Sempatizan: Vietnamlı çift taraflı casusun büyük ikilemi

5 Mayıs 2024
Bu haber 7 ay önce yayınlandı

HBO yapımı dizisi şu sıralar BluTV'de yayımlanan Viet Thanh Nguyen'ın Plutzer ödüllü romanı 'Sempatizan', Amerika'da yaşayan Vietnamlı çift taraflı bir casusun büyük ikilemini incelikle yansıtıyor. 'Savaşı' bir Vietnam'lıdan okumak fark yaratıyor.

Vietnam Savaşı denildiğinde hepimizin zihninde az çok bir imge oluşur, ya büyüklerimizden duyduğumuz birkaç cümle yahut orada burada gördüğümüz birkaç fotoğraf, tarihin bu en kanlı ve elim savaşlarından biri hakkında bir şeyler çağrıştırır. Ancak savaşın kendisi, tahminlerimizin çok daha ötesindedir. Takriben 20 yıl süren bir savaş, öldürülen sayısız sivil, savaşta kaybedilen askerler, ülkesine dönüp intihâr eden Amerikan askerleri… Vietnam Savaşı’nın yürek burkan sonuçları saymakla bitmez fakat 1975’te Saygon’un (yeni ismiyle Ho Chi Minh) düşmesiyle birlikte kurulan Vietnam’a değin son derece zor ve kanlı bir süreç devam etmiştir o topraklarda.

Komünizm etkisi altındaki Kuzey Vietnam ile Amerika’nın desteğiyle böylesi bir akımın etkisinden korunmaya çalışan Güney Vietnam arasında yaşanan bu savaş, kitaplara ve filmlere de konu olmuştur fakat bir Vietnamlı yazarın gözünden anlatılması konuyu daha anlamlı kılar.

1971 senesinde şimdiki adıyla Buon Me Thuot’da doğan yazar Viet Thanh Nguyen, 1975’te, tam da savaş sona erdiğinde ailesiyle birlikte Amerika’ya göç eder. Göçmen olmanın zorluklarını ilk günden itibaren hisseden Nguyen, eğitimini Amerika’da alır. İngiliz, Amerikan ve etnik çalışmalar yapan Nguyen, kafasındaki hikâyeleri kağıda dökmek için 20 sene bekleyecektir, zira ilk romanı ‘Sempatizan’, 44 yaşındayken, 2015’te yayımlanır.

Büyük sükse yapan roman, başta Pulitzer ödülü olmak üzeren pek çok ödüle layık görülür. Bu kadar uzun bir süre yazmayı beklemesinin sebebini, “Eleştiren bir yapısı olmasını ve olgunlaşmasını da istedim,” diye açıklıyor Nguyen bir söyleşisinde. Nitekim ‘Sempatizan’ın başarısında bu demlenmiş geçmişin epey etkisi var.

Türkçede ilkin 2017’de Duygu Akın’ın çevirisiyle Kafka Kitap etiketiyle yayımlanan ‘Sempatizan’ romanı, şu sıralar BluTV’de yayımlanan dizi versiyonun da etkisiyle yenilenmiş kapağıyla yeniden okurla buluştu.

Normal şartlarda bu denli politik bir romanı okurken epey zorlanırım, hatta yarıda bırakmam işten değildir. Fakat Nguyen’in yazınında sadece politika ya da kanlı bir savaş yok, aynı zamanda edebiyatın tüm kanalları ustaca kullanılıyor. Öteden beri ortak bir tema olan baş karakterin dilemması gibi…

İki taraflı çalışan bir ajan olan anlatıcının, müphem bir Komutan’a aktardığı geçmişinden ibarettir konumuz fakat incelikli anlatımın doğrudan vurucu biçimde açılmasıyla okur adeta koltuğuna mıhlanıyor. Pek çok eleştirmene göre, ünlü yazar Ralph Ellison’ın ‘Invisible Man’ romanına atıfta bulunan bir giriştir bu (hatta Nguyen’in oğlunun ismi de Ellison).

Anlatıcımız, ki kendisi Kaptan diye biliniyor, güç ve acı arasında ahlaki bir ikilem yaşayan, Fransız Katoliği bir babayla genç Vietnamlı bir annenin oğludur. 1960’da üniversite okumak için gittiği Amerika’dan Güney Vietnamlı, CIA bağlantıları olan bir generalle çalışır Kaptan; komünistler için çalışan bir antikomünisttir görünürde.

Romanın merkezinde işte bu ikilem yatıyor: Doğu ile Batı arasındaki sonsuz yanlış anlaşılmalar, biçimsiz denge oyunları; Kaptan’ın anneyi sevmesi, babadan nefret etmesi, Amerika ve Vietnam ile olan ilişkisi, göçmenliği… Tüm bunlar, karakterimizde ağır bir ikilem yarattığı için onu savrulan bir dal misali kırılgan yapıyor, fakat aslında gücünü tam da bu kırılganlığından alıyor.

Kadim dostu Bon, Amerika’ya kaçış esnasında karısını ve çocuğunu vahşi bir biçimde kaybetmiş eğitimli bir suikastçidir. Bir diğer yakın arkadaşı Man ise Saygon’un düşüşünden sonra orada kalır, Kaptan da Amerika’dan ona bilgi dolu mektuplar yazar. Kendilerini ‘Üç Silahşörler’ olarak addeden bu üç lise arkadaşı kurmacanın göbeğindedir.

Romanın mizah gücü de göz ardı edilemez; bir yandan Amerikan yaşam tarzının detaylarını okura aktarırken diğer yandan bireysel arayışın, politikanın gölgesinde örselenen ruhların hikâyesini yer yer komik, çoğunlukla hüzünlü bir dille anlatılıyor. Sözgelimi, anlatıcının ilk gençliğinde mürekkep balığı sayesinde mastürbasyonu keşfettiği sahne okuru gülümsetirken savaşın vahameti üzerine düşünmeye itecek kadar da cesurdur, çünkü insanların kişisel hazlarından bahsederken utanmayı, savaş ve cinayetten utanmaya yeğ tutmasını iki yüzlülük olarak görüyor anlatıcı. Bunun yanında Hollywood’da bir auteur (yaratıcı yönetmen) ile de çalışarak toplumun farklı kesimlerine ışık tutuyor (Romanda ‘auther’ karakterinin, ünlü yönetmen Francis Ford Coppola’ya karşılık geldiği düşünülüyor eleştirmenler tarafından. Bahsi geçen film ise 1979 yapımı Coppola filmi ‘Kıyamet – Apocalypse Now’).

Kaptan’ı ahlaki ve etik ikileme düşüren ise köstebekliğini ortaya çıkarmamak için dahil olduğu iki suikasttir; bunlardan biri Pisboğaz Binbaşı, diğeri ise Kaptan’ın Japon asıllı Amerikalı sevgilisi Sofia Mori’yle yatan Vietnamlı gazete editörü Sonny’dir. Burada aşkta ve savaşta her şey mübahtır düsturuyla hareket etse de, sonrasında birtakım içsel hezeyanlara zerk oluyor. Roman boyunca süregelen temaları tam anlamıyla destekleyen detaylarla dolu bir biçimde ilerliyor.

Roman her anlamda edebi bir zafer; bilhassa karakter kurgusuyla yazarının yeteneğini vurguluyor. Günümüzde bile kolaylıkla seçilebilen politik figürler, savaş mağdurları, din adamları, aşık kadınlar, köstebekler, ajanlar, Hollywood ürünleri; hepsi bu akışkan romanda kendine yer buluyor.

‘Sempatizan’ın en büyük başarısı, bu romanın farklı biçimlerde okumaya müsait olması bana göre. Bir casus romanı, savaş romanı, aşk romanı, göçmen romanı, politik bir roman olarak okunabileceği gibi kitaplar ve filmler üzerine bir roman olarak da okuma yapılabilir. Ayrıca, Amerika’nın dünya politikasına etkisi, bu bağlamda da Amerikan yaşam biçiminin eleştirisi olarak da okunabilmeyi mümkün kılıyor. Zira bir ilk roman için çıta epey yüksek…

BluTV’de yayımlanan HBO yapımı dizisi de nefis

Kitaptan uyarlanan HBO yapımı dizisi BluTV’de izleyiciyle buluştu. Dan McKeller ve Park Chan-Wook’un yarattığı, başrollerinde Xao Xuande, Robert Downey JR ve Sandra Oh’un olduğu ‘Sempatizan’ dizisinin yayımlanan ilk üç bölümü nefisti, devamının da çok güzel olacağına işaret ediyordu. Hem kitabını okuyup hem de izlemek isteyenler için güzel bir fırsat diye düşünüyorum.

Aynı zamanda, Vietnam Savaşı’yla ilgili film izlemek isteyenler için de bir iki öneri yapmak gerekirse: ‘The Deer Hunter’ (1978), ‘Full Metal Jacket’ (1987), ‘Good Morning, Vietnam’ (1987) ve ‘Rescue Dawn’ (2006).

Elbette hiçbiri bir romanı okumanın yaratıcı etkisini vermeyebilir, nitekim ‘Sempatizan’ romanını okurken kurgunun gücüyle oradan oraya savrulan okur, karakter yelpazesinin zenginliği, göndermelerin ironisi, gerçeklerin teni yakan ısısını, ters köşelerin zihinde yarattığı şaşkınlığı vesilesiyle keyiften dört köşe olabilir, bu da Nguyen’in üst düzey başarısının nüvesini oluşturuyor. 2021 senesinde, ‘The Committed’ adıyla bir devam kitabı yayımlandı, bu eserinde de Türkçeye aktarılacağını düşünüyorum, ki ‘Sempatizan’ romanının başarısında, metni dilimize aktaran Duygu Akın’ın da büyük payı var.

Ezcümle, okura keyifli anlar yaşatsa da, tarih boyunca en büyük açmazlardan olan, hiç çıkmamacasına yaşamlarımızda devasa bir yer tutan savaşın süregelen sonuçlarını, bireyler üzerinde yarattığı tesiri, ülkelerin geleceğine olan etkisini yoğun bir biçimde zihne nüfuz eden ciddi bir eser ‘Sempatizan’; pek çok okurun da kendinden bir parça bulabileceği… Her halükarda insan olmaya dair bir hikâye çünkü…

Hamiş: Savaşların tüm insanlığı kötülüğe boğmadığı bir dünya sadece bizim değil, romanların da temennisi.

Sempatizan
Viet Thanh Nguyen
Çeviren: Duygu Akın
Kafka Kitap, 2023
roman, 472 sayfa

  • 1

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.