Putin’den Ortadoğu turu: Al Nahyan ve Prens Selman’la görüştü
Ortadoğu'da gerilim giderek tırmanırken Türkiye de diplomasi trafiğini hızlandıran ülkelerden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar Emiri Al Sani ile görüşürken Dışişleri Bakanı Fidan da ABD'li müsteşar Bass ile bir görüşme gerçekleştirdi.
İran’ın İsrail’e yaptığı konsolosluk saldırısı misillemesiyle Ortadoğu’da tansiyon giderek yükselirken Türkiye de gerilimi düşürmek adına yoğun diplomasiyi sürdürüyor. İsrail savaş kabinesinin toplantısı sürerken devletin zirvesi iki önemli görüşme gerçekleştirdi.
İlk olarak Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Müsteşarı ve Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı’nın X hesabından yapılan paylaşımda Bakan Fidan’ın ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Müsteşarı ve Siyasi İşler Müsteşar Vekili Bass’ı Ankara’da kabul ettiği bildirildi.
Bakanımız @HakanFidan, Ankara’da ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Müsteşarı ve Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass’ı kabul etti.🇹🇷 🇺🇸 pic.twitter.com/AzpX4Edmtq
— T.C. Dışişleri Bakanlığı (@TC_Disisleri) April 15, 2024
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre kabulde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye yapacağı ziyaretin hazırlıkları görüşüldü. Görüşmede bölgede yaşanan son gelişmeler, Gazze’deki durum, Suriye’deki gelişmeler ile Ukrayna’daki son durum ve Karadeniz güvenliği konuları ele alındı. Enerji konularını da görüşen Fidan ve Bass PKK/YPG, IŞİD ve FETÖ ile mücadele konusunu da ele aldı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar’ın daveti üzerine Türkiye’ye gelen Bass 15-16 Nisan’da Türkiye’de temaslarda bulunacak.
İkinci önemli görüşme ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani arasında telefonda gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede Türkiye ve Katar ilişkileri, küresel ve bölgesel konular ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve insani durum ele alındı.
Cumhurbaşkanımız @RTErdogan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşmede Türkiye ve Katar ilişkileri, küresel ve bölgesel konular ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve insani durum ele alındı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan…
— T.C. Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) April 15, 2024
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, İsrail’in gaddarca saldırılarının durdurulması ve işlediği insanlık suçlarının cezasını görmesi için İslam dünyasının birlik içinde gayretlerini artırması gerektiğini ifade etti. Erdoğan bölgede gerginliğin yayılmaması için İsrail’in bir an önce dizginlenmesi ve aklıselimle hareket edilmesinin hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
Görüşmede ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Al Sani birbirlerinin Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
İran’ın 13 Nisan’da İsrail’i hedef alan saldırılarına ilişkin Batılı ülkelere göre çok geç açıklama yapan Ankara’nın saatler süren sessizliği merak konusu olmuştu. Zira bu sessizlik oldukça dikkat çekiciydi; İsrail’den binlerce kilometre uzaklıktaki Japonya bile saldırıyla ilgili açıklama yapmışken İran’ın komşusu Türkiye sessizliğini koruyordu.
Bu uzun süreli sessizliğin ardından Fidan, saldırının üzerinden 10 saatten fazla geçtikten sonra İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüşmüştü. Görüşmede Ankara’nın bölgede tansiyonun yükselmesini desteklemediği Abdullahiyan’a iletilmişti. Abdullahiyan da İran’ın daha güçlü saldırmak gibi bir planı olmadığını, İsrail karşı atakta bulunmadığı sürece başka saldırı yapmayacağını söylemişti.
Bakan Fidan daha sonra ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile de görüşmüştü. İkilinin saldırıdan sonra bölgedeki durumu değerlendirdiği ifade açıklanmıştı.
Bu arada ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) şefi William Burns de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile telefonda görüşmüş ve Kalın’dan İsrail-İran geriliminde Ankara’nın “arabulucu” görevi üstlenmesini istemiş.
Saldırının üstünden bir gün geçmesine saatler kala Dışişleri Bakanlığı’ndan yazılı açıklamada ise “İsrail’in İran’ın Şam Büyükelçiliği’ne gerçekleştirdiği uluslararası hukuka aykırı saldırı kaygılarımızı haklı çıkarmıştır. İran’ın bu saldırıya yaptığı misilleme ve takip eden gelişmeler olayların hızlı biçimde bölgesel bir savaşa dönüşebileceğini bir kez daha göstermiştir” denmişti.