Burdur Gölü’nün yüzde 47’si yok oldu: Artık iskeleden 25 metre uzakta
İnsanlığın sona ereceği zamanın sembolik bir geri sayımı olan Kıyamet Saati bu yıl da gece yarısına 90 saniye kala durduruldu. Peki bir grup bilim insanının yaptığı bu saat ne ve bize tam olarak ne söylüyor?
Tam 77 yıldır ilerlemeye devam eden Kıyamet Saati sıradan bir saat değil, insanlığın dünyayı yok etmeye ne kadar yaklaştığını ölçmeye çalışıyor.
Onu 1947’de ilk kuran Bulletin of the Atomic Scientist’e göre Kıyamet Saati dün yeniden gece yarısına 90 saniye kalaya ayarlandı. Gece yarısı insanların dünyayı yaşanılamaz hale getireceği anı temsil ediyor, yani gece yarısına gelindiğinde dünya yaşanamaz hale gelmiş olacak. Saat şimdiye kadar hiç gece yarısını vurmadı. Bronson böyle bir şeyin yaşanmamasını umduğunu belirterek “Saat gece yarısını gösterdiğinde ya bir nükleer saldırı gerçekleşmiş ya da feci bir iklim krizi yaşanmış olacak. Bunu yaşamayı hiç istemiyoruz, o anı yaşayana kadar da bunu tetikleyen krizin ne olacağını bilemeyeceğiz” dedi.
Geçen yıl saat Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve nükleer gerilimin yükselmesi nedeniyle saati gece yarısına 90 saniye kalaya ayarlamıştı. Bu da insanlığın yok oluşuna yaklaşma tehlikesinin geçen yılla aynı kaldığını gösteriyor. Onun öncesinde 2020’den 2022’ye kadar gece yarısına 100 saniye kalaya ayarlanmıştı. Zamanın her zaman daralması gerekmiyor, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra kıyamete saniyeler değil, dakikalar kalmıştı yine.
İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi’nde çalışan bir grup bilim insanı tarafından kuruldu Bulletin of the Atomic Scientists. Kuruluşun amacı nükleer tehlikeleri ölçmekti, ama sonra 2007 yılında bilim insanlarının çalışmalarına iklim değişikliği de dahil edildi. Son 77 yılda saat bilim insanlarının varoluşumuzun topyekun yokoluşa ne kadar yakın olduğunu düşünmesine göre değişiklik gösterdi.
Bulletin of the Atomic Scientist amaçlarının varoluşumuza tehdit oluşturan mutlak saati ölçmek değil, iklim değişikliği gibi tartışılması zor bilimsel konular hakkında konuşmayı teşvik etmek olduğunu söylüyor. Bulletin of the Atomic Scientist’in yöneticisi Rachel Bronson saati kurmak için düzenlenen basın toplantısında bu yıl saatin olduğu gibi bırakılmasının sebebi olarak Ukrayna’daki savaşın devam etmesi, İsrail-Gazze savaşı, nükleer silahlanma yarışının devam etmesi ve iklim kriziyle ilgili endişelerin sürmesini gösterdi.
Bronson konuşmasında şu sözleri söyledi:
“Mevcut durum küresel felakete işaret ediyor. Ukrayna’daki savaşta nükleer silah riski devam ediyor. İsrail’de 7 Ekim’de yaşanan saldırı ve Gazze’de devam eden savaş, nükleer silah kullanılması riskini doğurmasa bile savaşın dehşetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Nükleer silahlara sahip ülkeler, yeni bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebilecek modernizasyon programları yürütüyor. Dünya kayıtlara geçen en sıcak yılı yaşadı. Büyük seller, yangınlar ve iklim değişikliğinin tetiklediği diğer felaketler dünyada kök saldı. İklim değişikliği konusunda harekete geçilmemesi milyarlarca yaşamı ve geçim kaynaklarını tehdit ediyor.”
Bronson bir diğer endişe kaynağı olarak da yapay zeka alanındaki son gelişmeleri göstererek ya insanlığı daha da ileriye taşıyacak ya da varoluşumuza tehdit olabilecek bu teknolojinin kullanımının nasıl kontrol edileceğine yönelik çeşitli sorunlar olduğuna dikkat çekti.
Saat insanlara dünyanın karşı karşıya olduğu krizleri hatırlatmak konusunda etkili bir yönteme sahip. Muhtemelen başlıkta “Dünya geçen yılki krizlere yenileri eklenerek uçuruma gidiyor” desek bazılarınız bu haberi tıklamayacaktı. Halbuki “kıyamet saati” deyince işler değişiyor. Yine de bazı bilim insanları bu yöntemin işe yararlığını sorguluyor.
Mesela UPenn’de yer ve çevre bilimleri bölümünde profesörlük yapan Michael E. Mann 2022 yılında CNN International’a verdiği demeçte “Bu kusurlu bir metafor” diyerek saatin dünyaya farklı şiddetlerde zarar veren riskleri aynı kefeye koyduğunu belirtti. Endişeli Bilim İnsanları Birliği Küresel Güvenlik Programı analisti Eryn MacDonald ise her modelde birtakım kısıtlamalar olduğunu belirterek Bulletin’in var oluşa tehlike oluşturan konulara insanların dikkatini çekebilmek için her yıl ince eleyip sık dokuyarak karar aldığını söyledi ve şöyle ekledi: “Keşke gece yarısına saniyeler değil de dakikalar kaldığı zamanlara geri dönebilseydik, ama ne yazık ki bu istek artık gerçeği yansıtmıyor.”