baskı ve tahakküm altında tutan ideolojik kabileler gerçeği ile bir an önce yüzleşmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri dün gece sahiplerine verildi. Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kültür sanat faaliyetlerini tüm kesimleriyle toplumu kaynaştıran, birleştiren, ortak hisler ve hedefler etrafında bütünleştiren bir çimento olarak gördüklerini söyledi. Erdoğan “Kültür, sanat ve akademi dünyasını tek tipleştiren, çoraklaştıran, baskı ve tahakküm altında tutan ideolojik kabileler gerçeği ile bir an önce yüzleşmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.
Beştepe’deki törende konuşan Erdoğan “Geçmişte bu millet siyaset mühendisliği projeleri yanında toplum mühendisliği projelerine de mecbur bırakılmıştır. Kendi zihniyetlerine göre bir makbul vatandaş imal etme peşinde koşanlar medeniyetimizin ve tarihimizin binlerce yıllık müktesebatına sırt çevirmişlerdir. Biz sorumluluk üstlendiğimiz her yerde kalkınma ile medeniyet mirasına sahip çıkmanın, değişimle asırlık değerleri yaşatmanın, büyütmeyle geçmişle bağları korumanın mümkün olduğunu göstermeye çalıştık. Elbette bu mücadelede yeteri kadar başarılı olamadığımız hususlar vardır. İlham kaynağını kendi toplumunda, kendi geçmişinde aramak yerine gözü hep dışarıda olanlara diyecek bir şeyimiz yok. Batı karşısında mahcup, kendi toplumuna karşı mağrur bu kesimlerden objektif bir değerlendirme, milli bir duruş zaten beklemiyoruz” dedi.
Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin en önemli demokrasi ve kalkınma atılımlarını hayata geçirirken medeniyet ve tarihin mirasına da en büyük yatırımların kendi dönemlerinde yapıldığını belirterek “Fikrine, zikrine, meşrebine bakmaksızın kendini kültür ve sanatın hangi alanında olursa olsun ifade etmek isteyen herkesin önünü açtık. Bilhassa gençlerimizin bize ne kadar farklı gelirse gelsin, bu yöndeki gayretlerini takdir ettik, teşvik ettik. Küreselleşen dünyanın, yerel renklerin ve üretimlerin üzerinde yükseldiği gerçeğini unutmadan vatandaşlarımızın kendi toplumuyla birlikte tüm insanlığı kucaklama çabalarına destek verdik. İçinde yüzlerce, binlerce beynin harıl harıl çalıştığı bir teknoparka hangi hissiyatla bakıyorsak yine yüzlerce, binlerce yüreğin attığı bir konservatuara da aynı şekilde yaklaşıyoruz. Ancak buna rağmen ülkemizde kültür ve sanat üretimi arzu ettiğimiz seviyede değilse sebeplerini çok iyi düşünmek, tefekkür etmek özellikle ideolojik dayanışmanın ülkemize maliyetini tartışmak mecburiyetindeyiz. Kültür, sanat ve akademi dünyasını tek tipleştiren, çoraklaştıran, baskı ve tahakküm altında tutan ideolojik kabileler gerçeği ile bir an önce yüzleşmemiz gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
Erdoğan siyasetten edebiyata, sanattan zanaata her alanda yapabilenin istemediği, bilenin yapmadığı, yapanın bilmediği garip bir tablo ile karşı karşıya kalındığına dikkat çekerek “Gençlerimizin bu gidişatı gidermek için niyet sahibi olduğuna, ancak yeteri kadar gayret göstermediğine, yeteri kadar cesaret sergilemediğine üzülerek şahitlik ediyoruz. Dar kadrocu ve hizipçi anlayışın yerini daha çoğulcu, daha kuşatıcı, daha özgürlükçü, daha liyakatli bir yaklaşım almadan hedeflerimize varamayız” dedi.
Erdoğan konuşmasının sonunda İsrail’in Gazze’ye saldırısına da değinerek “Tarih bu iğrenç tabloyu, buna yol açanları, buna göz yumanları, bunu meşrulaştırmaya çalışanları hak ettikleri şekilde yargılayacaktır. Biz bu yargılamanın tarihe bırakılmadan hemen yapılması gerektiğine inanıyoruz. Başlattığımız girişimler, dünyada giderek daha güçlü destek buluyor. İnşallah 2024 zalimlerin hak ettikleri cezayı gördüğü, mazlumların yaralarının sarıldığı bir yıl olacaktır diye inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri’ni alanlarla ilgili haberimiz burada.