Vallahi biliyor musunuz ben bir süredir özellikle ikinci yarısında yaşadıklarımızda dolayı 2023 yılımı kaybedilmiş yıl olarak görmeye başladım.
Ne olduydu yılın ikinci yarısında sona doğru bir hatırlayalım. Olayların kronolojisini tam hatırlamayabilirim ama benim için ilk büyük olay Engin ve Dilan Polat meselesinin patlamasıydı. Buna ne kadar fazla kafa yorduyduk, özellikle Dilan hakkında ortaya saçılan laflar, o paraların nereden geldiği üzerine komplo teorileri uçuşuyordu etrafta.
Sonunda Polat çiftinin tutuklanmasını canlı yayında izledik, sonra kadının hapishane yaşamına dair akla gelebilecek her şey yazıldı.
Biz okuyucular da Polat çifti hakkında fanteziler kurduk.
Ama bugün gelinen noktada soruyorum size, bizler Polat çifti ve o paraların kaynağı hakkında ve o paraların arkasında hangi karanlık güçlerin bulunuyor olabileceği hakkında gerçekten tek bir şey biliyor muyuz?
Gayet tabii ki hayır. Artık kaybedilmiş yılım olarak gördüğüm 2023’ün son aylarında ne düşündüysek, ne konuştuysak boş olmuş gibi geliyor bana. Şu an bile Dilan ve Engin’in gerçekte suçlu olup olmadığı konusunda hiçbir fikir yok. Daha da önemlisi eğer o paralar gerçekten kara paraysa kaynağı kim veya kimler? Hala gerçekten tek bir şey bilmiyoruz.
Bundan sonra benim özel ilgilendiğim, tanıdığım ve sevdiğim Ender Saraç ailesinde yaşandığı söylenenlerdi. Gerçi söylenenlere baştan bile inanasım gelmiyordu. Hikayede bir tuhaflık var diyordum ama sonra birbiri ardına çelişkili haberler gelmeye başladı. Yalan olsalar da hepsi de birbirinden daha inandırıcı gibiydi. Hangisi yalan hangisi doğruydu bunları anlamak bizler açısından gayet tabii ki mümkün değildi o zamanlar.
‘O zamanlar dedim’ biraz önce, ama geldiğimiz bu zamanlarda değişen bir şey var mı diye soracak olursanız gayet tabii ki yok. Hiçbirimiz Ender Saraç’ın evinde ne oldu, nasıl uzlaştılar ve şu anda evde durum ne hiçbir şey bilmiyoruz.
Sonra da Fatih Terim fonu olayı patladı.
Şimdi mahkemesi sürmesine rağmen o olayın dibinde gerçekten ne olup bitti, Seçil hanım gerçek bir dolandırıcı mı yoksa sadece birilerinin maşası mı ve tabii ki benim ve herkesin merak ettiği konu Fatih Terim’in bu olayda gerçek rolü neydi?
Sonunda buna bir cevap gelecek mi, gelmeyecekse de Fatih Hoca’nın bu şekilde korunup kollanmasının arkasında kim veya hangi güçler var? Bunu hiç öğrenebilecek miyiz?
Hiç sanmıyorum öğreneceğimizi. Bazı arkadaşlarım gibi komplo teorilerine inanacak olsaydım bu anlattığım üç olayda da bazı gizli ellerin devreye girip bizleri sadece konuşturarak vaktimizi çalıp, meşgul edip sonra da herşeyi cevapsız bıraktırma amaçları var diyeceğim.
Bazı arkadaşlarım bu gibi konularda daima ortaya atılan derin devletin bizleri ülkenin gerçek sorunlarını düşünmekten uzak tutmak için böyle şeyler yapmakta olduğunu, derin devletin ahtapot kollarının her yerde olduğunu düşünüyor.
Ben kararımı veremedim, siz ne dersiniz bilemiyorum?