Yas Nick Cave’i böyle değiştirmiş: Artık kendi dehama hayran değilim
Nick Cave & the Bad Seeds yeni albümleri 'Wild God'ı yayınladı. Merakla beklenen albüm, tahmin edildiği üzere depresif ve karanlık havasıyla birlikte geldi. Albümü özetleyecek kelimeyse acı.
Nick Cave ve yol arkadaşı Warren Ellis acıyla harmanlanan albümleri ‘Wild God’ı yayınladı. Cave’in müziğine uzun yıllardır hakim olan bu karanlık hava yeni albümünde de devam etmiş. 18. stüdyo albümünü dinleyiciyle buluşturan Nick Cave’in 10 şarkıdan oluşan çalışması son yıllarda yaşadığı acıların yanı sıra Tanrı inancı, yakarış ve kadere dair pek çok unsuru barındırıyor. ‘Wild God’ bu yönüyle acı ve iyimserlikle bezenmiş bir bilgelik hikâyesi.
İnsan ister istemez Leonard Cohen ya da David Bowie gibi efsanelerin son dönem çalışmalarına benzetiyor. Tabii dileriz ki Nick Cave’in üretkenliği daha nice yıllar devam etsin. Son yıllarda bu üretkenliği en çok besleyen şeylerden biri de müzisyenin ıstırapları. İki oğlunun ölümüne tanıklık eden 66 yaşındaki Cave yeni albümün ortaya çıkış sürecinde geceleri gördüğü kâbuslardan sonra uyandığında “dev spor ayakkabılar giymiş, gülen, kafasının etrafında yıldızlar olan bir hayalet ve yanan bir çocuğa ait olduğu anlaşılan bir ses tarafından rahatsız edildiğini” söylüyor.
30 Ağustos’ta çıkan bu melankolik albümü için Nick Cave’den tüm acılar içinde ilahi bir arayışla neşeli olma mesajı da geliyor. İngiliz basınında yer alan yazılarda albüm için beş yıldızın sıklıkla tercih edildiğini söylemek mümkün. Anlatısı, içinde korno gibi esntrümanların bulunduğu müzik düzenlemeleriyle ‘Wild God’ Cave’in 2015’te kaza sonucu düşerek ölen oğlu Arthur’u kaybettikten sonra hayata verdiği 10 şarkılık tepkinin yanı sıra Cave, kimi yerlerde müziği ikinci plana atıp içindeki öfkeyi sözlerle dışarıya atıyor. ‘Joy’ tam da böyle bir şarkı olarak karşımıza çıkıyor. Hatta şarkı için bir nevi albümün özeti de diyebiliriz.
‘Long Dark Night’, ‘Wild God’ ve ‘Frogs’ gibi karakterisitk şarkılara imza atan Nick Cave dinleyiciler nezdinde de en çok bu albümlerinin dinlenmesi karşılığını aldı. Cave 2021 yılında hayatını kaybeden Avustralyalı müzisyen Anita Lane ya da bir diğer deyişle ilk aşkı için daha önceki albümlerinde olduğu gibi bu kez de bir şarkı ithaf etmeyi ihmal etmemiş. ‘O Wow O Wow (How Wonderful She is’ tam da sonbaharı karşılamaya hazırlandığımız eylül ayında insanın içine yerleşecek hüznü daha da tetikleyecek kıvamda.
Albümdeki şarkıların yarattığı hissiyat bakımında ulaştığı nokta Nick Cave’in müziğin ve toplumsallığın dönüştürücü gücüne olan inancını yeniden teyit ediyor. “Kendini yalnız hissediyorsan, hüzünlüysen ve ne yapacağını bilmiyorsan ruhunu sakinleştir” diyor 66 yaşındaki müzisyen. Son dönemde sıklıkla duyduğumuz bir kavram acıyla yoğruluyor mısralarda; Radikal iyimserlik.
Bu kavramı Dua Lipa’nın son albümünün ismi olarak karşımıza çıktığında insanlık olarak üstüne konuşmuş, üzerine tartışmıştık. Nick Cave, bunu çok daha bilgece bir edayla 10 şarkılık bu yeni başyapıtında dillendirirken Tanrı ile konuşmayı da ihmal etmiyor. En son 2022 yılında binlerce müzikseverin katıldığı konserle İstanbul’da sahne alan Avustralya doğumlu müzisyenin şehre yeniden gelip gelmeyeceği merak konusu. Bu beklenti yeni albümle ve eski unutulmaz karşılamalarla doğal olarak bir hayli yükselmiş durumda. 66 yaşındaki müzisyen şimdilik acı dolu ama bir yönüyle de iyimserliğe yönlendiren 18. stüdyo albümüne gelen güzel tepkilere odaklanacak belki de. Şimdi herkes için bu iyileştirici deneyimi dinleme zamanı.