New York Times’dan yapay zeka yasağı: Dil modelleri artık içerikleriyle beslenemeyecek
Yapay zeka çağında hasar görmüş parşömenlerin yasını tutma dönemi sona ermiş olabilir. M.S. 79'da hasar görmüş ve hiçbir şekilde açılamayan parşömenlerden birinde yazılanları üç genç geliştirdikleri yapay zeka programıyla çözdü.
Eğer sıkı bir 10’ca bilim arasından takipçisiyseniz geçen yıl ekim ayında yaptığımız parşömen haberini hatırlarsınız. 21 yaşında bilgisayar öğrencisi Luke Farritor’un geliştirdiği yapay zeka programı sayesinde M.S. 79’da Vezüv yanardağının patlamasında zarar görmüş Antik Roma parşömenindeki ilk kelimeyi öğrenebilmiştik. Şimdi antik çağ araştırmacıları zarar görmüş parşömenleri okumada yeni bir eşikte olduğumuza inanıyor.
Herculaneum’da lüks diyebileceğimiz bir Roma evinin kütüphanesinde bulunan yüzlerce papirüs tomarları M.S. 79’da Pompeii’yi yerle yeksan eden yanardağ faciasında yanıp kömür olmuştu. O zamanlar parşömenler balçık ve külle kaplanmış, sıcağın da etkisiyle kömürleşmişti. Parşömenler zarar görse de tek parça kalabildi, üstlerindeki mürekkep ise okunamaz halde olsa da duruyordu. Julius Caesar’ın (Jül Sezar) kayınpederine ait olduğu düşünülen malikanede 18’inci yüzyılda yapılan kazılarda binden fazla parşömen bulunmuş, ancak kapkara parşömenlerin üstündeki mürekkep okunmaz hale gelmişti. Üstelik araştırmacılar açmaya kalkıştığında parşömenler ellerinde kalıveriyordu.
Parşömenlerin okunmasını sağlayan gelişme Kentucky Üniversitesi’nde bilgisayar bilimcisi Brent Seales ve Silikon Vadisi’ndeki destekçilerin 2023 yılında başlattığı bir milyon dolarlık Vesuvius Challenge yarışması sayesinde yaşandı. Yarışmaya katılanlardan yüksek çözünürlüklü BT taramalarıyla parşömenin içinde yazılanları ortaya çıkarmaları isteniyordu.
Yarışmanın sponsorlarından ABD’li Nat Friedman pazartesi günü parşömendeki iki binden fazla Yunanca harfi sökebilen üç öğrencinin 700 bin dolarlık büyük ödülü kazandığını duyurdu. Bu öğrenciler Almanya’dan Yusuf Nadir, ABD’den Luke Farritor ve İsviçre’den Julian Schilliger’dı.
Farritor ekim ayında parşömendeki antik Yunanca kelime “Porphyras”ı çıkararak ilk kelimeyi çıkarana verilen 40 bin dolarlık ödülü almıştı. Farritor ve Nadir kasım ayında güçlerini birleştirdi, yarışmanın son tarihi 31 Aralık’tan günler önce ikiliye Schilliger de katıldı, Schilliger BT görüntülerini otomatik olarak açmak için algoritma geliştirmişti. Üç kafadar el ele vererek parşömendeki iki binden fazla harfi okuyarak akademisyenlere parşömenin içeriği hakkında bilgi verdi.
Yusuf “Oldukça faydalı bir yolculuktu. Devam etmemizi sağlayan şey adrenalin patlamasıydı. Günde 20 küsur saat çalıştık. Bir günün ne zaman bittiğini, ertesi günün ne zaman başladığını anlayamadım” diyor.
Katlı parşömenleri BT görüntüleri aracılığıyla sanal olarak açılmasında ve yapay zeka algoritmalarının parşömenlerdeki mürekkebi tespit etmesi için eğitilmesinde rol alan Seales “Yeni bir döneme giriyoruz” diyor. Seales’in yeni hedefi parşömenleri koleksiyondan hiç çıkarmadan görüntüleyebilecek taşınabilir bir BT tarayıcı inşa etmek.
Peki ya parşömenin içeriğinde ne vardı? Parşömeni yazan kişinin Philodemus olduğunu düşünen Bristol Üniversitesi Yunanca emeritus profesörü ve Herculaneum Society Başkanı Robert Fowler “Üslubu çok sert, tam onluk bir iş, konu da tam ona göre” diyor. Parşömende müzik ve yemek konularına değinilmiş. Zevkin kökeni tartışılmış, bir unsurun kombinasyonundan alınan zevkin esas ya da küçük bileşenlere, bolluğa ya da korkuya bağlı olup olmadığı ele alınmış. Yazar “Yiyecek söz konusu olduğunda az bulunan şeylerin bol bulunandan daha hoş olduğuna hemencecik kanaat getirmeyiz” diye yazmış mesela.
Fowler “Sanırım sormak istediği soru şu: Bir şeylerin karışımındaki hazzın kaynağı ne? Baskın olan unsur mu, az bulunması mı yoksa karışımın kendisi mi?” Yazar yazısını “haz hakkında genel ya da özel olarak belirtmek istediği hiçbir şey olmadığı için” topu düşünür rakiplerine atarak bitirmiş.
Bu öğrencilerin kapkara kalmış parşömenden söktüğü metni inceleyen papirologlar başarı karşısında hayrete düştü. Fowler “Çığır açıcı bir şey bu. Okunmayı bekleyen yüzlerce parşömen var” diyor. Napoli Federico II Üniversitesi papirologu Dr. Federica Nicolardi ise “Herculaneum papirolojisinde ve genel olarak Yunan felsefesinde bir devrimin başındayız. Antik Roma döneminden bize ulaşan tek kütüphane buydu” diyerek ifade etti heyecanını.
Okunmayı bekleyen yüzlerce Herculaneum parşömenini bir kenara bırakırsak bu malikanede çok daha fazlası gömülü olabilir. Bu da yeni kazılar başlatılması tartışmalarının fitilini ateşledi. Bunları bir kenara bırakalım. Fowler aynı teknolojiyi Mısır’daki mumyaların etrafına yerleştirilmiş papirüslere de uygulanabileceğini söylüyor. Bu papirüsler mektuptan tapu senedine pek çok alanda bilgi içeriyor olabilir. Sıradan Antik Mısırlıların yaşamlarına pencere açabiliriz. Fowler bu parşömenlerin yıllardır müzelerin arka odalarındaki kasalarda korunduğunu söylüyor.