‘Türkiye geleceği Avrupa’da görüyor’ ama Avrupa genişlemeyi başka yerde arıyor
15 Temmuz gecesi dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşen eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez "Fidan'a hızlı hızlı notlar geliyordu" dedi.
15 Temmuz darbe girişimi gecesinde dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hürriyetinden yoksun bırakılması ve kamu malına zarar verilmesi suçlamasıyla açılan davada tanık olarak dinlenmesine karar verilen, ancak bulunamadığı için dinlenmekten vazgeçilen eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez o gece MİT’te Hakan Fidan’la ne görüştüklerini anlattı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonunda görülen ve 12 sanığın yargılandığı davanın dünkü dokuzuncu celsesinin başlangıcında Mahkeme Başkanı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eski Başkan Mehmet Görmez’in adresini göndermesi üzerine ara celsede Görmez’in dinlenmesine karar verdiklerini duyurdu.
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre Görmez duruşmaya Ankara Adliyesi’nden SEGBİS’le bağlandı. Görmez’e yemin ettirildikten sonra Mahkeme Başkanı yargılanan 12 sanığın isimlerini okuyup “15 Temmuz gecesi Suriyeli bir din görevlisi veya yöneticiyle birlikte Hakan Fidan’la yaptığınız görüşme planlı mıydı? Silah sesi, ateş edildiğini duydunuz mu? Helikopterleri gördünüz mü? Oradan nasıl ayrıldınız? Etrafta asker şahıslar gördünüz mü?” şeklinde sorular yönelterek bildiklerini anlatmasını istedi.
Mehmet Görmez de özetle şunları söyledi:
“2013’te Diyanet İşleri Başkanı olarak DEAŞ’a karşı barış inisiyatifi başlattık, 200 ilim adamından oluşan temas grubu oluşturduk. Temmuz başında bu temas grubunun bir toplantısı vardı. Muaz El Hatip bir ilim adamı ve bir süre Suriye’de muhaliflerin liderliğini yaptı. Toplantıya o da geldi. Suriye’den ülkemizi hedef alan eylemlerle ilgili bir dosya getirdi, bunu Cumhurbaşkanına sunmak istediğini söyledi. Münderecatını görür görmez behemehal İçişleri Bakanı veya MİT Başkanına iletmem gerektiğini düşündüm. Her ikisinden de randevu istedim. İlk randevuyu MİT Müsteşarı verdi.
Çarşamba günü olacaktı, ama iptal edilip 15 Temmuz Cuma 20.30’a randevu verildi. O gün o saatte oradaydık. MİT Başkanı biraz gecikmeli geldi. Nezaketle az bir zaman ayırdığını söyledi. Misafirimiz önce Arapça sunum yaptı ben de tercüme ettim. Daha sonra İngilizce bildiğini anlayınca İngilizce devam etti. Bu arada MİT Başkanına hızlı hızlı notlar, telefonlar geliyordu.
45 dakika sonra gelen bir not üzerine hızla ayağa kalktı, ‘Bu gece Türkiye için zor bir gece. Siz buradan ayrılmayın ve dua edin’ dedi. 5-6 dakika sonra uçak, helikopter sesleri duymaya başladım. Helikopter saldırısı hem ses hem ışığıyla bulunduğum yeri etkiledi. Oradakilere sordum, ‘Mahiyetini bilmediğimiz bir saldırı ile karşı karşıyayız. Sığınağa inmek zorundayız’ dediler. Ancak bana gelen Boğaziçi Köprüsü’nün tanklarla kesildiği şeklindeki mesajlardan bunun bir terör saldırısı olduğunu düşündüm. ‘Ben inmem, kurumuma dönmek zorundayım’ dedim.”
Araya giren Mahkeme Başkanı “Aracınız zırhlı mıydı?” diye sordu. “Hayır” cevabını veren Görmez MİT görevlilerinin kendisine zırhlı araç tahsis ettiğini, hatta çelik yelek giymesini istediğini belirtip bu araçla çıktıklarını, eşinden gelen “Ev güvenceli değil” mesajı üzerine de kızının evine gittiğini söyledi.
Görmez’in sözlerini “Benim şahitliğim, tanıklığım bunlardan ibarettir” diyerek tamamlamasının ardından Mahkeme Başkanı 15 Temmuz’a ilişkin verdiği bazı röportajlardan hareketle Görmez’e çeşitli sorular yöneltti.
Görmez bir soruyu “Evet MİT Müsteşarı ile görüşme esnasında notlar gelip gidiyordu. Birinde ‘Genelkurmay Başkanı’nı bağlayın’ dedi. Ulaşılamadığı bilgisi verildi. Yaverinin bağlanmasını istedi. Ona da ulaşılamadığı söylendi. Evinin bağlanmasını istedi. Saat 22.00 sıralarında Başbakan’la görüşmeleri oldu” diye cevapladı.
Başkanın “Görüşme sırasında herhangi bir kalkışma, darbe girişimi veya MİT Müsteşarı’na yönelik faaliyet diye söylendi mi?” sorusu üzerine de şunları anlattı:
“Olağanüstü bir durumla karşı karşıya kalındığını görünce ‘Biz başka zaman gelelim’ dedim. Darbe sözcüğü geçmedi. Semalarımızda izinsiz kalkan birtakım uçaklardan söz ettiğini, bertaraf edildiğini söylediğini hatırlıyorum. Darbeyi sığınağa inerken duydum.”
Beyanların tamamlanmasının ardından mahkeme kovuşturmanın genişletilmesi ve tanık dinlenmesi taleplerinin reddine karar verirken esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı tüm sanıkların hürriyeti tahdit ve kamu malına zarar vermekten cezalandırılmasını istedi. Mahkeme sanıklar ve avukatlarının esas hakkında mütalaaya karşı savunmalarını yapmak üzere duruşmayı 12-13 Haziran’a erteledi.