Yüzyıllardır keşfedilmeyi beklemiş: Denizler altında yüz bin porselen
Dışişleri Bakanı Fidan ilk Çin ziyaretinin ikinci gününde mevkidaşı Wang ile bir araya geldi. İkilinin görüşmesi olumlu tonda gerçekleşti. Kuşak ve Yol girişimi ile Orta Koridor'un birbiriyle ilişkilendirilmesi yönünde olumlu mesajlar verildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu makamdaki ilk Çin ziyaretine dün başladı. Fidan’ı Çin’e davet eden mevkidaşı Wang Yi’ydi. Geçen yıl Türkiye’ye gelen Wang hem Fidan hem de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüştü. Dolayısıyla Fidan’ın bu ziyareti de iade-i ziyaret. Çin’e son dönemde giden Batılı devlet başkanları ve bakanların ana gündemi Çin’in sübvansiyonlar aracılığıyla özel sektörü destekleterek yurtdışında piyasanın altında satış yapmasını kınamıştı. Bunun kendi ülkelerinin özel sektöründe iflasa götürecek ve rekabete zarar verecek hamleler olduğunu söylemişlerdi. Fidan’ın bu ziyaretinin öyle bir amacı yoktu. Evet gündemi ekonomi odaklıydı ama Çin’in Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlamak ve Orta Koridor’u Kuşak ve Yol Girişimi’ne bağlamak içindi.
Fidan ziyaretinin ikinci günü Wang ile bir araya gelebildi. İki mevkidaş görüşme sonrası ortak basın toplantısı yaparak hem dünyadaki gerilimlerden hem de işbirliği planlarından bahsetti. Basın toplantısı sırasında konuya Çin’in Gazze’deki savaşta Filistin’e verdiği destekten memnun olduklarını söyleyerek başladı. Batı’nın aksine Çin savaşın başından bu yana taraflar arası temkinli yaklaştığı bir tutum sergilemiş, ilerleyen dönemde de ateşkes istediği açıklamalar yapmıştı.
Ancak Çin’in Filistin’deki yaklaşımı bazıları tarafından samimi bulunmamıştı. Zira Çin’in Uygur Türklerini “Çinlileştirme” politikasına tabi tutulduğu biliniyor. Son dönemlerde Çin’in Müslümanların ibadet yeri olan camileri yıktığına dair birtakım haberler de mevcut. Fidan’ın ziyaretini de bu yüzden eleştirenler vardı. Fidan ise Filistin’in hemen ardından Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Kaşgar ve Urumçi’den bahsederek “Bu şehirler Çin’le Türk dünyası arasında ve Çin’le İslam dünyası arasında aynı zamanda bir köprü rolü de oynamakta. Tarihi dostluğumuzun ve komşuluğumuzun sembolleridir” dedi. Fidan ziyaretinin kalan kısmında Kaşgar ve Urumçi’ye gitmeyi planlıyor. Bu iki yere en son Erdoğan 12 yıl önce gitmişti. Dolayısıyla Fidan 12 yıl sonra en üst düzey yetkili olarak bu kentlerde bulunacak.
Fidan’ın konuşması sırasında özellikle Kaşgar ve Urumçi için “Türk-İslam” vurgusu yapması dikkat çekti. Zira Çin bu şehirleri “Çin usulü İslam”a uygun hale getirme politikası güdüyor. Bununla birlikte Fidan konuşmasının devamında Çin’in toprak bütünlüğüne ve siyasal egemenliğine saygı duyduklarını da söyledi.
Wang’ın görüşme sırasında dile getirdiği sözlerden biriyse Türkiye’den ziyade ABD’yi hedef alır nitelikteydi. ABD’nin eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 2022’deki Tayvan ziyaretinin tetiklediği gerginlik bugüne kadar devam etti. Son olarak Çin Savunma Bakanı Dong Jun Tayvan’ın Çin’in kendi iç meselesi olduğunu vurguladı. Fidan ile basın toplantısı sırasında Wang da “Yabancı güçlerin demokrasi ve insan hakları gibi bahaneler adı altında iki ülkenin iç işlerine karışmasına karşı çıkmalıyız” diyerek isim vermeden gönderme yaptı. Zira ABD hem Tayvan ile silah alışverişi yapıyor hem de Gazze’deki savaşta İsrail’in tedarikçisi rolünde. Wang Türkiye’nin “tek Çin” politikasına saygı duyduğunu belirterek yönetimi övdü.
Çin’den gelen belki de en önemli mesaj Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor’un birbiriyle ilişkilendirilmesine olumlu yaklaşımıydı. Wang konuşmasında “İki ülke ekonomileri birbirini tamamlıyor ve büyük işbirliği potansiyeli barındırıyor. Dünya ekonomisinin zorluklardan geçtiği bir dönemde ikili ticaret buna rağmen gelişti ve verimli sonuçlar elde edildi. Çin tarafı Türk tarafıyla Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor Girişimi’nin uyumlu hale getirilmesi için birlikte çalışmaya, her türlü hükümetler arası işbirliği mekanizmasından yararlanarak ekonomi, ticaret, altyapı, ileri teknoloji ve dijital ekonomi gibi alanlarda işbirliğini derinleştirmeye ve daha üst düzeyli karşılıklı yarar ve ortak kazanç sağlamaya hazırdır” dedi.
Asya-Pasifik üzerine çalışan ve Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi öğretim görevlisi Diren Doğan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Özellikle G-20’den sonra Türkiye ve Çin potansiyel olarak bu koridor savaşlarında aynı eksene itildiler. Orta Koridor’un desteklenmesi noktasında Çin’in önyargılarının azaldığını görmek oldukça önemli özellikle ilerleyen süreçte Kuşak Yol’un Orta Koridor’a, Orta Koridor’un da Kalkınma Yolu’na bağlanması Türkiye’ye stratejik bir avantaj sağlayacaktır” dedi. ABD G20’de Hindistan, İtalya, Suudi Arabistan ve Yunanistan gibi ülkelerin destek verdiği, Hindistan’dan başlayıp Körfez’den Avrupa’ya gidecek bir yol üzerinde masada anlaşmaya varmıştı. Burada sıkıntılı olan konu İtalya’nın G20’deki anlaşmadan sonra Kuşak ve Yol Girişimi’nden ayrılmasıydı. Halbuki İtalya Çin’in girişimine destek veren ilk Avrupa ülkesiydi. Türkiye ise ABD’nin koridor planından direkt dışlandı.
Ancak Doğan Türkiye’nin Çin’den AR-GE için yatırım istemesinin çok zor bir olasılık olduğunu düşünüyor. Doğan’a göre Çin AR-GE’den ziyade telekomünikasyon, iletişim ya da kritik altyapı sektörlerinde yatırım yapmaya çok daha istekli olduğunu belirtiyor ama bunun da birtakım güvenlik risklerini göze almak anlamına geleceğini vurguluyor.