Bugün yılın son günü…
Önümde sosyal medyadan cep telefonuma gelen bir görüntü var.
Dubai’nin en yüksek kulelerinden birinin üzerine ışıklı dijital bir Noel Baba görüntüsü verilmiş.
Aynı saatlerde Dubai’nin neredeyse bütün alışveriş merkezleri çam ağaçları ve çocuklarla fotoğraf çektiren Noel Baba’larla dolu…
Dubai yeni yılı böyle ışıklı bir coşkuyla kutluyor.
Noel Baba efsanesinin doğum yeri Türkiye’nin Demre ilçesi…
Dubai oradan 3895 km uzakta.
Geçen yıl yılbaşı sırasında ben de orada Noel Baba ile bu fotoğrafı çektirmiştim.
Aynı saatlerde önüme 24 saat arayla üç haber düşüyor.
Dünyanın hiçbir Müslüman ülkesinin halkı yılbaşına 48 saat kala, bir mübarek Cuma gününde ve öncesinde şu üç haberi art arda öğrenemez.
Müslüman Dubai, Müslüman Doha Noel Babaları, rengarenk çam ağaçları ve kırmızı ışıklarıyla eğlenirken Müslüman Türkiye’de Ankara’dan önüme düşen üç haberi kronolojik sırayla veriyorum:
O sabah uyandık ve Diyanet’in hazırlattığı bir kitaptan hepimize bir numaralı talimat geldi:
“Ey gençler, nişanlı bile olsanız cep telefonunuzdan açık saçık, ahlaksız mesajlar atmayacaksınız birbirinize… Caiz değildir.“
Peki evlenince açık saçık, ahlaksız mesajlaşmalar yapabilir miyiz sorusuna cevap gelmeden, dün sabah iki numaralı fetva geldi.
Artık cep telefonlarımızdaki mahrem mesajlaşmalarımıza kadar burnunu sokan Diyanet İşleri Başkanlığımız cuma hutbesinin konusunu açıkladı:
“Yılbaşında eğlenceden uzak durun, çam ağacı dikmeyin, evinizi süslemeyin, özellikle Noel Baba’ya yaklaşmayın.…”
Aynı saatlerde sosyal medyada insanlar birbirlerine Müslüman Dubai’de bir binanın üzerindeki ışıklı dijital Noel Baba görüntülerini gönderiyordu.
Neticede Demreli hemşehrimiz Noel Baba’ya kendi memleketinin evleri yasaklanırken 3985 km uzaktaki bir Müslüman ülkede evlerin bacaları ona serbest olacak…
Sebebi?
Diyanet Müdürümüz istemiyor…
Durun bitmedi…
Aynı cuma vaazında çok önemli bir uyarı daha geliyor:
“Milli Piyango almayın, Loto toto oynamayın…”
Belki onun aklına gelmemiştir, aklına ben sokayım bari…
Tombala, Monopol, Fırdöndü oynamak da yasak…
Ya Playstation’lar?
Bekleyin o da gelecek yakında.
Önce şu yılbaşı bir geçsin…
Artık “Her işe karışma müdürlüğü haline gelen Diyanet’in cuma vaazını çözmeye çalışırken önümüze ikinci haber düştü.
Hazine ve Maliye Bakanlığımız, yani hükümetimiz bir karar almış.
“Şans oyunlarından alınan vergileri yarıya indirmiş…”
Niye?
Milli Piyango daha cazip hale gelsin, müminlerimiz daha çok milli piyango alsın, Loto Toto oynasın, Milli Piyango daha fazla para kazansın…
Şaka mı bu…
Diyanetimiz elini sürme, Milli Piyango alma derken Devletimiz “Takma Diyanet Müdürünü, git Milli Piyango biletini al. Bakarsın sana da çıkar” diyor.
Şimdi biz müminler bu akşam kime uyacağız…
İmama mı, Külliye’ye mi…
Diyanet İşleri Müdürümüzün şahsi ahlak kurallarını mı dinleyeceğiniz…
Devletimizin resmi kanunlarını mı…
Demokrasi olsaydı “Çareler tükenmez” derdik…
Tamam da mantık, akıl, izan kalmamışsa ne yapacağız ey müminler…
Şöyle bir çözüm bulabiliriz.
Türkiye laik bir devlettir…
Diyanet dini meselelerde görüşlerini söyler.
Devletimiz ise dini ticarete alet etmeden böyle bir karar alır.
Oldu mu…
Pek uymadı ama, uydu diyelim.
Biri çıkıp da “Burada bir ikiyüzlülük, hipokrasi var” falan derse hiç olmazsa mantıklı bir cevabımız olsun.
O tuhaf 48 saatle ilgili bir mesele daha var…
Bu arkadaş yılbaşına 48 saat kala aynı cuma vaazında sadece “Bu gece eğlenmek yok” demiyor.
Bir de azap çekin diyor…
Biz mutlu bir yıl umuduyla hazırlanırken 48 saat önce camilerde okunan şu cümleye bakar mısınız:
“Kaçınılmaz son olarak ölüme bir adım daha yaklaştık…”
Hoppala…
Meğer biz umutlu ve mutlu bir yıla adım atmayı beklerken ölüme bir adım daha atıyormuşuz bu gece…
Hepimiz biliyoruz ki amaç o değil…
Amaç ölüme bir adım yaklaştırmak değil…
Asıl amaç kafasındaki hurafelerle bizi hayattan 100 adım daha uzaklaştırmak…
Memento mori…
Hani şu mezarlıklara yazmaya doyamadıkları cümle…
“Bir gün herkes ölümü tadacak…”
Yahu biliyoruz bunu da, Allah bize bu güzel hayatı niye verdi arkadaş…
Bir de onu söylesene…
Her saat ölüme yaklaştığımızı düşünmek için mi…
Her gün bu saçmalıklarla kafanızdaki şahsi ahlakı, baskıcı ideolojiyi bize din diye yutturmanız için mi…
Hadi gidin işinize yahu…
Siz gidip istediğiniz şekilde, istediğiniz yerde, istediğiniz biçimde ve usulle her saniye ölüme yaklaşın…
Ama bizim yaşanacak bir hayatımız var…
Yaşayacak, keyif alacak, tadını çıkaracak an’ımız, an’larımız var…
Biz bu akşam carpe diem diyeceğiz yani…
Netice…
Sayın Başkan;
Şu söylediklerinizin zerre kadar kıymeti harbiyesi yok benim için…
Emin olun cuma namazında bu hurafeleri dinlemek zorunda kalan birçok insan için de yok…
Cuma gelip mecburen dinlediler…
Bu akşam da eğlenecekler…
Siz isterseniz bu geceyi, kostümlü prova yapar gibi bir adım daha yaklaştığınız ölümü düşünerek geçirin.
Vallahi hepimiz sizin bu tercihinize, hayat tarzınıza saygı duyarız…
Ama yine de dikkat edin…
Vallahi çocuklar sizi bu gece o kıyafetle görürse “Diyanet İşleri başkanı Halloween kutluyor” falan diyerek zor durumda bırakabilir.
Çocuklar sadece yılbaşını değil Halloween’i de kutluyor artık.
Hemen paniğe kapılmayın, Hıristiyanlık öncesi bir gelenek…
Onlar ölümü bile neşe ile kutluyor…
Sayın Başkan;
Aramızda kalsın, benden duymuş olmayın;
Devletimiz bu söylediklerinizi zerre kadar iplemiyor. Devletimizin Piyango vergilerini indirmesini bir teşvik mesajı olarak algıladığım için üç yarım üç çeyrek bilet aldım…
Tam ikramiye 400 milyon lira…
Bakarsınız bana da çıkar…
Size gelince Sayın Diyanet İşleri Başkanı…
Noel Baba, yılbaşı eğlencesi ve ölümle ilgili düşüncelerinize ve fetvalarınıza saygımdan dolayı size “mutsuz bir yeni yıl” diliyorum.
Yanlış anlamayın…
Kötü bir insan olmamdan dolayı değil… Tam aksine…
Bu cuma vaazınıza bakınca sizi en mutlu edecek yeni yıl mesajının bu olacağını düşündüğüm için böyle diyorum.
Çünkü mutlu bir yıl dilesem belli ki bu sizi mutsuz edecek.
Diyanet’in tüm öteki çalışanlarına gelince…
Hepinize, hepimize mutlu, sağlıklı, barış içinde, Allah’ın bahşettiği güzellikleri yaşayabileceğimiz bir yıl diliyorum.
Tabii bu yazıyı okuyan herkese de şunu söyleyeceğim.
Boş verin siz bu fetvalara…
İçinizden geliyorsa bu gecenin ve an’ın keyfini çıkarın.
Evinizi ışıklandıramıyorsanız içinizdeki ışıkları yakın. Aydınlık dolsun içinize…
İnadına inadına çocuklarınıza hayatı anlatın… Ölümü uzak tutun onlardan.
Hatta kırmızı külot bile giyebilirsiniz…
Belki Milli Piyango için de uğur getirir…
Ölüme gelince…
Merak etmeyin daha 364 gününüz var…
Ve nasılsa bu yüzyılı cehenneme çeviren vicdansız ve egoist liderler size her gün ölümü hatırlatacak ve acıları tattıracaklar…
24 Kasım 2024 - Çanakkale 116. Er Eğitim Alayında 50 yıl önce çekilen bir fotoğrafın hikayesi
23 Kasım 2024 - Hadise’nin yeni şarkısıyla gelen eski Türkiye özlemi: ‘Biz bizeydik nostaljisi’
22 Kasım 2024 - Ufuk Uras’a sordum: Devlet beye o soruyu sordun mu?
20 Kasım 2024 - Son anket: Türk halkı böyle bir Milli Eğitim Bakanı istemiyor
19 Kasım 2024 - Yılın son profil analizi: Hakan Fidan’a elini veren kaç parmağını kaybeder?