Ustaların Karışımı: Yapay zekadan aklımızdaki kalabalığa
Hayatı dolu dolu ve korkusuzca yaşamak istiyor bu yolculukta desteğe ihtiyaç duyuyorsunuz. Kişisel gelişim kitapları deryasında kaybolmadan size en uygun yöntemi bulmak için ne yapabilirsiniz? Bakalım şu üç soru işinize yarayacak mı?
Kitapçıda dolaşırken Matrix filmindeki yükleme gibi, kitapları beynime indirebildiğimi hayal ediyorum. Birçok bölüme sadece bakarak geçmek bile hayli vakit alıyor.
Bölümlerden biri var ki yeni çağın dini bile sayılabilir: Kişisel gelişim. Sabah kaçta kalkalım? Neler yiyelim? Çocukları nasıl büyütelim? Arkadaşlık nasıl yapılır? Doğru iş nasıl seçilir? Nasıl boşanılır? Kişisel gelişim kitapları hayatımızla ilgili en önemli sorulara cevap verme iddiasıyla yazılmışlar.
Bu kadar çok seçenek arasında sizin için en iyi olana nasıl karar veriyorsunuz? Ben nasıl seçim yaptığımı sizinle paylaşayım, belki işinize yarar. Bana göre seçim yaparken sorabileceğiniz 3 soru var: Size saygı duyuyor mu? Sizi hayata yaklaştırıyor mu? Derdinize derman oluyor mu?
Hepimiz kendimize özgü bir hayata ve kişiliğe sahibiz. Bize saygı duyan bir yöntem, özgünlüğümüzü destekliyordur. Bize özgü olan bu hayatı dışlayıp yerine yabancı bir şey öneren çok yöntem var. Böyle yöntemleri nasıl anlayabiliriz?
“-meli, -malı”lardan oluşuyorsa özgünlüğümüzle ilgilenmiyordur. Kendi önerisi dışında yaşayanları aşağılayan yaklaşımların size de saygısı yoktur. Koşullarınızı değerlendirmeden, hayatınızın sıkıntılarından sadece sizi sorumlu tutan bir yöntemin size saygısı yoktur.
Bazı popüler diyet programları, herkese aynı beslenme planını önererek bireysel sağlık durumlarına, yaşam tarzlarına, beslenme ihtiyaçlarına ve ekonomik koşullarına saygı göstermez. Bu, kişisel koşullarınızı dışlayan bir yaklaşımdır. Kendinizi sürekli olarak başkalarıyla kıyaslamanızı öneren veya yetersiz hissetmenize neden bu tür yaklaşımlar, kişisel değerinizin özgünlüğünüzün ve başarılarınızın farkında olmanıza engel olur, öz saygınıza zarar verebilir.
Size saygı duyan yöntemler bir şablon sunmaz. Sizi, kendinizi daha da çok tanımaya ve yaşamaya götürecek deneylere davet eder. Değer verdikleriniz, hayalleriniz, koşullarınızla samimi bir şekilde ilgilenir. Meditasyon, bir keşif ortamı yaratarak özgünlüğe zemin hazırlar. Yargılamadan ana tanık olabilmek eylemlerimizi özgürleştirir.
Hayata yaklaşmak demek, yaşadığımız gerçekliğe yaklaşmak demektir. Sadece mutluluk vaat eden bir yöntem gerçek olabilir mi? Mutluluk kadar, üzüntü de var hayatımızda. Neşe kadar acı da var. Şükür duyacak çok şey var, bir o kadar da küfür edecek şey. Doğum da var ölüm de. Bu uçlardan sadece birine odaklanan bir söylem eksiktir. Sizi bir yere taşımaz. Sadece pozitif düşünce gücünün hayatınızdaki her şeyi değiştirebileceğini iddia eden yöntemler, hayatın zorluklarıyla yüzleşme gerçekliğinden uzaklaştırır ve bizi hayatın tüm yönlerini kucaklamaktan alıkoyar.
Hayatımızın kontrolünün tamamen bizim elimizde olduğunu iddia eden yöntemler gerçeklikten uzaktır. Çin’de ortaya çıkan bir virüs hepimizin planlarını, hayatımızın akışını değiştirmedi mi? Böyle bir örnek varken kontrol tamamen sende demek hayat ile örtüşmüyor. Etkimizi küçümseyen yöntemler de bir o kadar da eksiktir. Her şeyin birbirine bağlı oluşu bizim etkimizin hiç tahmin edemeyeceğimiz yerlere ulaşabileceğini de gösteriyor.
Önerilen yöntem, çok büyük bir yatırım yapmadan da hayatımıza katkıda bulunabilmeli. Küçük küçük deneyler yapabilmeye elverişli olmalı. Küçük küçük adımlarla, yöntemin işe yarayıp yaramadığını anladığımızda ona göre daha çok vakit ayırabiliriz. Zaman yönetimi teknikleri gibi pratikler, küçük adımlarla büyük faydalar sağlayabilir. Örneğin, Pomodoro tekniği gibi basit bir zaman yönetimi yöntemi, kısa sürelerde odaklanmayı ve verimliliği artırmak için kolayca uygulanabilir ve hızlı sonuçlar verir.
Hayatınızı tamamen değiştireceğini iddia eden ve büyük maliyetler veya zaman yatırımı gerektiren karmaşık programlar, başlangıçta cazip görünse de sürdürülebilirliği ve gerçekçiliği konusunda soru işaretleri taşır. Bu tür yöntemler, kısa sürede hayal kırıklığına yol açabilir.
Elinize kişisel gelişim kitabı aldığınızda ya da arkadaşınız yeni bir yöntemden bahsettiğinde bu üç soruyu sorabilirsiniz: Size saygı duyuyor mu? Sizi hayata yaklaştırıyor mu? Derdinize derman oluyor mu?