Bu sitede, Allah onu başımızdan eksik etmesin, evren var oldukça başımızda var olsun, müdürümüz İsmet Berkan tarafından konduğuna emin olduğum ‘Seks artık satmıyor mu?’ başlıklı bir haber yer aldı.
Artık tedavi edilmesi mümkün olmayan bir düzeyde, Sedat Ergin’inkine bile yaklaşabilen bir ciddiyet hastalığından muzdarip olduğundan, seks de tanım gereği ona yeterince ciddi gelmediğinden ve İsmet Berkan’ın aslında neyin seks sayılması gerektiği konusunda yanlış yapması kaçınılmaz olduğundan o haber de benim gibi bilinçli bir gayrı ciddi, dadacı araştırmacı mizah yazarının teorik müdahalesine ihtiyaç duydu.
bu gerekli teorik müdahaleyi bugün tabii ki yapacağım da, İsmet Berkan’a nacizane tavsiyem ‘seks nedir’ sorusuna cevap bulmak için katiyen Ertuğrul Özkök’ün bilgisine başvurmamasıdır.
Çünkü görünürde her türlü yeniliğe, modern olana açık gibi görülebilecek Ertuğrul Özkök seks konusunda her türlü yeni olana, her türü seks fantezisine kendini kapamış durumda.
bunu şimdi son derece üzülerek söylüyorum, ama onun güzel seks anlayışı bizlerin onanistik seks fırtınaları yaşamakta olan ergen halimizde severek izlediğimiz ve benim şu anda ‘Ja Ja ich komme’ ekolü olarak adlandırdığım türün zamanında kalmış.
Yıllar önce komşuyken onu bu konuda test etmek için bir deney yapmıştım.
Japonya’dan özel koleksiyonum için getirttiğim Japon sahibe (Dominatrix) filmlerini izlemesi için evde bir pizza partisi düzenledim. Pizza olmasa katiyen gelmeyeceğini bildiğimden mecburen gereksiz bir masrafa girdim. Gelirken bari şarabı sen getir demiştim, evde kendi içtiği yabancı şaraplar yerine bana ucuz bir Türk şarabı getirdi.
hediye getirdiği şarabı direkt çöpe attığımdan evde bulunan bir şarabı açtım. pizzamız da geldi, videoları sırayla seyrettirmeye başladım. biraz mantığı olan, biraz makul olabilen her insanın tahrik olmasa da en azından görüntüde ilginç şeyler olduğundan gözünü ayıramayacağı o filmler onu sıkmıştı.
ertesi gün Hürriyet’te yazı işleri toplantısında kendisini her zaman olduğu gibi mecburen dinlemekte olan insanlara kendisine seks filmi yerine yerde yatmakta olan bir adamın suratına topuklu ayakkabısıyla basan bir kadını izlettiğimi anlatıp benimle alay etmişti. Ben bu adamın artık kurtarılması imkansız bir vaka olduğuna o an karar vermiş ve onunla seks konusunu bir daha hiç konuşmaya karar vermiştim.
bütün bu hatıraları şimdi neden anlattığıma gelince.
‘seks artık satmıyor mu’ başlıklı habere fotoğraf olarak konmuş olan fotoğrafı sadece analiz ederek meseleyi İsmet ve Ertuğrul’a bile anlatabilirim diye umuyorum.
Seksin artık satmadığı anlaşıldığından artık filmlere eskiden olduğu kadar seks sahnesi konmadığı anlatılan filmlere örnek diye alınan ‘Para Avcısı’ filminin o sahnesinin fotoğrafını bile analiz ettiğimizde seksin hala sattığını görebiliriz aslında.
Habere de alınan fotoğrafta Margot Robbie çıplak ayağına giydiği topuklu ayakkabısıyla Leonardo DiCaprio’nun suratına, aynen Özkök’ün hiç sevmediği o Japon kadınların yaptığı gibi basıyor.
peki kim bu ‘Margot Robbie’? Çoğunuz onu Barbie filmindeki rolü sayesinde tanıyorsunuz. ama o ayakları nedeniyle dünya ölçeğinde tüm fetişistlerin ‘Obscure object of desire’ıdır (Belirsiz Arzunun Nesnesi’) aynı zamanda.
yani o fotoğraf bile ‘Ja, Ja ich komme’ ekolünün katiyen anlayamayacağı bir seks sahnesidir. Yani İsmetcim, sen hiç merak etme seks hala satıyor, sadece seksin tanımı değişmiş durumda.
seks açısından müesses nizam hala, belki daha ilginç bir düzeyde sürüyor .