Sokak köpekleri konusunda duygusal tepkiler bir işe yaramıyor, somut ve yapılabilir çözümler lazım

Sokak köpekleri konusunda bir yasal düzenleme yapılacağı haberi duyulur duyulmaz özellikle sosyal medyada duygusal paylaşımlar bombardımanı başladı.

Güzel bakan sakin köpeğinin fotoğrafını paylaşanlar bunun bu toplumda konu hakkında rasyonel bir tartışmaya ciddi katkısı olacağını düşünüyorlarsa eğer, bence yeniden düşünmeliler.

Bu insanlar duygularını paylaşmak yerine köpekler hakkında toplumsal diyaloglar açacak somut öneriler içeren düşünceler üretmeye konsantre olmalılar. 

Çünkü bu konuda en fazla ihtiyaç duyulan şey sakince oturulup diyalog içinde mantıklı düşünmek.

Ama tabii ki bu yapılmıyor. Konuya somut katkısını özellikle bekleyeceğimiz herkes ortaya insanların duygularıyla oynamaktan başka somut yararı olabilecek bir fikir atmıyor.

Örneğin Ajda Pekkan’ın şu paylaşımına bir bakın, sonra da bunun çözüme katkısı olup olmadığını düşünün lütfen.

Ajda paylaşımında şöyle dedi: “Lütfen ses çıkarın, lütfen sesimiz olun. Ne olur, yalvarıyorum size. Eğer şu kadarcık kıymetim varsa. Onlar masumlar. Su istemezler, yemek istemezler, verirseniz yerler. Kimseye kötülük yapmazlar. Tabii ki başıboş oldukları zaman korkan insan var ve maalesef tırnak içinde söylüyorum yanlış yapanlar. Hayvanlar anlıyor onu. Vallahi ben öyle bir hale geldim ki, biraz radikal bir tipim zaten. Bakmayın öyle sahnede ‘fiş fiş’ yaptığıma. Bizi de uyutsunlar o zaman.”

Bütün cümleler güzel de sonuçta çözüm bulunmasına katkısı olmadığı da bir o kadar açık.

Ajda Pekkan neyse de ben ‘BabaLa’nın kanalında her konuyu kapsamlı tartıştıran Oğuzhan Uğur’dan daha düşünceli, kapsamlı, sadece duygularla oynamayan bir paylaşım beklerdim.

Instagram hesabından paylaşım yapan Uğur ‘Yine milleti şak diye bölen ve doğal olarak birbirine düşüren bir yasanın arefesindeyiz. Daha önce pek çok konuda ayrı düştük tabii, antrenmanlıyız. Yasa var yahu demek artık pek ciddiye alınmıyor, zaten caydırıcılığı da yok bu memlekette yasaya işaret etmenin. Devletin yasasını devletim denetlemiyor, ben mi işaret edeyim?’ demiş.

Uğur bunlardan sonra ise duygulara seslenmenin zirvesine çıkmış:

‘Peygamber efendimizin Mekke yolunda yavrusunu emziren köpek için gösterdiği hassasiyeti unutup ‘köpekleri öldürün’ diye bağıranlar da vicdanlı olamaz değil mi?’

Tamam bunlar güzel laflar, ama ben özellikle toplumun kanaat önderlerinden ortada var olduğu herkesçe kabul edilen bir probleme insani bazı somut çözüm önerileri  getirmelerini isterdim.

Bu arada konu hakkında en çok bilgili olması gereken veterinerlerden de ciddi, somut, güçlü bir fikir gelmiyor, bilmem dikkat ettiniz mi?