PKK’nın ideolojik alan sorumlusunu MİT vurdu
MHP Genel Başkanı Bahçeli İsrail'in saldırılarının son bulabilmesi için Türkiye öncülüğünde 'Kudüs Paktı' kurulmasını önerdi. Bahçeli'nin pakta dahil olması için sıraladığı ülkeler arasında Suriye de yer aldı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada Ortadoğu’daki savaşın yayılmaması için “Kudüs Paktı” önerisi yaptı. Bahçeli’nin pakta dahil olması için sıraladığı ülkeler arasında normalleşme tartışmalarının ara ara gündeme geldiği Suriye’nin de olması dikkat çekti.
7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam ve saldırılarının ABD desteğiyle hız kesmeden sürdüğü belirtilen açıklamada “Binlerce bebek, çocuk, kadın yaşlı hunharca şehit edilirken ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde bulunamamaktadır” eleştirisi yapıldı.
İsrail’in saldırılarını “terör” olarak nitelendiren Bahçeli “İsrail terörü taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır” diyerek vahşet durmazsa savaşın çok yakın olduğunu da belirtti.
Ateşkes sürecinin süratle neticelenmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli “Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir ‘Kudüs Paktı’ oluşturulmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin vicdanının sesi, ileriyi gören gözüdür. Bu itibarla bugün Gazze’yi yerle bir eden, Kudüs’te Mescid’i Aksa’yı her gün taciz eden, Batı Şeria’daki Filistinlilere huzur yüzü göstermeyen İsrail’in durdurulması hem Türk milletinin arzusu, hem de bölgenin ve dünyanın huzuru için asgari bir zarurettir. Bütün bunlar güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan sağlanamayacaktır” dedi.
Türkiye’nin çağrıları ve çabalarına bölge devletlerinin de samimi ve olumlu cevap vermeleri gerektiğini belirten Bahçeli “Bu kapsamda bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç vardır. İslam toplumlarının bir ve beraber olması gereken, tek ses, tek nefes halinde bulunması mecburiyet arz eden bugünkü insanlık döneminde, hakkımıza sahip çıkamazsak şerefimizi kaybedeceğimiz herkes tarafından iyi bilinmelidir” vurgusu yaptı.
Türkiye’nin 1967 şartlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin derhal kurulmasının Ortadoğu’da kalıcı barış ve çözüm için tek seçenek olduğunu başından beri ileri sürdüğünü söyleyen Bahçeli açıklamasına şöyle devam etti:
“Türkiye Filistin davasının samimi savunucusudur. İktidarıyla muhalefetiyle aziz Türk milleti bu mücadeleyi sürdürmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkemizdeki huzur, refah ve istikrar ortamının devam ettirilmesinin bölgesel gelişmelerle yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasî ve ekonomik bakımdan istikrara kavuşmasına millî güvenliğimiz açısından büyük önem atfediyoruz. Bu çerçevede, Türkiye ile birlikte diğer İslam ülkelerinin katılımıyla oluşturulacak bir ‘Kudüs Paktı’nın ülkemizin güvenliği bakımından da gerekli görüyoruz. Geldiğimiz noktada bölgenin; kendi ayakları üstünde durmak, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği için kullanma becerisini göstermek, aynı zamanda da bölge ülkelerini bir insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarmak, tüm bölge ülkeleri için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun tüm Dünyayı karşısına alarak katliama devam ettiğini belirten Bahçeli “Netenyahu yargılanıp tutuklanmalıdır” dedi.
Türkiye’nin ‘Kudüs Paktı’na öncülük edebileceğini söyleyen Bahçeli şöyle devam etti: “Bölgenin bir ‘huzur kuşağı’ olmasını mümkün kılacak ‘Kudüs Paktı’nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir. Zira, bölge ülkelerinin tüm inisiyatifi eline alarak, dayanışma ve işbirliği içerisinde bölgesel sorunları çözebiliyor olması, bölgenin geleceği açısından hayatî derecede önemlidir. Bu bölgenin kaos üreten yapısının derhal sona erdirilerek dünyaya refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya kavuşturulması acil bir ihtiyaçtır. İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makûs talihini değiştiren tarihî bir adım olacaktır.”