Başbağlar katliamının yaralı kurtulan tanığı: Üstümüze yüzlerce kurşun sıktılar
2019’da yenilenen İstanbul seçimi öncesinde PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmasını konu alan davada karar çıktı: ‘İfade özgürlüğü kapsamında.’
Her ‘terör’ tartışması başladığında iktidar ve muhalefetin arasında tekrar atışma aracı olan bir konuyla ilgili yargılamada dün sona gelindi.
Hakkında kırmızı bülten bulunan PKK kurucusu Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın 23 Haziran 2019 tarihindeki İstanbul seçimlerinden önce TRT’ye çıkarılması ve seçimden günler önce Anadolu Ajansı’nın Öcalan’ın mektubunu servis etmesi üzerine iki kurum hakkında yapılan şikayet Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın yapılanları ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımasıyla karara bağlandı.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ekrem İmamoğlu’nun zaferle çıkmasının ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ‘usulsüzlük’ iddiaları bulunduğunu belirterek seçimlerin yenilenmesine karar vermişti.
23 Haziran 2019 tarihinde yapılacak tekrar seçimi öncesinde PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın TRT Kurdi’ye çıkması büyük tepki görmüştü.
Hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve yakalama kararı bulunan Öcalan’ın kamu yayıncısı TRT’de açıklama yapmasına muhalefet “Terörün propagandası” şeklinde tepki verirken seçimlere üç gün kala Doç. Dr. Ali Kemal Özcan’ın İmralı ziyaretinden sonra Öcalan’ın mektubunun Anadolu Ajansı tarafından kamuoyuna servis edilmesi de büyük yankı uyandırmıştı.
Öcalan’ın söz konusu açıklamalarda yerel seçimlerde Kürt halkının taraf olmaması ve Ekrem İmamoğlu’na oy atmaması yönündeki çağrısı muhalefet cephesinden “İktidarın seçimi kazanmak için terör propagandasına göz yumması” şeklinde eleştirilere neden olurken Ankara Cumhuriyet Savcılığı TRT ve Anadolu Ajansı hakkında yapılan şikayetleri bugün karara bağladı.
Savcılık şikayete ilişkin konu hakkında soruşturmaya yer olmadığını belirtirken Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmasının ve Abdullah Öcalan’ın mektubunun Anadolu Ajansı’ndan servis edilmesinin Öcalanlar’ın ifade özgürlüğü ve basının haber verme özgürlüğü kapsamında kaldığını söyleyerek AA ve TRT’nin yaptıklarının basın özgürlüğü olduğunu belirtti.