Ya içeride 2 bin kişi varken o yangın çıksaydı? Gece kulübü ama yangın çıkışı bile yok!
Gayrettepe'de 29 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan 8 şüphelinin hakimlikteki savunmaları ortaya çıktı.
Beşiktaş’taki gece kulübü yangınında gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı. Gece kulübünün sahibi olduğu belirtilen Şahzade Şekergümüş’ün avukatı, “Dün dünde yaşanmıştır, öngörülemez bir olay” dediği savunmada, müvekkilinin tutuklanmasının dosyaya katkısının bulunmayacağını söyledi. Şüpheli Dursun Çelik ise savunmasında yangında ölen arkadaşlarından birinin 15 günlük bebeği olduğunu ve bakacak kimselerinin olmadığını söyleyerek, bebeğe kendilerinin bakacağını ifade etti
Gayrettepe’de 29 kişinin yaşamını yitirdiği gece kulübü faciasında tutuklanan 8 şüphelinin hakimlik ifadeleri ortaya çıktı. Bugün İstanbul Adliyesine sevk edilen 11 şüpheliden 2’si savcılıktan serbest bırakılırken, 1’i de hakimlik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer 8 şüpheli ise çıkarıldıkları nöbetçi hakimlik tarafından ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan tutuklandı.
Şüpheli Fatma Dörtgül, Hamza Saral Mesleki Eğitim Merkezinde öğretmenlik yaptığını, eniştesi Şahzade Şekergümüş’ün iflas ettiğini, şirketle ilgili hiçbir şey bilmediğini, dükkana gitmediğini, sabit ikametgah sahibi olduğunu ve kaçma şüphesinin olmadığını ifade ederek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Şüpheli Çağatay Altunel, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, belirtilen sürede işlerinin bittiğini, olay günü orada olmadığını, yangını telefondan öğrendiğini, malzemeyi toparlamak için işletmeye gideceğini, ancak daha önce gelmek durumunda kaldığını, komiserin yanına kendi isteği ile gittiğini, sabit ikametgah sahibiyi olduğunu, kaçma ve saklanma şüphesinin olmadığını, henüz toplanmamış olan delillere etki etme ihtimalinin bulunmadığını kaydetti.
Şüphelilerden İsmet Şen, savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, olayla hiçbir ilginin olmadığını, mesul müdürlüğünün 6 ay önce bittiğini, imza yetkisinin de olmadığını, işletmede işçi olarak çalıştığını ve sabit ikametgah sahibi olduğundan kaçma ve saklanma şüphesinin bulunmadığını söyledi.
Şüpheli Mehmet Menduh Ceylan ise hakimlikteki savunmasında, 5-6 yıllık arkadaşlarını kaybettiklerini, bunun için üzgün olduklarını, yangın çıktığında içeride olduğunu, 2-3 arkadaşıyla birlikte birlikte kendini zor dışarı attıklarını, yangını 2 kişinin söndürdüğünü gördüklerini, muhasebeci olduğunu, içeriye tekrar girdiği sırada elektriklerin kesildiğini ve cep telefonunun ışığıyle diğer kapıdan çıktığını, arkadaşlarının cenazelerine gitmek istediğini, sabit ikametgah sahibi olduğunu, kaçma ve saklanma şüphesinin bulunmadığını söyledi.
Şüpheli Sibel Çelik, savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, orada çıkan yangınla ilişkilerinin bulunmadığını, orada 3 arkadaşını kaybettiğini, bunun acısını yaşadığını ve serbest bırakılmayı istediğini kaydetti. Şüpheli Sibel Çelik’in avukatı, hakimikteki beyanında müvekkilinin sattığı platformun yangınla alakasının olmadığını, yangınla veya yangının büyümesiyle alakası olmayan bir insanın sattığı şey nedeniyle tutuklanması için sevk edilmesinin hukuk ayıbı olduğunu, hakimliğin; sosyal medyanın baskısı altında kalmadan karar vermesini istediğini, müvekkili açısından sadece mal satımı söz konusuolduğunu ve mal sattığından dolayı tutuklanırsa müvekkilinin bu nedenle tutuklanan ilk kişi olabileceğini söyledi.
Şüpheli Dursun Çelik ise savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, hazır bir malzeme teslimatı yaptıklarını, sonrasında teslim videosu da çekildiğini, sadece ertesi gün bir kablonun gizlenmesinin istenildiğini, o gün o saatte orada bulunduklarını, başka bir eylemlerinin olmadığını, yangına sebebiyetlerinin olmadığını, defin işlemlerini yaptıklarında ölen arkadaşlarından birinin çocuğunun daha 15 günlük olduğunu ve bakacak kimseleri olmadığını, o bebeğe kendilerinin bakacağını, bebeği hastaneye götürecek kimsenin olmadığını, bekle kendilerinin ilgileneceklerini, sabit ikametgahlalrının olduğunu, kaçma ve saklanma şüphesinin bulunmadığını söyleyerek, serbest bırakılmayı talep etti.
Gece kulübünün sahibi ve ortağı olduğu belirtilen şüpheli Şahzade Şekergümüş, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini söyleyerek, sabit ikametgah sahibi olduğunu, kaçma ve saklanma şüphesinin bulunmadığını, delillerin büyük oranda toplandığını ve toplanması muhtemel delillere etki etme ihtimalinin olmadığını, bu nedenle serbest bırakılmayı istediğini söyledi.
Şahzade Şekergümüş’ün avukatı ise, bu olayın en büyük üzgünlüğünü müvekkilinin yaşadığını, hayatını kaybeden insanların, müvekkilinin ailece görüştüğü kişiler olduklarını, kardeşi gibi gördüğünü, bu nedenle izin günü olmasına rağmen orada bulunduğunu, işletmede 4 yangın kapısından 3’ünün açık olduğunu, anlık bir kapının açılması nedeniyle oksijen nedeniyle ateşin birden alevlendiğini ve nefes alınmama nedeniyle bu olayın olduğunu, yangın tüpleri olduğunu söyledi. Şekergümüş’ün avukatı devamında, “Dün dünde yaşanmıştır, öngörülemez bir olay yaşanmıştır, tutuklanmasının dosyaya katkısı olmayacaktır, ölenlerin aile yakınları ile ilgilenmesi gerekir, müvekkilin baldızı olan şüpheli Fatma, müvekkil tarafından işe dahil etmiştir, müvekkilin iflası nedeniyle.Tüm Türkiye müvekkilin tüm hakimiyeti ile işyerinin sahibi olduğunu biliyor, durum bu kadar netken şüpheli Fatma’yı mağdur etmeyelim, baldızı olan şüpheli Fatma’nın şirket kaydı yalnız kaydı şekildedir, müvekkil sabit ikametgah sahibidir, kaçma ve saklanma şüphesi yoktur” ifadelerini kullandı.
Şüpheli İbrahim Bildirici ise, şantiye şefi olarak yazıldığını ancak teknik eleman olduğunu, arızalı şeylerin servisini çağırdığını, herhangi bir yetkisinin olmadığını, şantiye şeflerinin Sinan Kızıl olduğunu, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını ve sabit ikametgahı olduğunu bu nedenle kaçma ve saklanma şüphesinin olmadığını söyledi.