Marmara’da batan bir gemi, onunla biten altı yaşam: ‘Batuhan A’ ile ilgili neler biliniyor?

‘Batuhan A’ 15 Şubat’ta Marmara Denizi’nde altı kişilik mürettebatla birlikte battı. Şu ana kadar sadece bir kişin cesedine ulaşıldı. Arama çalışması beşinci günde 19 özel eğitimli dalgıçla sürüyor. Peki batan gemiyle ilgili neler biliniyor?

Gündem 19 Şubat 2024
Bu haber 7 ay önce yayınlandı

Marmara Denizi’nde altı mürettebatın bulunduğu Batuhan A isimli kuru yük gemisinden 15 Şubat’ta 06.32’de acil durum sinyali alındı. 69 metre uzunluğundaki gemiden alınan sinyal 07.12’de kesildi. Açıklamalara göre yetkililere geminin ağır hava ve deniz şartları nedeniyle batmaya başladığı bilgisi iletildi. Bursa Valisi Mahmut Demirtaş geminin Marmara Adası Badalan Limanı’ndan 1250 ton mermer tozu yüküyle 14 Şubat saat 20.30’da ayrıldığını belirtti. Demirtaş daha önce de geminin battığı bölgede dalgaların boyunun üç metreye yaklaştığını, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın Mudanya ilçesindeki yerleşkesinde çalışmaları koordine ettiğini belirtmişti.

Geminin sahibi Murat Altıntaş’ın kardeşi Muhsin Altıntaş geminin neden battığına ilişkin bilgisi olmadığını, sebebin hava şartları olabileceğini söyledi. Altıntaş ağabeyinin de gemide olduğunu belirterek “Şu an kimseye ulaşamıyoruz. Ağabeyimle beraber gemide altı personel vardı” dedi.

Batan gemide üçüncü gün: Kayıp altı kişiden birinin cansız bedenine ulaşıldıBatan gemide üçüncü gün: Kayıp altı kişiden birinin cansız bedenine ulaşıldı

Gemide kaptan Hasan Mehmet Uyanık (69), başmühendis-makinist Murat Çalışkan (33), usta gemici ve geminin sahibi Murat Altıntaş (51), gemici olarak kayıtlarda yer alan aşçı Zeynep Kılınç (33), makine stajyeri Ahmet Atav’ın (22) olduğu öğrenildi.

“Batuhan A” gemisi 2 Nisan 2021’de de yük boşaltmak için Çanakkale’nin Biga ilçesinde Karabiga beldesinde limana yaklaştığı sırada karaya oturmuştu. Gemi, kaptanın çağrısıyla bölgeye giden Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait “Türkeli” isimli römorkör tarafından çekilerek iki gün sonra bulunduğu bölgeden kurtarılmıştı.

Bugün geminin sulara gömülmesinin beşinci günü. Arama çalışmalarını Bursa’nın Karacabey ilçesi Kurşunlu Mahallesi’ndeki kriz merkezinden koordine eden Vali Demirtaş dokuz gemi, iki uçak, bir helikopter ile 705 personelin çalışmaları sürdürdüğünü belirtirken 51 metre derinlikte tespit edilen gemiye ulaşmak için ilk dalış aramanın üçüncü gününde saat 10.30’da yapıldı. Deniz Kuvvetleri personeli denizin 51 metre derinliğinde tespit edilip görüntülenen gemiye Karadeniz açıklarından bölgeye gelen arama-kurtarma gemisi TCG AKIN’a kurulan asansörle denize inerek daldı. Kriz merkezinin kurulduğu ve koordinasyonun sağlandığı Karacabey ilçesi Kurşunlu Mahallesi sahiline yedi kilometre mesafede yapılan dalışta kayıp altı kişilik mürettebattan bir kişinin cenazesine dün saat 14.30 sıralarında ulaşıldı.

TCG AKIN’dan dalış yapan Deniz Kuvvetleri personelinin batık gemi enkazında bulup su yüzeyine çıkardığı cenazenin aşçı Zeynep Kılınç’a ait olduğu belirlendi. Kaptan köşkünde cenazesi bulunan ve geminin dümeninde olduğu değerlendirilen Kılınç’ın cenazesi Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu’ndaki otopsi işlemlerinin ardından Adana’nın Karataş ilçesi Adalı Köyü’nde toprağa verildi.

Cesedi çıkarılan Zeynep Kılınç

Hava muhalefeti nedeniyle önceki gece ara verilen çalışmalar dün sabah yeniden başladı. Deniz Kuvvetleri dalgıçları gemi enkazında sonar cihazıyla tespit edilen iki cenazeden birine daha ulaşmak için TCG AKIN’dan 51 metre derinlikteki batık gemiye indi. Önceki gün aşçı Zeynep Kılınç’ın cenazesinin bulunduğu kaptan köşkünün altında olduğu değerlendirilen cenazeye ulaşmak için süren çalışmalara Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın özel eğitimli 19 dalgıcının katıldığı, Kıyı Emniyeti’ne bağlı 11 dalgıcın da acil müdahale için Nene Hatun römorköründe hazır beklediği öğrenildi.

Son ana kadar brandayı düzeltmeye çalıştılar

Öte yandan geminin kayıp mürettebatından dört kişinin batma anına kadar, fırtına nedeniyle havalanıp tehlike oluşturan brandayı düzeltmeye çalıştığı ve bu nedenle geminin güvertesinde oldukları tahmin ediliyor. 1300 ton yük kapasiteli ticari geminin 1250 tonluk normal yükle seyir halindeyken batmasının nedeni olarak gemide taşınan mermer tozunun üstünü örten ama sabitlenmeyen brandanın fırtınada kısmen havalanarak yükün üstüne deniz suyu taşıması, yağışın da üstü açılan mermer tozuna direkt temasıyla yükün artan ağırlığının geminin dengesini bozması gösteriliyor.

Böylece ağırlığı artarak dengesi bozulan geminin yan yatıp su almaya başlayarak batmış olması ihtimali üstünde duruluyor. Gemide yağcı olarak görev yapan Hüseyin Tutuk isimli gemicinin kaydettiği görüntülerde de gemideki mavi brandanın sabitlenmediği ve fırtınayla açıldığı görüldü.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekili koordinasyonunda Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir Cumhuriyet Başsavcı Vekili, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı ve iki Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütüldüğünü açıkladı.

Geminin eski personeli: Kaptan bile ‘bu gemi batar’ diyordu

Batan gemide çalışan ve son seferden iki gün önce işten ayrılan elektrikçi ve yağcı Doğuşcan Yaylak (23) Sabah’a konuştu. Geminin her hafta patlayan yerlerini kaynak yaptıklarını söyleyen Yaylak “Ben tehlikenin farkına vardım ve gemiden iki gün önce ayrıldım. İşten ayrılmasaydım ben de hayatta olmayabilirdim. Aşçı Zeynep Kılınç ve kaptan Hasan Mehmet Uyanık kalmam için ısrar ettiler. ‘Bu sefere de katıl, daha sonra ayrılırsın’ dediler. Ancak kabul etmedim. Gemiden ayrıldıktan sonra İzmir’e geldim. Yol yorgunu olduğum için uyudum. Uyandığımda geminin battığını televizyondan gördüm. Çok üzüldüm. Geminin patlayan yerlerini her hafta kaynak yapıyorduk. Kendi aramızda bu gemi yakında batar diyorduk. Sürekli tamir ediyorduk. O geminin sefere çıkmaması, hurdaya ayrılması gerekiyordu. Gemi kaptanı bile geminin yakında batar diyordu. Düşündüğümüz şey maalesef kısa sürede gerçekleşti” dedi.

Gemi son seferine çıkmadan iki gün önce işten ayrılan Doğuşcan Yaylak

Gemide yağcı ve elektrikçi olarak çalıştığını anlatan Yaylak “Gemide bir ay çalıştım mürettebatta herkesi tanıyorum. Beraber çalıştık. Gemiden video çekip ailesine gönderen kişiyi ben de tanımıyorum. O benim yerime yağcı olarak başlayan kişi. Bir iki gün önce işe başlayan personel. Bir yandan arkadaşlarıma, beraber çalıştığım insanlara üzülüyorum. Gemiden ayrılarak doğru karar vermişim. Verilmiş sadakam varmış. Kurtulduğuma sevinemedim. İçimde bir burukluk var” dedi.

Gemici olmak çocukluk hayaliymiş

Kayıp mürettebat içinde en küçükleri olan 22 yaşındaki Ahmet Atav’ın hikayesi ise yürekleri dağladı. Batan gemide makine stajyeri olarak görev yapan 22 yaşındaki Ahmet Atav’ın çocukluğundan beri gemicilik mesleğinin hayalini kurduğu ortaya çıktı.

Gemide staj yapan Ahmet Atav

Sosyal medya hesaplarından küçük yaşlarda çektirdiği fotoğrafları paylaşan Atav’ın henüz 9-10 yaşlarında gemilerde dümenin başına geçerek fotoğraf çektirmesi dikkat çekti. Profesyonel olarak henüz 1,5 yıl önce gemiciliğe başlayan Ahmet Atav uzun yıllar boyunca yapmak istediği “meslek hayaliyle” birlikte Marmara’nın karanlık sularına gömüldü.

Ahmet Atav’ın babası Şenol Atav’ın da gemici olduğu ortaya çıktı. Türk bayraklı bir gemide güverte reisi olarak görev yapan baba Şenol Atav’ın oğlunun çalıştığı Batuhan A isimli geminin battığı gün kendi gemisiyle Hollanda’ya seyir halinde olduğu öğrenildi.

Şenol Atav’ın acı haberi alır almaz gemisi Hollanda’ya yanaşır yanaşmaz ilk uçakla Türkiye’ye döneceği öğrenildi.

Eşine video gönderen Hüseyin’in ilk seferiydi

Gemi batmadan önceki son anlarda video çekerek eşine gönderen Hüseyin Tutuk ise dört gün önce işe başlamış, ilk seferine çıkmıştı.

Tutuk’un eşine gönderdiği videoda batmak üzere olan gemiye dolan suyu göstererek “Allah’ım sen yardım et ya Rabbi, gemi batıyor. Beşinci, altıncı ‘ncı elbisem gece 01.00’den bu yana. Altı saattir aynı yerdeyiz” dediği duyuluyor.​​​​​​​

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.