Son günlerin en büyük katliamında muamma: Deyf ve Han Yunus Tugayı komutanı öldü mü?
Gazze'deki savaşın başından beri gündemde olan "savaş sonrası" senaryolarına Hamas'tan tepki geldi. Hamas, "Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı yok" açıklamasını yaptı.
Filistinli örgütler ve İsrail arasındaki savaşta diplomasi masasının konusu, Gazze’nin geleceği. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ilk olarak gündeme getirdiği, Gazze’nin geleceğine ilişkin planlara Hamas’tan ret geldi. Hamas tarafından yapılan açıklamada, Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı olmadığı vurgulandı.
Hamas’ın Siyasi Büro Üyesi Usame el Hamdan, Anadolu Ajansı’na konuştu. Bölgeye yabancı güçlerin yerleştirilmesini kabul etmediklerini söyleyen Hamdan, “Hamas’ın ve Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı yok, bunu da kabul etmiyor” dedi. Hamdan, şu an İsrail ile Hamas arasındaki en önemli gündemin yeni bir esir takası ve ateşkes olduğunu belirterek “Arabulucu olan Katar ve Mısır gibi kardeşlerimizden (esir takası konusunda) bazı girişimler aldık ancak bizim tutumumuz net ve açık o da saldırıların tamamen durmasıdır” ifadelerini kullandı. “Sorunun kökü İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıdır. Esir takası bu sorunun bir sonucudur” diyen Hamdan, “Meselenin köküne inmeden diğer detaylara girmek doğru değil ve halkımıza saldırıların durdurulması gerekiyor” şartını yineledi. Hamas yetkilisi, “Esir takasını istediğimizi herkes biliyor, bu bir sır değil. Ancak bu süreç müzakere ve anlaşma ile olur. Düşmanın saldırıları hala devam ederken bunun gerçekleşmesi mümkün değil” dedi.
Gazze’de bazı ülkelerin arabulucuğunda yeni bir idarenin oluşturulması iddiaları hakkında ise “Hamas’ın ve Filistinlilerin kimsenin vesayetine ihtiyacı yok, bunu da kabul etmiyor. Filistin idaresinin tabiatının nasıl olması gerektiği ve iç işlerinin kararını veren Filistin halkıdır” diye konuştu.
Hamdan şöyle devam etti: “Filistin halkı, ABD’nin himayesi altında İsrail tankına binip kendisini meşru gösteren birilerini de kabul etmiyor. Meşruiyeti yaratan Filistin halkıdır ve bugün güvenmesi gereken meşruiyetin ne olduğunu da biliyor.”
Arap devletlerinin de yer aldığı uluslararası bir askeri gücün Gazze Şeridi’ne girmesi iddialarına ilişkin ise Hamdan, şunları söyledi: “Uluslararası güçler, Filistin’i özgürleştirmek ve işgale son vermek istiyorlarsa buyursunlar. Ancak işgalin (İsrail’in) yerine başka güçler geliyorsa, Filistinlilerin Siyonist işgali başka bir işgalle değiştirmek istediğini kim söyledi? Hamas’sız Gazze hakkında konuşanlar, İsrail’in askeri macerasında başarılı olacağı sonucuna varanlardır. Biz ise başaramayacağını, onun bu maceradaki başarısızlığının tezahürlerinin açık olduğunu belirtiyoruz. İsraillilerin başarıya ulaştığı tek nokta çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 20 binden fazla insanı öldürmek, altyapı ve kanalizasyon sistemlerini yok etmek.”
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bin 800’ü çocuk, 6 bin 300’ü kadın olmak üzere, 21 bin 507 Filistinli öldürüldü, 55 bin 915 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 168’i karadan işgal sürecinde olmak üzere 502 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 315 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 28 Lübnanlı sivil, 129 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 9 İsrail askeri öldü.