ABD tepkili: Rusya, nükleer denemeleri yasaklayan anlaşmadan çekildi
AB liderleri AB Konseyi Başkanı olarak Eski Portekiz Başbakanı Costa'yı, AB Komisyonu Başkanı olarak bu görevi beş yıldır sürdüren Leyen'i, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi olarak da Estonya Başbakanı Kallas'ı seçti.
Aşırı sağın Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki yükselişiyle başlayan hayal kırıklığı gelecek beş yıl Avrupa Birliği (AB) yapılanmasını yönetecek isimlerin belirlenmesi konusunda da devam etti. AB liderler zirvesinde alınan kararlar uyarınca AB Konseyi Başkanlığını devralacak isim eski Portekiz Başbakanı Antonio Costa, AB Komisyonu Başkanlığına devam edecek isim de mevcut başkan Ursula von der Leyen olacak. Öte yandan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi görevinin eski İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell’den Rusya karşıtlığıyla tanınan Estonya Başbakanı Kaja Kallas’a devredilmesinde uzlaşıldı. Bu kararın ardından Kallas hakkındaki suçlama ve eleştiriler de gündem oldu.
Brüksel’deki AB liderler zirvesinde AB Konseyi Başkanlığı görevini eski Belçika Başbakanı Charles Michel’den eski Portekiz Başbakanı Antonio Costa’nın devralması kararlaştırıldı. AB’nin Ukrayna politikasının ve Rusya yaptırımlarının belirleyici isimlerinden AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in beş yıl daha görevine devam etmesi önerildi. Aynı şekilde AP Başkanı Roberta Metsola’nın da.
Bu isimlerin eleştirilmesine neden olan bazı iddia ve yorumlar var.
Portekiz’de Kasım 2015’ten Temmuz 2023’e kadar başbakanlık yapan Sosyalist Partili Costa lityum ve yeşil hidrojenle ilgili kamu ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı iddialarıyla ilgili olarak hakkında açılan soruşturma nedeniyle istifa etmişti. Costa’nın AB Konseyi Başkanı seçilmesi hakkındaki soruşturmalar devam ettiği için şaşkınlık uyandırdı.
AB Konseyi Başkanı olarak gelecek beş yıl görev yapacak 1961 doğumlu Portekizli siyasetçi Costa kariyerine avukat olarak başladı. Costa siyaset sahnesinde 1991’de Sosyalist Parti’den milletvekili seçilerek yer edinmesinin ardından 1997’de Parlamento İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak atandı. Ülkesinde 1999’dan 2002’ye kadar Adalet Bakanı görevini sürdüren Costa 2002- 2004 döneminde Sosyalist Parti Meclis Grubu’na başkanlık etti.
Costa’nın AB kariyeri 2004’te başladı.
2004-2005 döneminde Sosyalist Parti’den AP milletvekili oldu ve AP Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Brüksel’deki kısa görev süresinin ardından 2014’te yolsuzluk şüphesiyle tutuklanan ve halen yargılanan eski Başbakan Jose Socrates’in hükümetinde içişleri bakanı olarak Portekiz’e döndü. Costa bu görevi 2007’ye kadar sürdürdü, daha sonra yerel siyasete geçti. 2007’den 2015’e kadar Lizbon Belediye Başkanlığı yapan Costa 2015 seçimlerinde Sosyalist Parti’nin lideri olarak yarıştı, ancak seçimi kaybetti. Buna rağmen Costa muhalefetteki sol partilerle ittifak kurdu ve koalisyon hükümetinin başına geçerek ilk kez başbakan oldu.
Costa Kasım 2015’ten istifa ettiği Temmuz 2023’e kadar Portekiz Başbakanıydı.
Almanya’da Angela Merkel’in başbakanlığı döneminde ilk kadın savunma bakanı olan Von der Leyen Komisyon’un Covid-19 salgını sırasında aşı tedarik sürecinde yolsuzlukla suçlanmıştı. AB Komisyonu Covid-19 salgınıyla mücadelede bazı ilaç ve aşı üreticilerinden yüksek miktarlarda aşı temin etmişti. Covid-19 aşı temini için en yüklü sözleşme Pfizer-BioNTech ile yapılmıştı. Bu tedarik görüşmeleri sırasında AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile Pfizer CEO’su Burla’nın telefon mesajlaşmaları gündeme gelmiş, mesajların içeriğinin açıklanması için AB yönetimine çağrılar yapılmış, ancak AB yönetimi bu mesajlaşmaları kamuoyuyla paylaşmamıştı.
Estonya’nın ilk kadın başbakanı Kallas Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden 10 gün sonra AP Genel Kurulu’nda annesinin 1949’da, henüz bebekken anneannesiyle birlikte dönemin Sovyet lideri Stalin tarafından Sibirya’ya sürüldüğünü anlattığı duygusal bir konuşma yapmıştı. Kallas “Batı’nın Rusya’nın tuzağına düşmemesi ve Ukrayna’ya koşulsuz destek vermesi” söylemi eşliğinde NATO üyesi ülkelerin Ukrayna’ya asker konuşlandırmasını savunan liderlerden olduğu için bazı kesimlerce “savaş kışkırtıcılığıyla” suçlamıştı.
Baltık ülkesi lideri AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi görevinin yanı sıra AB Komisyonu Başkanı Yardımcılığı görevini de üstlenecek.
Costa liderler tarafından doğrudan temsilci atanırken von der Leyen, Kallas ve Metsola’nın görevlerini resmen üstlenebilmek için 16 Temmuz’da AP Genel Kurulu’ndan güvenoyu almaları gerekecek.
Kallas 2019’da ülkesine dönerek yeniden milletvekili oldu, 2021 seçimlerinde de Başbakan seçildi.
Henüz bir yıllık Başbakanken patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı Kallas’ın kariyerindeki dönüm noktası oldu.
Savaştan önce de göreve gelmesinden itibaren Rusya karşıtı söylemleriyle öne çıkan Kallas Avrupa’nın yeni “demir leydi”si olarak anılmaya başladı.
AP seçimlerinde “aşırı sağcı” partiler büyük kazanım elde etmişken “aşırı sağcı” İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin liderliğini yaptığı AP’deki üçüncü büyük grup Avrupalı Muhafazakâr ve Reformcular’ın (ECR) müzakere dışı bırakılması nedeniyle von der Leyen’in yeniden aday gösterilmesine tepki gösterdiği belirtildi.
AB liderler zirvesine davet edilen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile güvenlik anlaşması imzaladı. Ukrayna-AB ile anlaşması modern askeri ekipman tedariki, personel eğitimi, mayın temizleme, Ukrayna’nın nükleer ve siber güvenlik konusunda desteklenmesi gibi savunmaya ilişkin garantilerin yanı sıra Kiev’in AB üyeliğine destek, finansal yardımlar, Ukraynalı mültecilerin korunması, savaş suçlarından sorumlu olanların yargılanması, Rusya’ya yaptırımların devamı ve dondurulan Rus varlıklarının Ukrayna’nın özellikle yeniden inşası ve ekonomisini desteklemede kullanılması taahhüdünü içeriyor.
Kiev’e uzun dönemli siyasi, askeri ve mali desteğin çerçevesini çizen anlaşmanın Ukrayna NATO’nun güvenlik şemsiyesine girene kadar yürürlükte kalması planlanıyor.
AB zirvesi vesilesiyle Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda ve Estonya Başbakanı Kaja Kallas ile de ikili güvenlik anlaşmaları imzalayan Ukrayna Devlet Başkanı daha önce ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Danimarka, Kanada, İtalya, Hollanda, Finlandiya, Letonya, İspanya, Belçika, Portekiz, İsveç, Norveç, İzlanda ve Japonya ile benzer anlaşmalar imzalamıştı.