İsviçre’nin iade ettiği 37 tarihi eser artık Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde
Antik Çağ'ın büyük düşünürlerinden Aristo'nun birkaç yıl yaşadığı ve felsefe okulu kurduğu Çanakkale'deki Assos Antik Kenti'nin 'bothros' adı verilen çöplüğünden birçok tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı.
Dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip Assos Antik Kenti’nin tarihi çöplüğü bile büyük bir hazineye ev sahipliği yapıyor. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin Behramkale köyü sınırları içinde kalan antik kentin antik çöplüğü ‘bothros’tan çıkarılan eşyalar döneme ışık tutuyor. İnsanların yaşadığı dönemlerde bölgesindeki tek büyük limanına sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olan kent, Amerikan Arkeoloji Enstitüsü’nün 1880-1883 yıllarında yaptığı kazılarda keşfedilmişti.
Bir dönem filozof Aristoteles’in de yaşadığı ve okul kurup dersler verdiği Assos Antik Kenti’nde kazılar günümüzde de devam ediyor. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan başkanlığındaki kazı heyeti, gün ışığına çıkardıkları eşyalarla Assos’ta yaşamış insanların yemekleri nasıl pişirip servis ettikleri, hangi hayvanları tükettikleri, hangi araç ve gereçleri kullandıkları gibi soruların yanıtlarını arıyor.
‘Bothros’ adı verilen çöplükte yapılan kazılarda günlük eşyalara ait yüzlerce parçanın yanı sıra ham madde olarak nitelendirilen kimi malzeme de ilk kez gün yüzüne çıkarılıyor. Konservatörler yapbozu andıran eşyalara ait parçaları uzun uğraşlar sonunda bir araya getirerek antik yaşama ait malzemeyi bugüne ulaştırıyor. Prof. Dr. Nurettin Arslan yaptığı açıklamada Assos Antik Kenti’ndeki çöplüğün ‘agora’ olarak bilinen meydanın doğu kenarındaki Roma dönemine ait bir çeşme yapısının kenarındaki boşlukta yer aldığını söyledi.
Assos’ta yapılar inşa edilirken genelde kayalık bir bölge olduğu için ana kayanın kesilmesi gerektiğini belirten Nurettin Arslan “Roma dönemindeki çeşme yapılırken de ana kaya kesilmiş. Arada neme karşı önlem almak için yaklaşık yarım metre civarında boşluk bırakılmış. İki bu boşluklar çeşme faaliyetteyken hiçbir şekilde çöp atılmıyor fakat çeşme işlevini kaybettikten sonra bu boşluklar ya da alanlar, mekanlar, çevrede yaşayan insanların evlerinde açığa çıkan her türlü çöpün atıldığı bir alana dönüşüyor” dedi.
Assos’taki çeşmenin yanında bulunan boşluğun milattan sonra 2. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar ev atıklarının atıldığı bir alan olarak kullanıldığını dile getiren Prof. Dr. Nurettin Arslan şöyle devam etti: “Burada ele geçen her türlü parçanın dikkatli toplanması, istatistiğinin yapılması, gruplara ayrılıp tekrar birleşip birleşmediğine bakılması gerekiyor. Bu uzun soluklu çok zor bir iş. Biz burada bunu denemek istedik. Çünkü bizim amacımız sadece alanları, mekanları ortaya çıkarmak değil. Bu kentteki insanların evlerinde yemekleri nasıl pişirdikleri, nasıl servis yaptıkları, hangi tür hayvanları yedikleri ya da hangi aydınlatma araç ve gereçleri kullandıkları gibi soruların cevaplarını aramamız gerekiyor. Bu soruların cevapları da doğal olarak antik çöplükte yer almakta.”
Prof. Dr. Nurettin Arslan çöplükten çıkarılan eserler arasında Roma döneminde sigillata denen kırmızı astarlı kapların, Afrika’da terra sigillata olarak bilinen ve üstünde askılar, haçlar olan seramiklerin çoğunlukta olduğunu aktararak domuz ve büyükbaş olmak üzere o dönem tüketilen hayvanlara ait kemiklere de ulaştıklarını belirtti.
Bölgede kazı çalışmalarını yürüten Nurettin Arslan son olarak “İnsanların yazı yazmak için kullandığı ya da merhem karıştırmak için ihtiyaç duyduğu küçük kaşıklar, kalemler ele geçti. Bu her yerde bulunan bir bulgu ancak Assos’taki bu bulguyu önemli kılan ‘stylus’ dediğimiz kalem ya da küçük kaşıkların balıkların sırtındaki yüzgeç kemiğinden yapıldığını öğrendik. Bu bizim için önemli. Bugüne kadar bu tür aletlerin üretildiğini biliyoruz fakat bunlara ait ham maddeyi bulma şansımız yoktu ama bu çöplükte balık kemiklerinden üretilmiş olan aletlerin yanında henüz işlenmemiş olan ham maddeleri bir arada gördük. O yüzden hem arkeoloji hem de üretim teknikleri açısından oldukça önemli” dedi.