Depremde ölen çocuğun telefonunu babasına satmak istediler
2014'teki "halifelik" ilanıyla Irak ve Suriye halkına adeta kan kusturan fakat SDG güçlerince ağır bir yenilgiye uğratılan IŞİD militanlarının cezalarını çocukları çekiyor.
Küçük yaşlardaki bu çocuklar bölgenin en büyük mülteci kampı El Hol'da hayata tutunmaya çalışırken, örgütün dul kadınları cihatçıların kampta hâlâ güçlü olduğunu söylüyor.
Ali 12 yaşında ve hiçbir çocuğun görmemesi gereken şeyler yaşadı, hayatının yarısını Suriye’nin kuzeydoğusunun kurak bir köşesinde cihatçı ailelerin kaldığı esir kampında geçirdi. Özgürlük hayali kurmaması gerektiğini biliyor ve bunun yerine bir futbol topuna sahip olma hayali kuruyor. AFP muhabirine “Bana bir top getirebilir misin?” diye sordu sanki Ay’ı istiyormuş gibi.
Radikal İslamcı IŞİD terör örgütünün kan ve vahşet dolu “halifeliğinin” çöküşünden beş yıl sonra, cihatçılarla bağlantılı on binlerce kadın ve çocuk hâlâ ABD destekli Kürt güçleri tarafından şiddet ve istismar dolu kamplarda tutuluyor ve görünüşe göre onlarla ne yapılacağına dair net bir plan yok.
Yarısı çocuk 40 binden fazla mahkum Washington’un Kürt müttefikleri (Suriye Demokratik Güçleri – SDG) tarafından yönetilen El Hol kampının dikenli tel örgüleri ve gözetleme kulelerinin ardında hapis. Yenik cihatçıların çocukları yırtık pırtık, sıkışık çadırlarda az su ve kısıtlı temizlik imkanlarıyla korkunç bir yaşam sürüyor. Çok azı okula gidiyor. Çoğu hayatı boyunca hiç televizyon görmemiş ya da dondurmanın tadını bilmiyor.
Bir Birleşmiş Milletler (BM) uzmanına göre bazı erkek çocuklar 11 yaşına geldiklerinde uluslararası hukuka aykırı olarak gardiyanlar tarafından annelerinden alınıyor ve Kürt yetkililer bunun radikalleşmelerini engellemek için yapıldığını iddia ediyor.
AFP Special Report.
Sins of the fathers: Children of Islamic State left to rot in Syria camp.
Ali is 12 and has survived things no child should see, spending half his life in what amounts to a prison camp for jihadist familieshttps://t.co/XMuGIR7Zsl pic.twitter.com/GPyy2oZohi
— AFP News Agency (@AFP) March 18, 2024
Cihatçılar kampın bazı bölümlerinde hâlâ korku, cezalandırma ve hatta cinayet yoluyla kontrol sağlıyor. AFP’ye konuşan eski bir mahkum IŞİD’in bazı dul kadınlara emekli maaşı bağladığını söyledi. Ali bile onlardan korkacak kadar olgun; “Geceleri çadırlara girip insan öldürüyorlar” diyor.
AFP’ye demeç veren bir yardım görevlisi “Burası çocuklar için uygun bir hayat sunmuyor. Yapmadıkları bir şeyin bedelini ödüyorlar” diye konuştu.
El Hol kampı koalisyon ve Kürt liderliğindeki SDG müttefiklerinin IŞİD’in Suriye’nin doğusundaki son kalesine yaklaşması ve kafa kesme, tecavüz, katliam ve köleleştirme ile damgalanan beş yıllık terör saltanatına son vermesiyle büyüdü.
Aşırılık yanlısı İslami terör örgütü Mart 2019’da nihayet yenilgiye uğratıldığında cihatçı olduğundan şüphelenilen aileler Bağuz’daki son sığınaktan kuzeye, El Hol’a nakledildi. Aradan beş yıl geçmesine rağmen onlarca ülke hâlâ vatandaşlarını geri almayı reddediyor ve Batı tarafından finanse edilen kampı askerleriyle koruyan SDG lideri Mazlum Abdi kampı “saatli bomba” olarak nitelendiriyor.
AFP 45 ülkeden gelen yabancı radikal İslamcı kadınlar ve çocuklarının Suriyeliler ve Iraklılardan ayrı tutulduğu erişimi zor kampta IŞİD’in dul kadınları, yardım görevlileri, güvenlik güçleri ve çalışanlarla görüştü. Bazıları başlarına gelebileceklerden korktuğu için isimlerinin verilmemesini istedi.
Kampın Suriye ve Irak bölümünde kadın ve çocuklarla birlikte yaklaşık üç bin erkek tutuluyor. Bazıları sıradan mülteci, ancak “halifelik” çökerken Kürt milisler tarafından alıkonan diğerlerinin akıbetinden şüphe duyuluyor. Nöbetçiler bile baskın yaptıklar günler hariç geceleri sıra sıra dizilmiş çadırlara girmiyor.
İlk olarak Irak ve Suriye’deki savaşlardan kaçan mülteciler için inşa edilen bu devasa tozlu kamp küçük evleri ve dar sokaklarıyla yakındaki El Hol kasabasını gölgede bırakıyor. Binlerce beyaz çadır birbirine o kadar yakın ki bir yere çarpmadan aralarında yürümek neredeyse imkansız.
Mahkumların hayatta kalmasını sağlayan gıdanın yanı sıra bazı temel hizmetleri de sağlayan insani yardım çalışanları ortak mutfak ve tuvaletlerin bakımsız ve yetersiz olduğunu söylüyor. Kampın yüksek çitlerinin ardında çocuklar sıkkın ve sinirli şekilde toprak yollarda dolaşıyor, bazıları ziyaretçilere taş atıyor. Sarışın bir çocuk kameraya göz kırptı ve sonra baş kesme taklidi yapmak için parmağını boğazına götürdü.
Çocukların çoğu derme çatma okullara gitmiyor. Bunun yerine su taşıyarak, temizlik yaparak ya da para verenlerin çadırlarını tamir ederek az da olsa para kazanmaya çalışıyorlar. Birçoğu kampın pazarında çalışıyor ya da gıda yardımını takas ediyor.
“Save the Children” vakfından Kathryn Achilles “El Hol çocukların yaşaması ve büyümesi için boğucu bir yer” dedi. Achilles “Yoksunluk krizi ve bombardımanlarla mücadele etmek zorunda kaldılar. Neredeyse beş yıldır kamptalar. Daha fazlasına ihtiyaçları var” dedi.
Syria’s Al-Hol camp: child inmates and false identities
📸@Delilsouleman #AFP pic.twitter.com/dm0aXmwPQF— AFP Photo (@AFPphoto) March 18, 2024
Kamp yöneticilerine göre ek binadaki 6 bin 612 mahkumun üçte ikisini çocuklar oluşturuyor.
Yabancı kadınlar ve çocukları için ayrılan yüksek güvenlikli ek binada tutulan beş çocuk annesi bir kadın AFP’ye “Çocuklarımız dış dünyayı hiç görmeden nasıl hayal kurabilir?” diye sordu. 39 yaşındaki kadın, IŞİD savaşçısı olan kocasının öldürülmesinin ardından 2019 yılında Baghuz’dan kaçtıktan sonra en küçük çocuğunu El Hol’da doğurmuş.
Kamptaki tüm kadınlar gibi o da tepeden tırnağa peçe ve siyah eldivenlerle örtülüydü; yüzündeki ince yarık geniş ve koyu renk gözlerini gösteriyordu. Türkiye sınırına yakın olan ve yine IŞİD üyelerinin ailelerinin kaldığı daha küçük Roj kampında peçe yasak olmasına rağmen El Hol’daki kadınlar, İslamcıların cezalandırmasından korktukları için peçelerini çıkarmaya cesaret edemediklerini söyledi.
“Bu acı bir hayat ve daha da kötüsü, burada bırakılacağımızı söylüyorlar” diye yakınan anne, yetkililerin her çadırın kendi tuvaleti ve mutfağı olacak yeni bölümler inşa etmeye başladığını söyledi.
Kampın sivil idare başkanı Cihan Hanan çalışmalar kapsamında kampın uzun vadeli bir şekilde inşa edildiğini doğruladı. Hanan burada hayatın kamp sakinleri için zor olduğunu ancak güvenlik durumu göz önüne alındığında kendileri için de zor olduğunu savundu.
El Hol’da insani yardım kuruluşlarını en çok endişelendiren şey ise çocukların başına gelenler. 2022 yılında 12 ve 15 yaşlarındaki iki Mısırlı kız çocuğu ek binada öldürüldü, boğazları kesildi ve cesetleri açık bir foseptik çukuruna atıldı.
Suriyeli bir kız olan Rana 2022 yılında 18 yaşındayken kendisini evlilik dışı çocuk sahibi olmakla suçlayan silahlı adamlar tarafından yüzünden ve omzundan vuruldu. AFP’ye konuşan Rana “Beni kaçırdılar ve 11 gün boyunca zincirlerle dövdüler” dedi.
AFP’ye konuşan bir sağlık çalışanı, diğer çocukların da cinsel istismara ve tacize uğradığını söyledi. 2021’de üç ay içinde 11 çocuk cinsel istismarı vakasını tedavi etmiş.
İsmini vermek istemeyen sağlık çalışanının aktardığına göre bazı vakalarda çocuklar başka çocukları istismar ediyordu. “Birbirlerine zarar verdiklerinin farkında olmayabilirler” diyen sağlıkçı istismarda bulunan bir çocuğun muhtemelen cinsel saldırı mağduru ya da tanığı olduğunu da sözlerine ekledi.
Save the Children’ın kampla ilgili 2022 tarihli bir raporunda, El Hol’daki çocukların cinayetlerin yanı sıra “pazardan yiyecek almaya giderken ya da okula giderken vurulma, bıçaklanma ve boğulma” olaylarını gördükleri ya da duydukları belirtildi. Çocuklarda travmaya sebep olan bu durumların uyku bozukluklarını, yatak ıslatmayı ve agresif davranışları tetiklediği belirtiliyor.
Beş çocuk annesi Iraklı Shatha “Çocuklarımın zarar görmemesi için sosyalleşmelerine izin vermemeye çalışıyorum ama kamp tıka basa dolu olduğu için bu neredeyse imkansız” dedi: “Çocuklarım ne zaman dışarı çıksa dayak yemiş olarak geri dönüyorlar.”
AFP’ye konuşan bir sosyal hizmet görevlisi ise çocukları çadırlara hapsetmenin onları “hapishane içinde bir hapishanede” tutmakla eşdeğer olduğunu söyledi.
AFP’nin El Hol’da konuştuğu her anne -özellikle de ek binadakiler- erkek çocuklarının gardiyanlar tarafından ellerinden alınıp “rehabilitasyon merkezlerine” gönderilmesinden korkuyor.
Kamp içindeki yüksek güvenlikli kampta aralarında Fransa, Hollanda ve İsveç’in de bulunduğu 45 ülkeden, en çok da Türkiye, Tunus, Rusya, Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetlerinden gelen kadınlar bulunuyor.
Güvenlik güçleri 11 yaşından büyük erkek çocukları gece baskınları ya da pazar yeri taramaları sırasında düzenli olarak ek binadan alıyor. Bu uygulama bir BM uzmanı tarafından “keyfi ayırma” olarak kınandı.
Mısırlı bir anne olan Zeinab, 13 yaşındaki oğlunun bir yıl önce kendisinden alındığını söyledi. Şimdi de sıranın yakında 11 yaşındaki oğluna geleceğinden endişe ediyor: “Geceleri uyuyamıyorum. Dışarıdan sesler duyduğumda oğlum için geldiklerinden korkuyorum” dedi.
Bazı anneler çocuklarını çukurlarda ve hendeklerde saklıyor ya da dışarı çıkmalarını engelliyor. Bir güvenlik gücü mensubu “Bazı çocuklar 20 yaşına gelmiş olabilir ama nerede saklandıklarını bilmiyoruz” diye itirafta bulundu.
Yetkililer ise erkek çocukları “cinsel istismardan” ve “radikalleşmiş” bir ortamdan korumak için aldıklarını savunuyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) da AFP’ye yaptığı açıklamada bazı gençlerin “hem gençlik merkezlerine hem de gözaltı tesislerine” götürüldüğünün farkında olduklarını söyledi. Açıklamada “Yerel yetkilileri eylemlerinde çocukların yüksek yararını gözetmelerini sağlamaya teşvik ediyoruz” dendi.
Kürt güçleri uzun süredir kamptaki IŞİD hücreleri konusunda uyarıda bulunuyordu. 2019’da cinayet, kundaklama ve kaçma girişimlerinde artış yaşandı. Düzenli olarak yapılan güvenlik taramalarında tüfekler, mühimmat ve tüneller de bulundu.
2019’un ortalarında kamptan kaçan Suriyeli bir kadın, Ebu Muhammed olarak bilinen bir IŞİD üyesinin her ay dul kadınları ziyaret ettiğini ve onlara 300 ila 500 dolar ödediğini söyledi: “Güvenlik güçleri üniformasıyla gelir ve grubun geri döneceğine dair söz verirdi.”
Ek binanın bakımsız pazar yerinde kadınlar peçelerindeki yarıklardan mevcut birkaç et parçasını incelerken, diğerleri üç tekerlekli arabalarla ya da ipe bağlı kartondan yapılmış derme çatma kızaklarla su şişelerini ve kilimleri taşıyor. AFP, alanda gazetecileri gören bazı kadınların eldivenli işaret parmağını gökyüzüne kaldırdığını yazdı. Bu hareket IŞİD tarafından sıkça kullanılan ve “Tanrı’nın birliğini” simgeleyen bir hareket olarak biliniyor.
Birçok kadın pişmanlık duyarken birçoğu da IŞİD’e bağlılıklarını gizlemiyor. Yedi yıldır kampta bulunan 26 yaşındaki Iraklı Abou Khodor’a göre IŞİD “hâlâ bölgede ve kampın belirli bölgelerinde daha güçlü bir varlığa” sahipler. Khodor IŞİD’in Baghuz’daki son kalesinden kaçanların kampı “mahvettiğinden” yakınıyor.
Kampta yaşayan kadınlardan biri de durumun daha karmaşık olduğunu söyledi ve ekledi: “IŞİD’in destekçileri var ve daha da kötüleşenler var.”
Bu yılın başlarında kamptaki aramalarla ilgili bir protestoda, bir kadın gardiyanlara bağırırken görüntülendi: “Şimdi biz buradayız ama bir gün siz olacaksınız! Bizi öldürseniz ve dövseniz bile İslam Devleti gitmeyecek… Ölüm bizi korkutmuyor.”
Olayın üzerine Mısırlı bir kadının “Sorun istemiyoruz” diyerek sükunet çağrısı yaptığı görüldü.
Kampta öyle bir güvensizlik var ki bazı kadınlar “Batı tıbbı” olarak adlandırdıkları tedaviye direniyor ve bu da en nihayetinde kızamık salgınlarına yol açıyor.
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Kuzeydoğu Suriye misyonu başkanı Liz Harding’e göre ek binadaki kadın ve çocukların kamp dışındaki sağlık merkezlerine gitmek için izin almaları gerekiyor ve kritik vakalar için bile bazen günler, haftalar ve hatta aylarca direniyorlar.
Harding “Korku, hareket kısıtlamaları, güvensizlik ve geceleri acil servislerin olmaması” gibi nedenlerin bu insanları bakımdan mahrum bıraktığını da sözlerine ekledi.