Peynir bidonunun içinden 267 sikke çıktı
10 yıl önce Lima'daki Peru Papa Katolik Üniversitesi'ndeki bilim insanlarının eline ilginç bir madeni para geçti. Bu para gizeminin ucu bizi Pasifik Savaşı'ndan sonraki Peru'ya götürüyor.
Peru Papa Katolik Üniversitesi bölgedeki satıcılardan 19 ve 20’nci yüzyıla ait Peru paraları satın alıyordu. Kimya bölümündeki yüksek lisans öğrencileri de tez çalışmaları için bu paraları analiz ediyordu. Derken bir sikke, dinero da denen 10 sente tekabül eden bir para dikkatlerini çekti. Dinero’nun üzerinde “1899” yazıyordu. Sorun şu ki resmi kayıtlar o yıl Peru’da bu kıymette madeni para basılmadığını gösteriyor. Yani para yapıcılara göre bu madeni para hiç var olmamıştı.
Üniversitede kimyager olarak çalışan Luis Ortega uluslararası sikke listelerinin çoğunda 1899’a ait dinerolara rastlamadıklarını söylüyor. Nadir rastladıkları anekdotlar ise genelde yanına “sahte” notu düşülmüş, para hakkında pek bilgi verilmeyen durumlarmış.
Ama Ortega ve doktora öğrencisi Fabiola Bravo Hualpa vazgeçmeyerek araştırmaya devam etti ve nihayet bu madeni paranın gizemini çözmüş olabilirler.
Heritage Science dergisinde geçen yıl yayınlanan makalede bu 1899 dinerolarının nasıl bilimsel analize tabi tutulduğu, olası kökenleri ve Güney Amerika tarihinin istikrarsız döneminde oynamış olabileceği rolü nasıl aydınlattıkları anlatılıyor.
Şöyle dışarıdan baktığınızda 1899 sikkesi diğer dinerolardan farksız görünüyor. Gümüş renginde, üzerinde özgürlük tanrıçasını temsilen oturan bir kadın var. Boyut olarak da 20’nci yüzyılın başlarında basılan diğer dinerolara fazlasıyla benziyor. Ne var ki Ortega ve Bravo Hualpa, madeni parayı X ışınlarına tutup yaydığı ışığı ölçtüklerinde dineronun ağırlıkla bakır, çinko ve nikelden yapıldığını tespit ettiler.
Bu alaşım Alman gümüşü (diğer adlarıyla alpaka, nikel gümüşü) olarak biliniyor ve genellikle gümüş ve süs eşyası yapımında kullanılıyor. Gümüşi bir görünüme sahip olsa da gümüş içermiyor. Halbuki Lima Darphanesi’nin ürettiği hakiki dineroların aşağı yukarı yüzde 90’ı gümüşten yapılmış.
Ortega ve Bravo Hualpa bunların yanı sıra dineroda demir, kobalt ve kurşun izlerine de rastladı. Bu yabancı maddeler sikkenin yakın zamanda değil ama çok uzun zaman önce taklit edildiğini gösteriyor. O zamanki teknolojinin sınırlamaları nedeniyle eski alaşımlarda bu maddeler kullanılıyordu.
Araştırmacılar madeni paranın aşınmış yüzleri ve kullanılan teknoloji nedeniyle 19 ya da 20’nci yüzyıllarda üretildiğini düşünüyor. Öte yandan Alman gümüşü o dönemde Peru’da sikke ya da jeton olarak yaygın bir şekilde kullanılmadığı için sikkenin yurt dışında üretilmiş olmasının muhtemel olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bu madeni parayı üreten kişi, 1899 yılında dineronun devlet eliyle basılmadığından tamamıyla bihaber olabilir.
Ortega 20’nci yüzyılın başlarında düşük değerli madeni para akışının Peru’da gayet de memnuniyetle karşılanacağını söylüyor. Pasifik Savaşı’ndan daha yeni çıkan ülkede hükümet dış borçlarını ödemek için banknotlar basmaya odaklanmıştı. 1899 yılında Lima Darphanesi beş yıl önce ürettiği gümüş sikkelerin onda birini anca üretebilmişti. Dolayısıyla Peru’daki insanlar küçük çaplı harcamaları için komşu ülkelerin madeni paralarını kullanıyor, hatta kendi ülkelerinin madeni paralarını ikiye bölüyordu.
Dineroların sıradan insanlar tarafından kullanılan düşük değerli madeni paralar olduğunu düşünürsek bu sikkeyi ve yapılmasına neden olan ekonomik ve siyasi durumu araştırmak aydınlatıcı olabilir. Çalışmada yer almayan British Museum arkeometalurji uzmanı Laura Perucchetti de bunu onaylar şekilde “Toplumumuzu incelemek istersek Ferrari’ye bakmayız. Volkswagen ya da Ford’a bakarız” diyor.
Ortega sahte sikkeleri ve tarihsel bağlamlarını incelemeyi bitirmiş sayılmaz. Şimdiki hedefi Lima’da yaşayan ve 1830’lardan 1960’lara kadar çıkarılan sikkeleri toplayan bir koleksiyoncuyla görüşmek.