İngiltere 17 milyar sterlini okyanusa gömdü: Nükleer füze ‘cumburlop’ dibi boyladı
İngiltere Kralı Charles Başbakan Sunak'ın ülkedeki göçmenleri Ruanda'ya gönderme projesini nihai yasa haline getiren imzayı attı. Tüm onayları alarak yasalaşan plana Fransa lideri Macron'dan tepki geldi.
İngiltere Kralı Charles Başbakan Rishi Sunak’ın ülkedeki sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planına ilişkin yasaya nihai onayı verdi. Gündeme geldiği ilk günden bu yana tartışmaların odağında olan planın önünde artık hiçbir engel kalmadı.
Yasama sürecinin son aşaması olan kraliyet onayıyla hükümet ile plan karşıtları arasında uzun süren bir mücadelenin ardından parlamentonun bu hafta başında onayladığı yasa artık geçerli.
Birleşik Krallık parlamentosunun üst kanadı olan Lordlar Kamarası’nda duyurulan Kralın onayıyla “Ruanda’nın Güvenliği Yasası” yürürlükte yerini alacak.
Parlamento yasayı sabahın erken saatlerinde onaylamıştı. Sunak pazartesi günü yasanın kabul edilmesinin ardından Ruanda’ya ilk uçuşların 10 ila 12 hafta içinde yapılmasını beklediğini söylemişti.
Sığınmacıların yoğun göç duraklarından olan bir başka gelişmiş Avrupa ülkesi Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da uzun süredir gündemde olan tasarının yasalaşmasının ardından suskunluğunu bozdu ve planı eleştirdi.
Macron insanları Afrika ülkelerine göndermeyi içeren göç politikalarını “Değerlerimize ihanet” sözleriyle yorumlayarak Avrupa’nın bu konudaki politikalarına atıfta bulundu.
Fransız lider “Bazılarının uygulamaya koymak istediği, Afrika’da üçüncü bir ülke aramak ve göçmenlerimizi oraya göndermek anlamına gelen bu modele güvenmiyorum. Bu değerlerimize ihanettir ve bizi üçüncü ülkelere yeni bağımlılıklara götürecektir” dedi.
Avukatlar Guardian’a yaptıkları açıklamada bireysel sığınmacılar adına yasal itirazlar hazırlayacaklarını söyledi. Gönderilmek istenenler sınırdışı edilme girişimine vaka bazında itiraz edebilecek ve bu da onların uçuş listesinden çıkarılmasını sağlayabilecek.
Yasa gözaltında tutulan bir kişinin “Ruanda’ya gönderilmesi halinde gerçek, yakın ve öngörülebilir bir geri dönüşü olmayan ciddi zarar riski” ile karşı karşıya kalması halinde de itiraza izin veriyor.
Göçmenlerin sınırdışı edilme mektubu aldıktan sonraki sekiz gün içinde itirazda bulunması gerekiyor. Ardından İçişleri Bakanlığı’nın cevabı için bu kişilere birkaç gün süre tanınacak. İtiraz reddedilirse sığınma talebinde bulunan kişiye bir üst mahkemeye nihai itirazda bulunması için yedi gün süre verilecek ve mahkeme de 23 gün içinde talebi karara bağlayacak.
Ulusal Denetim Ofisi Ruanda ile varılan anlaşmanın sınırdışı edilecek ilk 300 kişinin her biri için 1.8 milyon sterline mal olacağını doğruladı.
İçişleri Bakanlığı’nda iki yıldır bu programı denetleyen en kıdemli memur olan Matthew Rycroft daha önce milletvekillerine bu programın caydırıcı bir etkisi olduğunu gösterecek kanıtlara sahip olmadığını söylemişti.
Rycroft Kigali’ye gönderildiklerine dair bildirim almaktan kaçınmak isteyen binlerce sığınmacının sınır dışı işlemleri başladıktan sonra ortadan kaybolma riski bulunduğu konusunda özel olarak uyarıda bulunmuştu.
Mülteci krizine yönelik çözüm arayışında olan ülkelerden biri İngiltere. 2022 yılında ülkeye yasadışı giriş yapan mültecilerin 10 bin kilometre uzaklıktaki Orta Afrika ülkesi Ruanda’ya gönderileceğini açıklamıştı. “Mülteci sürgünü” planı da İngiltere ve dünyada eleştiri konusu olmuştu. Dönemin İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel “Süreci durdurmak ve gönderilme işlemlerini geciktirmek için girişimlerde bulunulacağını bilmekle beraber, bu girişimler beni caydıramayacak. İngiliz kamuoyunun beklentilerini yerine getirme yükümlülüğümün bilincindeyim” demişti.
İngiltere Doğu Afrika ülkesi Ruanda’nın hükümetiyle tartışmalı bir anlaşmaya imza atmış, Ruanda 151 milyon dolar karşılığında İngiltere’den gönderilecek sığınmacıları kabul etmeye razı olmuştu. Sığınma başvuruları değerlendirilen göçmenleri göndermek için Afrika ülkesi Ruanda ile anlaşan İngiltere, bunun Ukraynalılar için geçerli olmayacağını ifade etmişti. Dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptığı açıklamada “mültecileri göndermek için anlaştıkları Afrika ülkesi Ruanda’ya Ukraynalıların gitmeyeceğini” belirtmişti.
İlk Manş Denizi yoluyla İngiltere’ye ulaşanların sayısı 2020’de 8 bin 500 olarak kaydedilirken bu sayı 2022’de 28 bini bulmuştu.
Ülkede muhalefet, insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği plan, Yargıtay ve Yüksek Mahkeme tarafından da yasaya uygun bulunmuştu. Sözkonusu kararın ardından Haziran 2022’de Ruanda’ya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Mahkemede yeni bir dava açmış, mahkeme 19 Aralık 2022’de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti. Mahkeme temyiz yolunu da açık tutmuş, bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Suella Braverman, geçen martta yaptığı açıklamada, yazın uçakların Ruanda için havalanacağını öne sürmüştü. Kararı Temyiz Mahkemesine götüren insan hakları savunucularının başvurusu sonucu, mahkeme 29 Haziran’da, hükümetin ülkeye yasa dışı yollarla giren düzensiz göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının yasalara uygun olmadığına karar vermişti.
İngiltere’nin, ülkeye yasadışı yollardan giren mültecileri Ruanda’ya gönderme planı için düğmeye basması ardından gönderilecekleri yönünde resmi bildirim alan bazı sığınmacılar 2022 yılında açlık grevine başlamıştı.