Araç muayenesinden bungalova dolandırıcılık silsilesi: 75 gözaltı
Ceza hukukçusu Avukat Kazım Yiğit Akalın, Osman Kavala ve Gezi hükümlülerinin yeniden yargılanması için üç farklı yol olduğunu anlattı. Peki bu yollar neler, Gezi davasının yargı tarihinde neler yaşandı?
Siyasette 31 Mart yerel seçiminden beri yumuşama rüzgarları esiyor. Bu rüzgarlara CHP lideri Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılan görüşme önemli katkı verdi. Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından MHP lideri Devlet Bahçeli ile de bir yüz yüze görüşme yaptı.
Türkiye’nin siyasi yumuşama gündeminin pek çok maddesi var ama bu maddeler arasında bir tanesi, medyada kendine en çok yer bulanı oldu. O da, Gezi Davası’ndan müebbet hapis cezası alan Osman Kavala ile aynı davada hüküm giyen ama bu hüküm öncesinde TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın durumları.
Osman Kavala için verilmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var, Türkiye çeşitli gerekçelerle bu kararları uygulamadı. O yüzden, AİHM’nin bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi, Türkiye’nin üyeliğini askıya alıp almamayı tartışıyor. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin kurucuları arasında yer aldığı önemli bir kurum. Türkiye’nin buraya üyeliği 12 Eylül darbesi döneminde bile askıya alınmamıştı, bu kez böyle bir tehlike söz konusu. Sebebi de Kavala ile ilgili AİHM kararının uygulanmamış olması.
Can Atalay için ise Anayasa Mahkemesi karar aldı ve Atalay’ın derhal serbest bırakılmasını istedi. Ama Yargıtay bu karara rağmen Atalay’ın hakkındaki hükmü kesinleştirdi. Anayasa Mahkemesi aynı konuda bir kez daha karar aldı, Atalay’ı mahkum eden ve sonra da hakkındaki yargılamayı durdurmayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ni Atalay’ın bireysel haklarını ihlal ettiği için mahkum etti. Her iki AYM kararı da uygulanmadı.
İşte şimdi esen yumuşama rüzgarlarında Osman Kavala ve Can Atalay başta olmak üzere Gezi hükümlülerinin serbest kalabilmesi için yeniden yargılamanın başlaması formülleri konuşuluyor.
Peki ama haklarında kesinleşmiş hükümler bulunan bu isimler nasıl ve neden yeniden yargılanacak? Başta Kavala ve arkadaşlarının avukatları olmak üzere bazı hukukçular çeşitli formüller üzerinde çalışıyor.
Ceza hukukçusu Avukat Kazım Yiğit Akalın, Kavala ve Gezi hükümlülerinin olası yeniden yargılanma sürecini 10 Haber’e değerlendirdi.
Avukat Akalın Gezi hükümlüleri ve Kavala ile ilgili yeniden yargılamanın üç farklı yolu olduğunu anlattı. Akalın yerel mahkemeye başvurularak “yeni delil ya da delillerin sahteliği ortaya çıktı” gerekçesiyle yeniden yargılama talep edilebileceğine işaret etti. Akalın Gezi davasında kararı veren İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyelerinin değişmediği göz önüne alındığında bundan olumlu bir sonuç alınacağını düşünmediğini söyledi.
İkinci yolun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılacak itiraz olduğunu söyleyen Akalın “Şu siyasi iklimde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının böyle bir itiraz yapabileceğini düşünmüyorum” dedi.
Üçüncü yolun olası yeniden yargılama için en güçlü ve olası çözüm olduğunu söyleyen Akalın, Balyoz kumpas davasında olduğu gibi hak ihlallerine ilişkin AYM önünde olan dosyayla yeniden yargılama yapılabileceğini anlattı.
Buna göre AYM’nin bireysel başvuruları ve hak ihlali iddiasını göz önüne alarak yeniden yargılama kararı vermesi durumunda dosya İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek, mahkeme infazı durdurup hükümlüler hakkında tahliye kararı verip yeniden yargılamaya başlayacak. Bununla ilgili hali hazırda AYM önünde bir başvuru olduğuna dikkat çeken Akalın “Bu hem Kavala açısından, hem de diğer hükümlüler açısından var. Öğrendiğimiz kadarıyla AYM kavala ile ilgili hükümetten savunma istemiş. Hatta bu savunma da verildi diye biliyoruz” diye konuştu.
2013 Mayıs ayının sonlarında başlayan Gezi eylemlerinde polisin sert müdahalesi sonucunda 11 yaşındaki Berkin Elvan, 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş İstanbul’da, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz Eskişehir’de, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük Ankara’da, 22 yaşlarındaki Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan Antakya’da yaşamını yitirmişti.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan eylemleri kendisine ‘darbe girişimi’ olarak değerlendirirken Gezi’yle ilgili açılan davalarda beraat kararları çıkmıştı. Ancak 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişiminden sonra durum tersine döndü.
FETÖ’den ihraç edilen savcı ve polislerin hazırladığı dosyalar yeniden açıldı. Gezi davası da o dosyalardan biriydi.
Osman Kavala 18 Ekim 2017’de yurtdışından geldiği Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. 1 Kasım 2017’de de “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırma” suçlamasıyla tutuklandı. Kavala’nın dosyasında Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi suçlamaları vardı.
Dosyada ABD Konsolosluğu’nda görevli Metin Topuz ile Kavala’nın 15 Temmuz sürecinde ‘FETÖ’ ile bağlantılı oldukları iddia ediliyordu. 14 Aralık 2018 tarihine kadar Kavala ve Topuz ortak dosyada soruşturuldu. Bu tarihte Kavala’nın dosyası Topuz’unkinden ayrıldı. İstanbul Başsavcılığı Topuz hakkında ayrı iddianame düzenledi ve ocak ayında dava açtı. Kavala hakkında ise bu dosyadan işlem yapılmadı.
16 Kasım 2018’de düzenlenen operasyonda Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür Vakfı’nın bazı yöneticileri gözaltına alındı. Gezi davasından beraat etmiş olan Taksim Dayanışması üyeleri ifadeye çağırıldı, sivil toplum aktivisti Yiğit Aksakoğlu tutuklandı. 19 Şubat 2019’da Osman Kavala’nın tutuklanmasından 1,5 yıl sonra iddianame açıklandı. 4 Mart’ta kabul edilen iddianamede Kavala ve diğer sanıklar hakkında müebbet istendi.
İddianameye Sırbistan’da 1998 – 2004 yılları arasında faaliyet gösteren, dönemin lideri Slobodan Miloseviç’in devrilmesine neden olan sokak hareketlerinin önemli bileşeni ve bir gençlik hareketi olan Otpor’un Gezi direnişinin arkasında olduğu iddiası eklendi. OTPOR/CANVAS fezlekesini FETÖ sanığı Emniyet Müdürü Nazmi Ardıç hazırlamıştı. İddiaların ardından BBC Türkçe’ye konuşan Otpor yöneticisi Maroviç suçlamaları reddetmeş, “Bahsettiğiniz insanların adını daha önce hiç duymadım. Gezi Parkı eylemlerini örgütleyenlerle de, bahsettiğiniz insanlarla da ne görüştüm ne de bir temasım oldu” demişti.
22 Mayıs 2019’da AYM raportörünün aksi görüşüne rağmen, tutuklu Kavala hakkında oyçokluğu ile “ihlal yok” kararı verdi. Kavala AYM kararının ardından AİHM’e başvurdu. AİHM Kavala’nın bireysel başvurusunda hak ihlali kararı vererek tutukluluğunun sona erdirilmesini istedi.
Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre AİHM kararları Türk mahkemelerini bağlıyor, kararların uygulanması gerekiyordu. Ancak yerel mahkeme AİHM kararını dikkate almadı.
6 Şubat 2020’de ilk davada savcı mütalaa verdi. Savcı Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu için ağırlaştırılmış müebbet cezası istedi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi oybirliği ile Osman Kavala’nın ve bazı sanıkların beraatine, yurtdışında olanların dosyasının ayrılmasına karar verdi. Kavala iki buçuk yıllık tutukluluğunun ardından tahliye olmaya hazırlanırken ve henüz Silivri Cezaevi’nden (Marmara Cezaevi) çıkmadan başka bir darbe girişimi davası kapsamında yeniden tutuklandı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1’inci Dairesi davaya bakan İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Galip Mehmet Perk, üye hakimler Ahmet Tarık Çiftçioğlu ve Talip Ergen hakkında soruşturma izni verdi.
Kavala’nın 2017’de de tutuklandığı, 11 Ekim 2019’da resen tahliye edildiği 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında Henri Barkey ile ilişkileri gerekçe gösterilerek tutuklandığı belirtildi.
Kavala hakkında hazırlanan casusluk iddianamesi de 2017’deki iddianame gibi doğru olmayan iddialara dayandırıldı. Kavala ve Barkey’in bir lokantada ayak üstü konuşması, telefonlarının aynı bölgeden sinyal vermesi casusluk suçlamasına delil olarak gösterildi. Ancak Kavala ile Barkey’in temasına ve bir araya geldiklerine dair herhangi bir kanıt ortaya konamadı.
İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 2020’de Gezi Davası için verilen beraat kararını bozdu. FETÖ’den ceza alan veya firari olan savcı ve polislerin hazırladığı, daha sonra beraat kararının verildiği Gezi Davası’nda kararın bozulmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı. Kavala’nın dosyasının İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüteceği Gezi Davası ile birleştirilmesine karar verildi.
Çarşı ve Gezi davalarının birleştirilmesi ile oluşturulan davanın ilk duruşması 8 Ekim 2021’de görüldü ve yine Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamı kararı çıktı. Daha önce birleştirilen Çarşı davası Gezi davasından ayrılırken Savcılık 4 Mart 2021’de mahkemeye sunduğu mütalaada tutuklu iş insanı Osman Kavala ve mimar Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi; tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi 18’er yıl hapis cezası aldı ve Ekmekçi hariç hepsi mahkeme salonunda tutuklandı.
Kararı veren mahkeme heyeti üyelerinden Murat Bircan’ın 2018’deki genel seçimde Ak Parti’den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. Müştekilerin Ak Parti üyesi olduğu davada eski bir Ak Parti üyesi hakimin ceza kararı verilmesi yönünde oy kullanması tepki çekti.