Piyasa ile hanehalkının enflasyon beklentisi arasında 42 puanlık fark var
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, manşet enflasyonda haziran ayı itibarıyla ciddi bir gerileme beklediklerini söylerken, 'Önümüzdeki dönemde sıkı para politikasını devam ettireceğiz, TL'nin reel olarak değer kazanmasını bekliyoruz' dedi.
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan manşet enflasyonda haziran ayı itibarıyla ciddi bir gerileme beklediklerini belirterek, “Önümüzdeki dönemde sıkı para politikasını devam ettireceğiz. TL’nin reel olarak değer kazanmasını bekliyoruz” dedi.
Arap Bankacılık Zirvesi’nde konuşan Karahan, “Bankacılık sektörü dezenflasyon sürecinden fayda sağlayan sektörler arasında yer alacak. Normalleşme gerçekleştikçe bankaların bilançolarını yönetmelerinde daha fazla yük üstlenmeleri gerekecek” diye konuştu.
Fatih Karahan, enflasyonun 2024’ün ilk yarısında yıllık bazda artmasına dair beklentilerini tüm politika metinlerinde ve sunumlarında kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatarak, bu kapsamda manşet enflasyonun mayıs ayında baz etkisiyle tepe noktasına ulaşacağını, sonrasında ise belirgin bir düşüşe geçeceğini de belirttiklerini hatırlattı. “Dolayısıyla geldiğimiz noktada dezenflasyonun eşiğindeyiz” diyen Karahan, şu açıklamalarda bulundu:
“Para politikası duruşumuzun temel belirleyicisi, dezenflasyon sürecinin patikamızla uyumlu şekilde gerçekleşmesi olmayı sürdürecektir. Bu çerçevede yakından izlediğimiz aylık enflasyonun ana eğiliminde, seviyesi yüksek olmakla birlikte, bir zayıflama görmekten memnunuz. Tahmin patikamızda, yaz aylarından itibaren yıllık enflasyonun hızlı bir şekilde gerileyeceğini ve bu gerilemenin aylık enflasyonun temel eğilimindeki iyileşmeyle birlikte süreklilik kazanacağını da öngörmekteyiz. Bu doğrultuda 2024 yılı enflasyonunun yüzde 38’e, 2025 sonunda yüzde 14’e ve 2026 yılında tek haneli seviyelere gerilemesini öngörüyoruz. Dezenflasyon sürecinde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu kararlıkla sürdüreceğiz.”
Karahan, uygulanan dezenflasyon politikasına işaret ederek “Öngördüğümüz dezenflasyon patikasının temel sürükleyicileri ise, iç talepteki dengelenme, enflasyon beklentilerindeki düzelme ve Türk lirası cinsi finansal varlıklara artan taleple birlikte Türk lirasında görülecek istikrarlı seyir olacaktır. Bu süreçte maliye politikalarının dezenflasyon sürecini destekleyeceğini değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
TCMB Başkanı Karahan, dezenflasyon patikasının gerçekleşmesi için gerekli kararlılığı sürdürmeye devam edeceklerinin altını çizdi. Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkılarının “fiyat istikrarının tesisi olduğunun bilincinde” olduklarına dikkat çeken Karahan, konuşmasına şöyle devam etti:
“İstikrarlı ve kaynakları itibarıyla sürdürülebilir bir büyüme ancak fiyat istikrarının sağlanmasıyla mümkündür. Uygulamakta olduğumuz bütüncül politika seti, enflasyon beklentilerinin çıpalanmasına ve yurt içi talepte dengelenmeye özel bir önem atfetmektedir. Bu sayede ulaşılacak fiyat istikrarı ve dengeli büyüme kompozisyonu, tasarrufların arttığı, aşırı tüketimi sınırlandığı ve cari açığın azaldığı bir makroekonomik görünüme katkı sağlayacaktır. Öngörülebilirliğin arttığı bu ortamda, aynı zamanda düşen ülke risk primimiz sayesinde ekonomimizin verimlilik artışına dayalı büyümesi için gereken finansal kaynaklar da güçlenecektir.”
Karahan’ın konuşmasında diğer öne çıkanlar şöyle:
-Enflasyonun mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye ulaşmasını ve manşet enflasyonda haziran ayı itibarıyla ciddi bir gerileme bekliyoruz. Aylık bazda enflasyon trendinin aşağı doğru gelmesini bekliyoruz.
-Bankacılık sektörü dezenflasyon sürecinden fayda sağlayan sektörler arasında yer alacak. Normalleşme gerçekleştikçe bankaların bilançolarını yönetmelerinde daha fazla yük üstlenmeleri gerekecek. Bankacılık sisteminde TL mevduatının payı 2023 yılı Ağustos ayındaki yüzde 31 seviyesinden yüzde 45 seviyesine kadar yükseldi.
-Yüksek enflasyon ortamına rağmen bankacılık sektörü kârlılığını devam ettiriyor. Sektörün büyümesi için uygun bir ortam var. Para politikası yaklaşımımız bankacılık sektörünü desteklemeye devam edecek.
-Katılım bankacılığının büyümesi için daha fazla alan var. Katılım bankacılığında büyümenin Türkiye ekonomisi üzerinde olumlu etkilerini görüyoruz.
-Yaptığımız düzenlemeler, fazla TL likiditesinin sterilize edilmesine, TL mevduata geçişin desteklenmesine ve aşırı kredi büyümesinin önlenmesine imkan sağlayacak.
Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da böyle bir zirvenin Türkiye’de düzenlenmesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Doğu-Batı arasında tarih boyunca ticari ve beşeri köprü vazifesi üstlenen Türkiye, finansal piyasalar arasında da aynı rolü oynamaya başladı. Geçen sene hizmete açtığımız İstanbul Finans Merkezi, bu çabalarımızın ve vizyonumuzun adeta bir sembolü oldu. İstanbul’un finans ve İslami finans alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu uluslararası yatırımcılar da tasdik ediyor. Albaraka Zirvesi inşallah İstanbul’un bölgesel finans merkezi konumunu küresel düzeye çıkarmaya matuf çabalarımızı destekleyecektir.”