Sağlıkta ‘MHRS’ krizi: Doktorlar iki dakikada bir verilen randevuları protesto ediyor
İstanbul Tabip Odası Başkanı Ertuğrul Oruç detayları Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan 'onaylı randevu' sistemini yorumladı. Oruç'a göre uygulama kalıcı çözüm sağlamaz, sadece geçici rahatlama yaratır.
Sağlık sisteminde yaşanan sorunlar her geçen gün artıyor. Hastalar Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu bulamamaktan şikayet ediyor. Bazı branşlarda bekleme süresi 15 güne, bir aya kadar uzarken cildiye, plastik cerrahi, göz, Kulak Burun Boğaz (KBB) gibi bölümlerde sistem zaman zaman tamamen kapanıyor.
Bu bağlamda geçen ay bir dizi tedbir yürürlüğe girdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 17 Nisan’da 81 milyon randevunun son dakikalarda iptal edildiğini belirterek ‘onay sistemini’ devreye soktuklarını açıkladı:
“(…) 17 milyon randevu kapasitesi atıl kalıyor. Buna atıl kapasiteyi kullanabilmek için ‘randevuma geleceğim’ onayı alacağız. Randevu sahiplerinin bu onayı randevudan önceki gün 23.59’a kadar vermesi gerekecek.Onaylanmamış randevular için yerine bir başkasına randevu vereceğiz. Böylece son dakika iptalleri ile oluşan atıl kapasiteyi verimli şekilde kullanacağız.
Bugünkü verilere göre yüzde 20 kapasite artışına karşılık geliyor. Randevu alıp onay verdiği halde gelmeyenler için aynı branşta hiçbir hekime ve sağlık tesisine müracaat edilemeyecek. Aynı klinikten mükerrer randevu alınamayacak. (…)”
Koca bugün bir kez daha kameralar karşısına geçti. Geçen yıl 23 milyon kişinin aldığı randevulardan en az birine gelmediğini ifade eden Koca “Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. 3-4 saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30’u kullanılamadı” dedi.
Koca’ya göre artık vatandaşlar sağlık hizmeti almak için en iyi adres olarak kamu hastanelerini görüyor, talep artışı ‘yeni randevu’ anlamına geliyor: “Randevu sorununun bir nedeni de budur. Başarı beraberinde bir sorun da getirmiştir.”
Bakan devamında yeni sistemi madde madde şöyle anlattı:
“Hasta gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece randevu sadakatsizliği sebebiyle şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda sistemden randevu alamayıp talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik talep bırakan hastalarda olacak.
Onaylı randevu sistemi sayesinde öngörümüze göre birçok branşta hastamızın talebine 24 saat içinde cevap verebiliyor olacağız. Bu yeni sistemden beklenen sonucu alacağımıza inanıyoruz. Taleplerin etkin şekilde karşılanabilmesi için ise Randevu Koordinasyon Merkezi’ni devreye alıyoruz. Bu merkezin faaliyetlerini şahsen takip edeceğim.”
İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç 10Haber’e bunun kalıcı çözüm olmayacağını, yalnızca geçici bir rahatlama yaratabileceğini söyledi.
“Sorun randevuya gelmeyen hastalar olsaydı keşke. Öyle değil. Bu derece bir taleple nasıl baş edebiliriz? Hangi sağlık sistemi altyapısı kaldırabilir? Bu talebin önüne geçecek mekanizmaları yaratmamız lazım. Bugüne kadar yürütülen politikalarla bu noktaya gelindi. Sadece hastaneler üzerinden, poliklinikler üzerinden yürüyen bir sistem var şu an. Geçici çözümler bulmaya çalışıyor bakanlık. Çare olmaz bu. Bu bir çözüm olmaz. Yalnızca geçici bir rahatlama olur bu şekilde.”
Oruç, Koca’nın ‘randevu alıp gitmeyenler’ ile ilgili sözlerine de soru işareti bıraktı.
“Bakan ‘Şu kadar milyon insan gelmemiş’ diyor. Niye gelmemiş? Canı sıkıldığı için mi gelmemiş? Bunlara dair bir şey söylemiyor. Araştırılmış mı? Ya işinden izin alamamıştır, ya da randevuyu bir gün sonrasına değil iki hafta sonrasına, bir ay sonrasına alabildiği içindir… Bu süre zarfında derdine çözüm arıyor. Acile mi başvurmuş, bir hastaneye mi gitmiş? Yoksa sadece randevuya gitmek istemediği için mi gitmemiş? Ne olduğuna dair bir veri verilmiyor bu açıklamada.”
“İdeali nedir?” diye sorduğumuz Oruç buna ‘iyi çalışan bir basamaklandırılmış sistem’ yanıtını verdi.
“Sistemin temelde aile hekimlikleri, iş yeri hekimlikleri üzerine kurulu olması lazım. İnsanın gün içinde iki bulunduğu yer bunlar. Biri evi, diğeri iş yeri. Bu iki yerde ihtiyaçların karşılanması lazım. Siz bu iki yerdeki hekimlere, sağlık çalışanlarına başvurduğunuzda çözülebiliyorsa sorunun ilk olarak burada çözülmesi lazım. Eğer çözülemeyecek bir sorunsa hastanın ikinci etapta devlet hastanesine, üniversite hastanesine yönlendirilmesi lazım. Ama Türkiye’de sistem böyle çalışmıyor.
Tabii bugünden yarına herkese ‘Aile hekimliklerine gidin’ derseniz kaos çıkar. Aile hekimlikleri, diş hekimlikleri.. Altyapı çok zayıf, ekipler çok zayıf. Oradaki insanlar ne yapsın? Sistem ‘Buralar tıkansın, insanlar özel hastanelere gitsin’ diye kurgulanmış. Zaten sorun vardı. Seçimden önce de vardı. Aynı sorunlar devam ediyor. Oy kaybı, İstanbul gibi büyük bir metropolde randevu almanın imkansız bir hale gelmeye başlamasıyla adım atılmak zorunda kalındı. Bir şekilde iktidarın buna niyetli olması lazım. İlmek ilmek örülen bir sistem lazım.”