Ukrayna'nın bombalar altında geçirdiği üçüncü bağımsızlık günü. Ancak değişen bir şey de var: Umut. Ukrayna'nın Kursk Operasyonu cephede dengeleri değiştirirken Putin ise 'umursamaz' görüntü vermeyi bir propaganda aracı olarak kullanıyor.
Ukrayna savaşın gölgesinde üçüncü bağımsızlık gününü yaşıyor. Şubat 2022 yılından bu yana Rusya’nın işgali altında olan Ukrayna’da, bu bağımsızlık gününü önceki ikisinden ayıran bir detay var: Kursk Operasyonu. Ukrayna savaşın başlangıcından bu yana Rusya’ya karşı bazı hamlelerde bulunsa da bunlar başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Geçtiğimiz yaz başlattığı karşı saldırının amacına ulaşamaması gibi. Bunun yanı sıra Ukrayna’nın savaşın başından bu yana uğraştığı ancak elde edemediği bir izin de vardı ki bahsettiğimiz “izin” şu an ki Kursk Operasyonu’nun ana unsurunu oluşturuyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, 2022’de Batılı müttefiklerinden silah yardımı talep ederken bir de izin istiyordu: Aldıkları uzun menzilli silahlarla Rusya topraklarını hedef alabilmek. Ancak Rusya ve NATO ülkelerini direkt karşı karşıya getirmek istemeyen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer müttefikleri, bu talebe soğuk yaklaşıyordu. 6 Ağustos’ta başlayan ve o günden bu yana devam eden Kursk Operasyonundan hemen önce ise Ukrayna bu izni kısmen de olsa almayı başardı. Ve Ukrayna, bugün Rusya topraklarının 1000 kilometre kare kadar içine girmiş durumda. Kimilerine göre İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Rusya topraklarına yapılan bu en büyük saldırı, Devlet Başkanı Vladimir Putin’i baskı altına soktu, kimilerine göre de Putin Kursk Operasyonu’nu küçümsüyor. Aslında Rus liderin kararları ve reaksiyonları göz önüne alındığında her ikisinin de mümkün olduğu ortada.
Ukrayna’nın savaş içindeki üçüncü bağımsızlık gününü, Putin’in Kursk yaklaşımlarını, nükleer santraller etrafında büyüyen endişeler ve ABD’nin yeni yardımlarını birlikte inceleyelim.
ABD’nin Demokrat Başkanı Joe Biden, cuma günü yaptığı bir telefon görüşmesiyle, Ukrayna lideri Zelenski’ye yeni müjdesini verdi. Washington Ukrayna’nın bağımsızlık gününden bir gün önce “hediye niyetine” Kiev’e verilecek yeni askeri yardım paketinin ayrıntılarını duyurdu. Biden ve Zelenski’nin görüşmesinden sonra detaylarını ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in paylaştı.
Yeni askeri yardım paketinin içerik ve tutar detayları şöyle:
💲 125 milyon dolar.
💣 Hava savunma füzeleri, dronsavar ekipmanlar, tanksavar füzeler ve mühimmat
Neden önemli: ABD’nin son yardım duyurusu, Ukrayna birliklerinin Rusya’nın batısındaki Kursk bölgesine saldırdığı, Rus birliklerinin ise Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk bölgesinde kritik bir lojistik merkez olan Pokrovsk kenti çevresinde kazanımlar elde ettiği bir dönemde geldi. Rusya, Ukrayna’nın Kursk Operasyonu’nda ABD silahlarını kullandığını açıklıyor. ABD ise operasyondan haberleri olmadıklarını belirterek silahlarla ilgili de yorum yapmaktan kaçınıyor. Dün, Rusya’nın ABD büyükelçisi Anatoly Antonov da bununla ilgili kritik bir açıklama yaptı. Antonov ABD’yi, “bir elini uzatıp diğer eliyle arkasından hançer tutan” birine benzeterek yakın zamanda Washington’un kritik bir adım atacağını iddia etmişti. Antonov’a göre ABD, Ukrayna’ya silahlarını kullanmada getirdiği sınırlamaları tümden kaldırabilir. Bu NATO silahlarıyla Rusya’nın daha derinlerinin hedef alınabileceği anlamına gelir.
Ukrayna ordusu, Rusya’nın Kursk bölgesini vurmak için yüksek hassasiyetli ABD yapımı bombalar kullandığını ve bahardan bu yana Rus saldırısı altında olan Ukrayna’nın doğusundaki Harkiv bölgesinde bazı toprakları geri aldığını açıkladı. Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mykola Olesçuk, Kursk’ta bir Rus müfreze üssünün vurulduğu anları gösterdiği iddia edilen bir video yayınladı. Olesçuk, ABD tarafından tedarik edilen GBU-39 bombalarıyla yapılan saldırının Rus askerlerin ölümüne ve teçhizatın imhasına yol açtığını söyledi. Bu arada, Ukrayna’nın 3. ayrı saldırı tugayı, kuvvetlerinin Harkiv bölgesinde yaklaşık 2 kilometrekare ilerlediğini söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, genelde az konuşmasıyla, hesap sormasıyla sert tutumuyla bilinen bir profil. Bu profilin en büyük tamamlayıcısı ise kuşkusuz onun eski KGB ajanı olması. Hakkında neler söylenmedi ki, yok efendim reenkarne oluyormuş, ayıya biniyormuş… Tek bir gerçek var ki o da Putin’in de gücünün bir sınırının olduğu. Bunu da artık kendi rutinin yıkarak sürekli açıklama yapmaya başlamasıyla görmeye başlamıştık. Kremlin’deki son toplantıdan aktarılan detaylar da onun endişelendiğinin, suçu başkasına atarak sorumluluktan kaçtığının bir göstergesi. Kursk’ta yaşananlarla ilgili üst düzey yetkilileriyle bir araya gelen Putin’in, “Beni suçlamayın” deyişi de bu iddiaların göstergesi. Ancak Rus liderin endişesi Batı medyasının abarttığı kadar var mı birlikte bakalım:
The Guardian gazetesinde Ukrayna’nın bağımsızlık günü için yazılanlara bakacak olursak, Putin büyük bir baskının altında.
📰 Şöyle bir göz gezdirelim:
Nataliya Gumenyuk: Zor bir yılın ardından Ukraynalılar Kursk taarruzunda umut ve gerçek değişim görüyor. Kursk saldırısı bazı şeyleri değiştirdi. Savaş ilk kez Rus topraklarına taşındı ve yenilmez olmadığını gösterdi. Ukrayna halkının moralini yükseltti. Birkaç askerle yapılan basit bir sohbet bunu doğruluyor.
Olga Chyzh: Putin baskı altında ve seçenekleri azalıyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Rusya’nın Kursk bölgesine girdi ve kolaylıkla ele geçirdi. Ukrayna’nın ilerleyişini yavaşlatmak için Moskova’nın yeterli sayıda askeri harekete geçirmesi neredeyse iki hafta sürdü. Ancak hasar verildi ve mesaj açık: Titizlikle düzenlenen operasyon, Vladimir Putin’i gafil avladı. Gücünün temel taşı olan Rusya’nın FSB güvenlik servisi bir kez daha bocaladı.
🔎 İstila mı, ne istilası? Atlantic Council’deki Peter Dickinson imzalı analiz de Putin’in iki buçuk yıllık blöfünün ayrıntılı bir analizi yer alıyor:
🗣 Putin Ukrayna’nın Kursk saldırısını küçümsüyor.
“Ukrayna’yı fethetmekle Rusya’yı savunmak arasında bir seçimle karşı karşıya kalan Putin’in her ikisini de yapamayacağı giderek daha açık hale geliyor. Putin, ülkesinin süper güç iddialarına uygun bir misilleme yapmayarak Rusya’nın işgalini küçümsemeye devam ediyor. Putin neredeyse iki buçuk yıl boyunca dünyaya blöf yapmayı başardı, ancak Ukrayna onun blöfünü en güçlü şekilde gördü.”
Dickinson’a göre Putin, Ukrayna’nın Kursk Operasyonunu küçümsüyor ancak küçümsemesi de bir propaganda aracı. Yani aslında Rus lider endişeli. Fakat endişesinin halka yayılmasına engel olmak için “umursamıyor” gibi görünerek, çok acil olmayan yurtdışı ziyaretlerine çıkıyor ya da Donbas’a odaklandıklarının bilinmesini istiyor.
Kimilerine göre de Putin “rasyonel” biri. Hem de nükleer konusunda.
Önce gelişmeler, sonra yorum:
Rusya ve Ukrayna savaşında şu an öne çıkan iki kritik yer var
☢️Kursk Nükleer Güç Santrali (NGS)
☢️Zaporijya Nükleer Güç Santrali
Rusya lideri Putin, Ukrayna’nın Kursk Operasyonunda NGS’yi hedef alacağından endişeli olduğunu ifade etmişti. Ukrayna tarafı da Rus güçlerinin Zaporijya’da aynısını yapacağından endişeli olduklarını dile getiriyorlar. BM’nin eski silah denetçisi Hans Blix’e göre Putin’in böyle bir emir vermesi mümkün değil.
Blix, Putin’in Ukrayna’nın Zaporijya nükleer santralinin güvenliği konusunda uluslararası endişelerin arttığı bir ortamda bir felaketi göze almayacağına inandığını söyledi. İsveçli eski dışişleri bakanı Agence France-Presse’e yaptığı açıklamada Putin’in “çok rasyonel” olduğunu ve “ne yaptığını bildiğini” söyledi.
Putin endişeli mi, ne yaptığını bilen biri mi Kursk operasyonunun gidişatı gösterecek.