Lavrov’dan Avrupalı şirketlere: Yaptırımlar nedeniyle 250 milyar euro kaybettiniz
Moskova'daki Crocus katliamının üstünden üç gün geçti ancak saldırının 'gerçek sorumlusu' tartışması devam ediyor. IŞİD saldırıyı üstlense de Rusya ABD'ye "Saldırıyı gerçekten IŞİD'in gerçekleştirdiğine emin misin" diyerek üsteliyor.
Rusya’nın başkenti Moskova’da cuma günü düzenlenen ve 137 kişinin ölümüne, 182 kişinin yaralanmasına neden olan Crocus saldırısında sorumluluğu IŞİD’in Horasan kolu üstlenmişti. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin saldırıdan 19 saat sonra ulusa sesleniş konuşmasında IŞİD’den hiç bahsetmedi. Bunun yerine Ukrayna üstünde durdu, saldırganların Ukrayna’ya gitmeye çalışırken yakalandığını söyledi. IŞİD saldırıyı Putin’in konuşmasından önce üstlenmişti.
Putin’in dikkati Ukrayna’ya çekmesi üzerine Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski sert tepki göstererek “Moskova’da olanlar ortada. Putin ve diğer pislikler suçu başkasının üstüne yıkmaya çalışıyor. Hep aynı yöntemleri kullanıyorlar” sözlerini dile getirmiş, ABD ise Ukrayna’nın bu saldırıda rolü olduğunu gösteren bir kanıt olmadığına dikkat çekmişti. Ancak Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova soruşturma sonuçlanana kadar ABD’nin yapacağı her açıklamanın “kanıt olarak kabul edilmesini” söylemiş, ardından da “Keşke kendi başkanları Kennedy’nin suikastini de çabucak çözebilselerdi. Ama yok, 60 yılı aşkın süredir hâlâ katilleri bulamadılar. Belki onu da IŞİD yapmıştır ha?” vurgusu yapmıştı.
Tartışmalar devam ederken IŞİD saldırıyı kendilerinin yaptığını kanıtlamak için yeni görüntüler yayınladı. Görüntülerde katliamın boyutu bir kez daha gözler önüne serildi. Rusya ise sorgulama işlemini henüz bitirmiş sayılmaz. Zaharova Komsomolskaya bugün Pravda gazetesine “Dikkat dikkat, Beyaz Saray’a bir sorum var: Bunu gerçekten IŞİD’in yaptığına emin misiniz? Bir kez daha düşünmeye ne dersiniz?” dedi. Zaharova terör örgütünün tek başına hareket ettiğine dair istihbarat aldığını söyleyen ABD’nin Kiev’deki “hücrelerini” korumak için IŞİD “öcüsünün” bir çeşidini yaydığını sözlerine ekledi.
Son zamanlarda “Avrupa Ukrayna’ya asker gönderse mi?” sorusunu sorarak Rusya ile takışan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da IŞİD tartışmalarına dahil oldu. Macron “Saldırıyı IŞİD üstlendi ve bize, istihbarat servislerimize ve müttefiklerimize ulaşan bilgiler gerçekten de saldırıyı IŞİD’e bağlı bir oluşumun düzenlediğini gösteriyor. Rusya’nın bu saldırıyı bağlamından kopararak Ukrayna’ya çevirmesinin hem kendi hem de vatandaşlarının güvenliği açısından gülünç olacağını ve ters tepki yaratacağını düşünüyorum” dedi.
Devam eden bir diğer tartışma ise Rusya’nın güvenlik güçlerinin ne kadar etkili olduğu. Benzer bir tartışma Hamas İsrail’e saldırdığında da ortaya çıkmıştı. Uzmanlara göre teröristlerin bu saldırıyı gerçekleştirebilmesi için konser salonunu önceden kolaçan etmesi gerekiyordu. Ayrıca saldırının gerçekleştiği gün konser salonunda yeterli sayıda kolluk kuvveti olmaması, güvenlik güçlerinin trafik nedeniyle konser salonuna ulaşmasının gecikmesi gibi konular da yine dikkat çekiciydi. Bu noktada dikkat çeken soru şu oldu: Rusya’nın güvenlik güçleri IŞİD teröristleri saldırıya hazırlanırken ve saldırıyı gerçekleştirirken ne yapıyordu? Bazı analistler Rusya’nın Ukrayna’da devam eden savaş nedeniyle ülke içini ihmal etmiş olabileceğini belirtiyor.
Kremlin pazartesi günü birkaç gündür sorulan bu soruya cevap verdi: Hiçbir ülke terörizmden muaf değil. Bu noktada ABD’nin 8 Mart’ta kendi vatandaşlarına Rusya seyahatleri konusunda dikkatli olmaları konusunda uyardığını hatırlatmak gerekiyor. Putin ABD’nin uyarısını 19 Mart’ta “şantaj” olarak niteleyerek, vatandaşlarının güvenliğini tehdit edecek bir saldırı riskini görmezden gelmişti.
IŞİD’in Horasan kolu özellikle ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından yeniden güçlenmeye başladı. Örgüt 3 Ocak’ta Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümünde İran’ın Kirman bölgesinde terör saldırısı düzenleyerek 80’den fazla kişinin ölümüne neden oldu. Pakistan’da da özellikle seçim döneminde Afganistan’a yakın Hayber Pahtunhva eyaletinde hem geçen yıl hem de bu yıl kanlı saldırılara imza attı. Örgütün son saldırısı ise Rusya’ya oldu. Peki IŞİD-H’nin Rusya’da düzenlediği saldırıda motivasyonu tam olarak neydi?
IŞİD-H, Moskova’nın Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’deki müdahalelerine atıfta bulunarak Kremlin’i “elinde Müslüman kanı bulundurmakla” suçluyor. Reuters’a konuşan Wilson Merkezi’nden Michael Kugelman da IŞİD-H’nin “Rusya’yı Müslümanlara yapılan düzenli baskının suç ortağı olarak gördüğünü” ifade ediyor.
Kirman’daki saldırıda yaşamını kaybedenler için düzenlenen törende İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami IŞİD’in “bugünlerde ortadan kaybolduğunu” söyleyerek örgütün “ABD ve İsrail’in çıkarları için paralı asker gibi hareket ettiğini” öne sürmüştü. Bu arada Gazze’de 160 günü aşkın süredir devam eden savaşta İsrail’in ateşi altında 31 bini aşkın Müslüman Filistinli de hayatını kaybetti.
Rusya’dan Crocus saldırısının gerçek sorumlularıyla ilgili sorular yükselirken dün dört terörist ilk kez mahkemeye çıktı. Saidakrami Murodali Raçabalizoda, Dalerdzon Barotoviç Mirzoyev, Şemsidin Fariduni ve Muhammedsobir Fayzov suçlu bulundu ve yargılamanın yapılacağı 22 Mayıs’a kadar tutuklu kalmalarına karar verildi. Saldırganlar Tacik çıktı, ki Sarıyer’deki kilise saldırısını gerçekleştirenler de yine Taciklerdi.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev pazartesi günü Telegram kanalı üzerinden Crocus’taki terör saldırısına karışan saldırganlarla ilgili konuştu. “Öldürülmeleri gerekiyor mu? Öldürülmek zorundalar ve öyle de olacak” diyen Medvedev “Şimdi pek çok kişi idam cezası hakkında sorular soruyor. Parlamentonun alt kanadındaki Birleşik Rusya fraksiyonunun parlamento lideri Vladimir Vasilyev’in cumartesi günü Tass’a yaptığı açıklamaya göre bu konu elbette derinlemesine, profesyonel şekilde ele alınacak” dedi.
Rusya’da idam cezası yasal olsa da 1996 yılından bu yana dönemin Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in imzaladığı moratoryum nedeniyle ülkede hiç kimse idam edilmedi. Kremlin bugünkü açıklamasında idam cezasıyla ilgili moratoryum görüşmelerine katılmayacağını belirtti.