Altın rekor kırıyor, dolar sınırlı arttı
Yeni asgari ücret çalışanları tatmin etmedi, işverenleri de maliyetler dolayısıyla memnun etmedi. Peki kim memnun kaldı? Bu sorunun cevabı 'devlet' diye verilebilir. Çünkü ücret artışlarının yüksek olmasıyla devlet daha çok vergi ve SGK primi alıyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı için net asgari ücretin yüzde 49 artırılarak 17.002 TL olmasına karar verdi. Brüt asgari ücret ise 20.002 TL olarak belirlendi. Buna göre 17.002 TL olarak belirlenen net ücrete göre asgari ücretin işverene maliyeti de 23.502 TL.
Artış oranı genelde beklentilere uygun şekilde gerçekleşti.
Ancak daha önce söylenilen artışların artık beklenen enflasyon dikkate alınarak yapılacağı sözü havada kaldı. Ya da ekonomi yönetimi enflasyon beklentilerini değiştirdi ancak kamuoyuna açıklamadı. Bu artış bundan sonra da yılbaşında yapılacak diğer ücret artışlarının bu düzeylerde gerçekleşeceğini gösteriyor.
Bu artışın içinde bulunduğumuz ortamda çalışanları yeterli bir refah düzeyine ulaştıracağını söylemek mümkün değil. Üstelik yılda bir kez yapılacak şekilde planlanması 2024 yılı içinde asgari ücretlilerin çok daha zor duruma düşeceğini gösteriyor. Dolayısıyla çalışanlar bu artıştan memnun değil.
Onlar memnun değilse karşı taraf olan işverenlerin memnun olmasını beklemek gerekir. Ancak işverenler de bu artıştan memnun değil. Çünkü net tutar 17.002 TL olmakla birlikte işverene gerçek maliyeti 23.502 TL. Bu rakamdan hareket edecek olursak, yanında 4 kişiyi asgari ücretle çalıştıran mikro büyüklükteki firmaya sahip bir işverenin sadece çalışan maliyeti aylık 100.000 TL’yi buluyor. Kaldı ki hemen hemen bütün işletmelerde çalışanların öğle yemeği işverenlerce karşılanıyor. Bunun ötesinde daha büyük işletmelerde çoğunlukla çalışanların işe gelme gitmeleri servislerle ya da başka şekillerde yine işverenlerce karşılandığı için bunlar da ciddi maliyet unsuru. Dolayısıyla asgari ücret alıyor gibi görünse bile çalışanların işverene maliyeti görünenden daha fazla. Ayrıca asgari ücret artışı, işyerlerinde daha yüksek ücretle çalışanların da bu orana yakın bir ücret artışı almaları anlamına geliyor.
İhracatçı firmalar açısından konuya bakarsak durum farklı olumsuzluklar taşıyor. Yeni artışla birlikte ek ödemeler ve imkanlar hariç sadece asgari ücretin dolar karşılığı 580 USD’lere denk geliyor. Bu çalışanlar için iyi bir durum gibi görünse de ihracatçı için rekabette ciddi bir dezavantaj unsuru. Özellikle emek yoğun çalışan tekstil gibi sektörlerde rakip Uzak Doğu ülkelerinde asgari ücret 250-300 USD’ler düzeyinde. Sadece bu unsurdan dolayı bile devlet desteği sağlanmadığı takdirde ihracatta pazar kayıpları yaşanması söz konusu.
Bu söylediklerimiz sonucunda önümüzdeki dönemde işten çıkarmalar ya da kayıt dışı işçi çalıştırmada bir artış da olabilir.
Olaya farklı bir açıdan bakacak olursak, 2023 Ocak ayında asgari ücret 8.506 TL olarak belirlenmişti. 2024 için belirlenen 17.002 TL’lik rakama baktığımızda yüzde 100’lük bir artış olduğu görülüyor. Enflasyon oranına baktığımızda ise yıl yüzde 65’ler düzeyinde bir oranla kapanacak. İki oranı karşılaştırdığımızda arada oluşan yaklaşık yüzde 35’lik bir farkın çalışanların refahında bir artış olarak yansıması gerekiyor. Ancak bugün çalışanların hiçbirinin bırakın refahında artış olmasını, 2023 Ocak ayındaki refah düzeyini bile yakalayamayacağı açık. Bunun nedenine baktığımızda ortaya çıkan sonuç, hep söylediğimiz TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmaması. Gerçekte yaşanan enflasyon TÜİK’in açıkladığı enflasyonun çok çok üzerinde.
Yeni asgari ücret çalışanları tatmin etmedi, işverenleri de maliyetler dolayısıyla memnun etmedi. Peki kim bundan memnun kaldı?
Bu sorunun cevabı “devlet” olarak verilebilir. Asgari ücret artışından devlet kendine ciddi kaynak artışı sağlıyor. Bilindiği üzere asgari ücret kamudaki çalışanları değil özel sektör çalışanlarını ilgilendiriyor. Buna karşılık ücret artışlarının yüksek olmasıyla devlet daha fazla vergi ve daha fazla SGK primi alıyor.
Peki bu asgari ücret 2024 yılı için yeterli olacak mı?
Ekonomi yönetimine göre 2024 enflasyon tahmini Orta Vadeli Program’da yüzde 33, Merkez Bankası tahminlerinde yüzde 36. Bu beklentilere bakılırsa yeterli olacak. Ancak gerçek duruma baktığımızda 2024 yılında enflasyon artışı yaratabilecek hemen hemen bütün unsurlar varlığını koruyor. En önemlisi de enflasyon beklentileri halen kırılmadı. Ekonomi yönetimine olan güven sağlanamadı. Dolayısıyla tahmin edilen enflasyon oranlarının gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Hatta gelişmelere göre yılın ikinci yarısının ilk aylarındaki baz düşüşünün ardından tekrar yükselme olasılığı da var.
Sonuçta asgari ücret mevcut ortamda enflasyon düşürülemediği takdirde ki bu durum yüksek bir olasılık, yine birkaç ay içinde eriyip gidecek. Bu nedenle çalışanlar da kısa süre sonra tekrar daha da zor durumda kalacakları düşüncesiyle endişe ediyor. Bulunduğumuz ortama baktığımızda haksız da değiller.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler