Adanalı komiserin Karaman’da aracında ölü bulunduğu olayla ilgili yeni bulgular olduğu ileri sürüldü, olaydan üç gün önce komiserin odasından pırlanta yüzüğünün çalındığı, konunun davalık olduğu öğrenildi. Komiserin ailesi cinayetten şüpheleniyor.
Adana’da ebe Elif Çelik ile nişanlanan komiser Mehmet Şimşek nişandan sonra tekrardan görev yeri Karaman Ayrancı’ya dönmüştü. Ancak Karaman’a gittiğinde nişanlısına hediye olarak alıp odasındaki çekmecede tuttuğu 27 bin liralık pırlanta yüzükle imzasının olduğu boş A4 kağıdının çalındığı ortaya çıktı.
Kamera kayıtlarını inceleyen Şimşek 28 Ocak’ta makam odasına polis A.D.’nin izinsiz şekilde girdiğini tespit etti. Hırsızlık olayını 31 Ocak’ta yargıya taşıyan Mehmet Şimşek 1 Şubat’ta aracında ölü bulundu. Başından vurulan komiserin ölümü kayıtlara intihar diye geçti. Hırsızlık şüphelisi polis A.D. de 10 şubatta tutuklandı, ancak 4 nisanda serbest bırakıldı.
Mehmet Şimşek’in ölümünü ilk başta inceleyen savcılık önceki nişanlısından ayrılmasının, hırsızlık olayıyla görev yerinin değişmesinin Şimşek’i derinden etkilediğine hükmedip takipsizlik verdi. Savcılık Şimşek’in evinde ve makam odasında bulunan psikoloji ilaçlarını da bununla ilişkilendirdi.
Ancak avukat Nazan Akça Subaşı olayın ’profesyonelce kurgulanmış bir cinayet’ olduğunu öne sürdü. Subaşı olay yerindeki iki farklı saç teliyle beş parmak izinin incelenmemesine de tepki gösterdi. İntihar denerek kapatılan olayla ilgili Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz etti ve yeniden davanın görülmesi için başvuru yaptı.
Mehmet Şimşek’in ablası Zeynep İnceer kardeşinin intihar etmesi için hiçbir sebebi olmadığını söyleyerek “Kardeşimi olaydan üç gün önce nişanlayıp yolladık. Gittiğinde pırlanta yüzüğün ve kağıdın çalındığını fark etmiş. Kardeşim olayı gerçekleştiren A.D.’yi şikayet etmiş ve ardından arabasında kafasından vurulmuş halde bulundu. Birçok delil kayıp ve biz bunların bulunmasını istiyoruz. Bu olayın intihar olduğunu asla kabul etmiyoruz” dedi.
İnceer “Arabasında bulunan toprak örneği, kıl ve parmak izi de incelenmedi. Ayrıca iki görgü tanığımız var, ifadeleri alınmadı. Köyde kimsenin ifadesi alınmadı ve deliller karartıldı. 16 Mayıs’ta hem doğum günüydü, hem de düğün tarihi alınmıştı. Çifte mutluluk yaşayacaktık ama olmadı. Polis memuru A.D. bir buçuk ay hapiste yattı ve şu an elini kolunu sallayarak geziyor. Hırsızlık yapan normal vatandaş bile altı ay yatarken polis memuru dışarıda geziyor” dedi.
Kardeşinin evinde ve makam odasında bulunan psikoloji ilaçlarının son kullanma tarihlerinin geçmiş olduğunu ve bu ilaçların bilinçli bir şekilde koyulduğunu ileri süren İnceer daha sonra şunları söyledi: “Polis memuru A.D. ve kardeşimin korumasından şüpheleniyoruz. Zaten hırsızlık kanıtlandı. Dört yıl tarihi geçmiş ilaçları evine ve iş yerine katılmış şekilde bulundu. Kardeşim bu ilaçları asla kullanmadı. Kırmızı reçete ile satılan ilaçları hiçbir eczane veremez. Tarihi geçmiş ilaçları öğrenince şüphemiz daha da arttı. Biz başından beri bu olayın intihar olduğunu düşünmüyorduk.”
Annesi Emine Şimşek’in de evladının ölüm haberini aldıktan sonra hayatını kaybettiğini anlatan İnceer “Olay günü annem cenazeyi beklerken beyin kanaması geçirdi ve beyin ölümü gerçekleşti. Annemi de bir hafta sonra defnettik, yani iki acı birden yaşadık. Katilin cezaevine atılmasını ve korumanın cezasını çekmesini istiyoruz. Dosyaya itiraz ettik, avukatımıza güveniyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.