Enflasyon hedefi sahiciyse konut fiyatları reel olarak eriyecek
Halihazırda mevduatta faiz oranlarının yüzde 53 ile 60 arasında değiştiğini söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran “Şu anda en avantajlısı altı aylık mevduat faizi. Sonrasında ise muhtemelen bu oranlar bir daha bulunmayacak” dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran Türkiye İş Bankası’nın 100. yılına özel olarak 2008-2017 yılları arasında Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen “81 İlde 81 Orman” projesinin yeniden hayata geçirilmesi toplantısında ekonomiye yönelik önemli değerlendirmeler yaptı. Merkez Bankası’nın döviz almaya başlamasını değerlendiren Aran “Ekstrem bir dönem geçiriyoruz. 31 Mayıs enflasyonunu gördükten sonra ancak dengeden bahsedeceğiz. Sıkışıklıkların dozunun biraz daha azaldığı bir döneme gireceğimizi düşünüyorum. Hep uçlarda sağlıksız bir dönem geçirdiğimiz için bir türlü o dengeye gelemedik. Ekimden sonra bu dengeyi kuracağımızı düşünüyorum. Bankacılık sisteminde sistematik risk yok. Daha önce zorla aldığımız menkul kıymetlerden dolayı bir risk vardı ama şu anda yok. TCMB’nin net rezervleri sıfıra getirme, brütü 200 milyar dolara çıkarma planı var. TCMB şu an bunu yapıyor. Bu doğrultuda yaptığı adımlar kurun stabil seyrini sağlayacaktır” dedi. Bankacılık sektörü açısında bu yılın ikinci yarısına ilişkin projeksiyon yapan Hakan Aran “Bankacılık sektöründe halihazırda ne kredi, ne mevduat faizleri ne de bunun enflasyona karşı korunması açısından dengeler oturdu henüz. Çok ekstrem bir dönem geçiriyoruz. Geçen yılın mayıs ayı seçimlerinden sonra haziran ve temmuz ayında yükselen enflasyonun içinde bulunduğu yıllık yüksek enflasyon dilimindeyiz. Ancak 31 Mayıs’taki enflasyonu gördükten sonra bu dönemi geride bırakacağız. Denge o zaman oluşmaya başlayacak” diye konuştu.
Temmuz, ağustos ve eylül aylarını geçirdikten sonra 30 Eylül itibarıyla artık ülkede mevduat kredi ve enflasyon makul bir seviyede oturmaya başlayacağını belirten Aran “O noktadan sonra hem mevduat sahipleri, hem kredi kullanacaklar için biraz daha öngörülebilir olacak. Sıkışıklığın dozunun biraz daha azalacağı bir periyot başlamış olacak” dedi. Mevduat faizleri hakkında da değerlendirme yapan Aran şunları söyledi:
“Yatırımcının enflasyonla mücadelede başarıya inandığını görüyoruz. Yani on yıllık bir kağıdın şu anda yüzde yirmi sekiz olan faizi şunu gösteriyor. Türkiye enflasyonu yüzde yirmi sekizlik faizi bile kârlı hale getirecek noktaya indirecek. Bu ne kadar aşağıya inerse aslında enflasyonla mücadelede o kadar inandırıcı olduğumuzu gösterecek. Eğri sağlıklı oluştuğunda da işte içeride biz daha uzun süreli borçlanma ve risk priminin azalmasıyla dışarıdan daha uygun maliyette kaynak bulma gibi şeyleri yapabildikçe içeride de bunu gene enflasyonla mücadeleye zarar vermeden sağlıklı bir kredi mevduat dengesine getirebileceğiz. Ekim ayında bu denge seviyesini görmeyi, yıl sonunda da oturmasını bekliyoruz.”
Yabancı para girişiyle birlikte politika faizi altında bir mevduat faizi oluştuğu hakkında da sorulara cevap veren Aran “Bu tam öyle değil. Şu anda politika faizi yüzde 50. Merkez Bankası’nın bize verdiği borcun faizi yüzde 53. Ama bizim müşterilerimize verdiğimiz en düşük faiz yüzde 53’ten başlıyor. Yüzde 60’a kadar çıkıyor. Sektörde şöyle bir şey var. Merkez Bankası’nın koyduğu hedef sistematiğinden dolayı o hedefi tutturan bankalar bir süreliğine o hafta için faizi düşürüyor. O sırada hedef tutturamayan bankalara doğru bir kayış oluyor ama her zaman hedefi tutturacak banka sayısı yeteri kadar olduğundan müşteri bunu değerlendirip o yüzde 53-60 arasındaki faizden şimdilik yararlanabiliyor” diye konuştu. Şu anda yatırımcı için en avantajlı olanın altı aylık mevduat faizleri olduğunu belirten Aran “182 güne kadar olan periyotta bu süreç devam edecek. Ancak sonrasında ise muhtemelen bu oranlar bir daha bulunmayacak, ancak o dönem daha sağlıklı olacak” dedi. Bu süreçte ise enflasyonla mücadelenin önemli olduğunu belirten Aran “Sene sonunda ise Merkez Bankası’nın yüzde 36 hedefi yerine üst banttaki yüzde 42’lik hedefi hala tutturulabilir. Bu da bizim için 2025 yılını daha yönetilebilir yapacak” diye konuştu.
Kredi büyümesinin bu yıl çok düşük çıkacağını belirten Aran Türkiye büyümesinin gelecek yıl artmasıyla kredideki büyümenin de dengeyi bozmayacak seviyeye gelmesini beklediklerini söyledi. Yabancı para kredilerle TL’deki sıkışıklığı aştıklarını da anlatan Aran “Uzun vadeli yatırımlar tarihsel olarak hep yabancı parayla yapılıyor. Bizim yabancı para cinsinden kredi verememizin nedeni kura güvenmiyor oluşumuzdan kaynaklanıyordu. Öz kaynağımız TL, verdiğimiz kredi yabancı para olduğunda bir kur atağı yaşadığımızda sermaye yeterliliğimizi zora sokuyorduk. Orta vadeli kur hedefine inandığımız ve artık kurda bir risk görmediğimiz için bugün yabancı para kredilerle ülkenin büyümesini finanse edebiliyoruz. O yüzden yabancı para krediler büyümeye başladı. Biz risk gördüğümüz yerde yabancı para krediler 18.8 milyar dolardı ve bu nedenle 13 milyar dolara düşürmüştük. Yani 5.8 milyar dolar küçülmüştük. Şimdi 13 milyar dolardan tekrar büyüyelim dersek 18 milyara zaten büyüyemeyiz. Ama 15-16 milyar dolara çıkarız. Bu da yatırımlar için sağlıklı olacak” diye konuştu.
Aran bankaların yüksek kâr açıkladığı ifadelerinin çok doğru olmadığını, enflasyon dikkate alındığında kârlarda ciddi bir düşüş olduğunu söyledi. Ayrıca ana bankacılık kârlarının çok düştüğünü söyleyen Hakan Aran bankacılık sektörünün tarihsel olarak kârlılık anlamında en sıkıntılı dönemini yaşadığını ifade etti. Kurun turizm üzerindeki etkilerine de değinen İş Bankası Genel Müdürü Aran şöyle konuştu: “İhracat, turizm ve ithalattaki dengeleme bulunurken bir takım sıkıntılar yaşanabilir. Kurun ideal seviyesi tartışmalarını yaşıyor olabiliriz. Her sektörde bir kâr düşüşüyle daha kârlı bir dönem yaşayabiliriz. İşletmelerin mücadele etmesi gereken konular daha düşük kâr ve nakit akışı yönetimi yönetimi olacak. Bunu rahat şekilde yapacakları bir dönem olmayacak. Ama bunun yönetilebilir olduğunu geçmişte yaşanan akıldışı faydaların bu dönemde beklenmemesi gerektiğini, dolayısıyla sağlıklı olan yapıya gelirken de onun bedelini de ödeyeceğimizi düşünüyoruz.”
Aran ancak bu durumda da bankaların sermayesiyle ilgili bir sıkıntı görmediğini belirtti. “Çünkü kredi büyümesinin, kredi artışının olmadığı, enflasyonla kıyasladığında yönetilebilir bir seviyede olduğu bir yerde bankaların sermaye yönetiminde sıkıntı yaşamayacak” diyen Aran batık krediler konusunda bireysel tarafta bir bozulma olduğunu ve bu sene sonunda artışın zirve yapacağını belirtti. Aran ödenmeyen ticari kredilerde gelecek yıl artış beklediklerini ifade etti. Dolar kurunun ise yılı 39 TL ile 42 TL bandı arasında kapatacağını belirten Aran “Bu konuda 42’nin üstüne çıkması mı yoksa 39 ve altında kalmasını mı riskli görüyorsunuz, derseniz 39’lu seviye ve altında kalma riski daha fazla” dedi.
Türkiye İş Bankası’nın 100. yılına özel olarak 2008-2017 yılları arasında Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen “81 İlde 81 Orman” projesi kapsamında 81 ilde 5 yıl içinde 2 milyon 200 bin fidan toprakla buluşturulacak. Projenin yeni dönemi, İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve Orman Genel Müdürlüğü’nden İstanbul Orman Bölge Müdürü Celal Pir’in katılımıyla gerçekleştirilen bir tanıtım toplantısıyla duyuruldu.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) adına proje tanıtım toplantısına katılan İstanbul Orman Bölge Müdürü Celal Pir dünyada pek çok ülkede orman varlığı azalırken Türkiye’de son 40 yılda yüzde 15 artarak 20 milyon hektardan 23 milyona çıktığını söyledi. İş Bankası ile ağaçlandırma çalışmalarına en güzel örneklerden ilkinin ise 2008-2017 yıllarında uygulanan ve büyük başarıyla tamamlanan “81 İlde 81 Orman Projesi” olduğunu vurgulayan Pir “Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu iş birliğinde gerçekleştirilen projenin ikinci aşamasında da yine Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla 5 yılda, 81 ilimizde 81 orman oluşturulacak ve bu ormanların bulundukları yörelerde flora ve faunanın zenginleşmesine ekolojik yönden imkan sağlanırken, insanlarımız için de gelir artışına, rekreasyonel alan teminine, görsel zenginliğin artmasına ve daha çok karbon tutulmasına katkı sağlanacak” dedi.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise “Ülkemizde ve dünya genelinde yaşamsal ekolojik sorunlarla karşı karşıyayız. Erozyon ve çölleşme, iklim krizi, ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi büyük küresel sorunların yaşamlarımızdaki etkilerini her geçen gün daha çok hissediyoruz. Tüm bu sorunların çözümünde ise ormanlar yer alıyor. Bu nedenle orman varlığımızın korunması, orman varlığımızın artırılması ve tahrip olmuş orman alanlarının tekrar orman haline getirilmesi büyük önem taşıyor” diye konuştu.